أخبرنا معمر عمن سمع الحسن يقول : إن المؤمن لا بجهل ، وإن جهل عليه حلم ، وإن ظلم غفر ، وإن حرم صبر ، قال : وقال الحسن : الغيبة أن تذكره بما فيه ، فإذا ذكرته بما ليس فيه فقد بهته.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
88600, MA020254
Hadis:
أخبرنا معمر عمن سمع الحسن يقول : إن المؤمن لا بجهل ، وإن جهل عليه حلم ، وإن ظلم غفر ، وإن حرم صبر ، قال : وقال الحسن : الغيبة أن تذكره بما فيه ، فإذا ذكرته بما ليس فيه فقد بهته.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20254, 11/176
Senetler:
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Mübhem Ravi (Mübhem)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Bilgi, fazileti
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
İman, imanın bireysel ve toplumsal tezahürleri
KTB, İMAN
Sabır, sabretmek
Teşvik edilenler, insanları affetmek
أخبرنا معمر عن أبي إسحاق عن زيد بن أثيع أن رجلا كان يشتم أبا بكر ، ورسول الله صلى الله عليه وسلم جالس ، فلما ذهب أبو بكر لينتصر منه قام النبي صلى الله عليه وسلم ، فقال له أبو بكر : شتمني ، فلما ذهبت لارد عليه قمت ، قال : إن الملك كان معك ، فلما ذهبت لترد عليه قام فقمت .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
88602, MA020255
Hadis:
أخبرنا معمر عن أبي إسحاق عن زيد بن أثيع أن رجلا كان يشتم أبا بكر ، ورسول الله صلى الله عليه وسلم جالس ، فلما ذهب أبو بكر لينتصر منه قام النبي صلى الله عليه وسلم ، فقال له أبو بكر : شتمني ، فلما ذهبت لارد عليه قمت ، قال : إن الملك كان معك ، فلما ذهبت لترد عليه قام فقمت .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20255, 11/177
Senetler:
1. Zeyd b. Yüsey' el-Hemdanî (Zeyd b. Yüsey')
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
İman, Esasları, Melek sembolizmi
KTB, İMAN
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا عبدة عن بن أبي خالد عن الشعبي قال جاء رجل إلى عبد الله بن عمرو وعنده القوم جلوس يتخطى إليه فمنعوه فقال اتركوا الرجل فجاء حتى جلس إليه فقال أخبرني بشيء سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : المسلم من سلم المسلمون من لسانه ويده والمهاجر من هجر ما نهى الله عنه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166245, EM001144
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا عبدة عن بن أبي خالد عن الشعبي قال جاء رجل إلى عبد الله بن عمرو وعنده القوم جلوس يتخطى إليه فمنعوه فقال اتركوا الرجل فجاء حتى جلس إليه فقال أخبرني بشيء سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : المسلم من سلم المسلمون من لسانه ويده والمهاجر من هجر ما نهى الله عنه
Tercemesi:
— Şa'bî'den rivayet edildiğine göre, bir adam Abdullah ibni Amr'a geldi. Abdullah'ın yanında insanlar oturuyordu. Adara, Abdullah'a doğru adım atmaya durdu da, insanlar onu engellediler. Bunun üzerine Abdullah;
— Adamı bırakın, dedi.
Nihayet gelip (Abdullah'ın yanma) oturdu da, dedi ki:
— Resû.lüllah(Salfaliahü Aleyhi ve Selkm)'dexı işittiğin bir şeyi bana bildir. Abdullah dedi ki:
— Resûlüllah (Saltell&kü Ahtyhi v$ $ktkm)}in şöyle buyurduğunu işittim: «Müslüman o kimsedir ki, müslümanlar onun dilinden ve elinden selâmet Ibulmuştur. Muhacir de o kimsedir ki, Allafh'ın yasakladığı şeyden uzaklaşıp ayrılmıştır.»[1018]
Kalabalık İçinde İnsanları rahatsız ederek yürümenin hangi şartlar altında edebe aykırı düşmeyeceği, bir önceki Hadîs-i Şerif münasebetiyle bildirilmişti. Buradaki olay da aynı mânâyı taşımakta olduğundan ayrı bir yoruma lüzum kalmamıştır. Ancak bu münasebetle varîd olan Hadîs-İ Şerîf büyük önem taşımaktadır.
Gerçek müslüman, en güzel ahlâka ve edebe sahip bulunan kimsedir. Bunun elinden ve dilinden fenalık çıkmaz, başkasına zarar dokunmaz; bi-lâkİs fayda ve menfaai kazandırır. İnsan saz ve hareketleriyle benliğini ve gerçek varlığını ortaya koyar. Saz ve hareketleri birbirine uygun düşerek iyilik örnekleri verenler, başkalarına zarar değil de, fayda sağlayanlar veya hiç olmazsa başkalarına kötülükleri olmayanlar en iyi müslümanlardır. Bunun aksini alacak olursak, başkalarına dil ve elleriyle zarar verenler, eziyet verici davranışlarda bulunanlar da, müsİümaniarın en kötüleridir. Müslümanların birbirlerine karşı olan muamelelerinde bu ikî esasa verecekleri önem derecesine göre olgunluk ve kemâl kazanılır. Birbirlerine zarar ve ziyan vermeyenler orasında sevgi ve muhabbet bağları kuvvetlenir. Bunlar birbirlerine destek ve yardıma olurlar, bir vücut gibi çalışırlar. Düşman tehlikesini de aynı ruh ve beraberlik içinde karşılayıp yek ederler. Bu bakımdan Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selletn):
«Müslüman o kimsedir fci., snüslümanîar onun ne elinden ve ne de dilinden Karar çekmezler, selâmet üzere bulunurlar.» buyurmuştur.
Allah rızasını kazanmak ve İslâm ahlâkı üzere yaşamak gayesi ile ikâmet etmekte olduğu vatanını terkedip başka memlekete gidene muhacir denir. Böyle bir fedakârlığa ve zahmete katlanmak şüphesiz ki, büyük bir gayret eseridir Fokot bundan daha önemlisi, Allah Teâlâ'nin yasak ve haram ettiği şeyleri terketmek ve onları bir daha işlememektir. Bunlar yerine getirilmediği, yâni; Allah'ın yasaklarından sakımlmadığı takdirde yapılacak hicretin bir kıymeti kalmaz. Onun İçin ası! hicret, haram ve yasak olan şeyleri terk etmektir, buyurufmuşiur.[1019]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1144, /868
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Adab, oturma adabı
Müslüman, Eline sahip olmak
Müslüman, vasıfları
Siyer, Hicret