138 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Kuba’ya gittiği zaman, Milhan kızı Ümm Haram’ın yanına da gider, o da ona yemek ikram ederdi. Ümm Haram, Ubâde b. Sâmit ile evliydi. Bir gün onun evine gitti, o da ona yemek ikram etti. Rasulullah (sav) uyuduktan sonra gülerek uyandı. Ümmü Harâm der ki: Ben “Ey Allah’ın Rasulü, neden gülüyorsun?” dedim. O da "ümmetimden Allah yolunda gazaya çıkmış bir takım kimseler bana gösterildi, onlar şu deniz üstündeki gemilere, tıpkı tahtlar üzerindeki krallar gibi binmişlerdi" ya da "tahtlar üzerindeki krallar gibilerdi" dedi. -Rivayette şüpheye düşen ravi İshak’tır.- Ben “Allah’a, beni onlardan kılması için dua et” dedim. Dua etti. Sonra başını bir daha koydu ve uyudu, sonra yine gülerek uyandı. Ben “neden gülüyorsun ey Allah’ın Rasulü”, dedim. O da "Allah yolunda gazaya çıkan ümmetimden bir takım kimseler bana gösterildi. Onlar tahtlar üzerinde krallar olarak" –yahut da- "tahtlar üzerindeki krallar gibi bu denizdeki gemilere biniyorlar" buyurdu. Ben “Allah’a beni de onlardan kılması için dua et” dedim. "Sen öncekilerdensin” buyurdu. Daha sonra Muâviye zamanında gemiye bindi, denizden çıktığı zaman bindiği hayvanından düştü ve şehit oldu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben bu gece rüyamda kendimi Kâbe'nin yanında gördüm. Orada esmer bir adama denk geldim ki bu adam, esmer erkekler içinde bir gözün görebileceği en yakışıklı kişiydi. Onun kulak memelerini geçmiş uzun, güzelce taranmış ve sanki su damlıyor gibi gözüken bir saçı vardı ki, o da bir gözün görebileceği en güzel saçtı. Bu zât iki adama -yahut iki adamın omuzlarına- dayanarak Kâbe'yi tavaf ediyordu. “Bu kimdir?” diye sordum. “Meryem oğlu Mesih” denildi. Bu sırada, son derece kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat ve sanki salkımdaki benzerlerinden dışarıya fırlamış iri bir üzüm tanesi gibi olan bir adamla karşılaştım ve “bu kimdir?” diye sordum. Bana “Deccâl Mesih” denildi."