335 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Umâre b. Gaziyye, ona Ebu'z-Zübeyr, ona Câbir (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kime (yardım) olarak bir şey verilirse eğer imkan bulursa onun karşılığını versin. Eğer verecek bir şey bulamazsa bu iyiliği övsün. İyiliği öven kişi ona karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş olur. Her kim yapılan yardımı gizlerse ona nankörlük etmiş olur. Kendisine verilmeyen bir şey, onda varmış gibi davranan kişi, bir çift yalan elbisesi giymiş (iki yalan söz söylemiş) gibidir." Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Bu konuda Esmâ bint Ebû Bekir ve Hz. Aişe'den de hadis nakledilmiştir. "Her kim kendisine yapılan iyiliği saklarsa nankörlük etmiş olur" ifadesinin anlamı 'bu nimete nankörlük etmiş olur' demektir.
Bize Amr b. Ali, ona Muâz b. Muâz, ona Şu'be, ona Tevbe el-Anberî, ona Abdullah b. Kudâme b. Aneze, ona Ebû Berze el-Eslemî (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Ebû Bekir'e (ra) sert bir şekilde konuşmuştu. "Onu öldüreyim mi?" diye sordum. Hz. Ebu Bekir bana kızdı ve şöyle dedi: "Rasulullah'tan (sav) başka hiç kimse için böyle bir şey yapılamaz."
Bize Muhammed b. el-Alâ, ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Sâlim b. Ebu'l-Ca'd, ona Ebû Berze (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ebû Bekir (ra) bir adama çok kızmıştı. Ona "(Kızdığın bu şahıs) Kimdir ey Rasulullah'ın halifesi?" diye sordum. "Neden soruyorsun?" dedi. "Emredersen gidip boynunu vurayım" dedim. "Bunu gerçekten yapar mısın?" diye sordu. "Evet yaparım" dedim. Söylediğim sözün ciddiyeti onun öfkesini dindirdi. Sonra şöyle dedi: "Hz. Muhammed'den (sav) başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur".
Bize Ebû Davud, ona Ya'lâ, ona A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Ebu'l-Bahterî, ona Ebû Berze şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Hz. Ebû Bekir'in (ra) yanına uğramıştım. Bir adama çok kızmıştı. "Ey Rasulullah'ın halifesi! Kendisine kızdığın bu kişi kim?" diye sordum. "Neden soruyorsun?" diye karşılık verdi. "Boynunu vurayım" dedim. Allah'a yemin olsun ki, söylediğim sözün ciddiyeti onun öfkesini dindirdi ve şöyle dedi: "Hz. Muhammed'den (sav) sonra hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî', ona Süfyan, ona İbn Cüreyc, ona İbn Mînâ, ona da Cevzân, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her kime bir din kardeşi mazeret beyan eder de (bu mazereti) kabul etmezse, (tüccardan haksız yere para alan) vergi toplayıcısının günahı gibi günah kazanmış olur". Bize Muhammed b. İsmail, ona Vekî', ona Süfyân, ona İbn Cüreyc, ona Abbâs b. Abdurrahman -b. Minâ-, ona Cevzân, Hz. Peygamber'den (sav) benzer bir hadisi rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Osman b. Abdurrahman, ona Ali b. Urve, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Kişinin misafirine kapıya kadar eşlik edip onu uğurlaması sünnettir."
Bize Ebû İshâk el-Herevî, ona el-Abbas b. el-Fadl el-Ensârî, ona Kurra b. Hâlid, ona Ebû Cemre, ona İbn Abbâs (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) el-Eşec el-Asarî'ye şöyle buyurmuştur: "Sende Allah'ın sevdiği iki güzel huy var: hilim (yumuşak huyluluk ve hoşgörü) ve utanma duygusu."
Bize Zeyd b. Ahzem, ona Bişr b. Ömer, ona Hammâd b. Seleme, ona Yunus b. Ubeyd, ona Hasan, ona İbn Ömer (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah katında kişinin Allah rızası için öfkesini yutmasından daha iyi bir şeyi yutma yoktur."
Bize Saîd b. Âmir, ona İsmail b. İbrahim, ona Yunus şöyle rivayet etmiştir: Meymûn b. Mihrân bana şöyle yazdı: "Din konusunda husumet ve münakaşadan sakın! Bu konuda ne alimle ne de cahille tartış! Çünkü âlim senden ilmini saklar ve yaptığını umursamaz. Câhil ise canını sıkar ve sana boyun eğmez."