Öneri Formu
Hadis Id, No:
26538, N004993
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ قَالَ أَخْبَرَنى كَهْمَسُ بْنُ الْحَسَنِ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ إِذْ طَلَعَ عَلَيْنَا رَجُلٌ شَدِيدُ بَيَاضِ الثِّيَابِ شَدِيدُ سَوَادِ الشَّعَرِ لاَ يُرَى عَلَيْهِ أَثَرُ السَّفَرِ وَلاَ يَعْرِفُهُ مِنَّا أَحَدٌ حَتَّى جَلَسَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَسْنَدَ رُكْبَتَيْهِ إِلَى رُكْبَتَيْهِ وَوَضَعَ كَفَّيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِى عَنِ الإِسْلاَمِ قَالَ « أَنْ تَشْهَدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ وَتَصُومَ رَمَضَانَ وَتَحُجَّ الْبَيْتَ إِنِ اسْتَطَعْتَ إِلَيْهِ سَبِيلاً » . قَالَ صَدَقْتَ . فَعَجِبْنَا إِلَيْهِ يَسْأَلُهُ وَيُصَدِّقُهُ ثُمَّ قَالَ أَخْبِرْنِى عَنِ الإِيمَانِ قَالَ « أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْقَدَرِ كُلِّهِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ » . قَالَ صَدَقْتَ . قَالَ فَأَخْبِرْنِى عَنِ الإِحْسَانِ قَالَ « أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ » . قَالَ فَأَخْبِرْنِى عَنِ السَّاعَةِ قَالَ « مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ بِهَا مِنَ السَّائِلِ » . قَالَ فَأَخْبِرْنِى عَنْ أَمَارَاتِهَا قَالَ « أَنْ تَلِدَ الأَمَةُ رَبَّتَهَا وَأَنْ تَرَى الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ الْعَالَةَ رِعَاءَ الشَّاءِ يَتَطَاوَلُونَ فِى الْبُنْيَانِ » . قَالَ عُمَرُ فَلَبِثْتُ ثَلاَثًا ثُمَّ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَا عُمَرُ هَلْ تَدْرِى مَنِ السَّائِلُ » . قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « فَإِنَّهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ أَتَاكُمْ لِيُعَلِّمَكُمْ أَمْرَ دِينِكُمْ » .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr b. Şümeyl, ona Kehmes b. Hasan, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya’mer, ona Abdullah b. Ömer, ona da Ömer b. Hattab şöyle demiştir: “Bir gün Rasulullah’ın yanında iken yanımıza elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, üzerinde yolculuktan zerre iz görülmeyen ve bizden kimsenin de tanımadığı bir adam geliverdi. Rasulullah’ın yanına oturdu, dizlerini dizlerine dayadı, ellerini O’nun (s.a) dizlerine koydu ve “Ey Muhammed! Bana İslam’dan haber ver.” dedi.” Rasulullah “Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekat vermen, Ramazan orucunu tutman, imkan bulabilirsen Kabe’yi haccetmen” buyurdu. O “Doğru söyledin.” dedi. O’nun böyle sorup sonra da tasdik etmesi bizim garibimize gitti. Sonra “Bana imandan haber ver dedi.” Rasulullah (s.a) “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, hayrı ve şerriyle/bütünüyle kadere iman etmendir.” buyurdu. O, “Doğru söyledin.” dedi. Sonra “Bana ihsandan haber ver dedi.” Rasulullah “Kendisini görüyormuş gibi Allah’a ibadet etmendir. Zira sen O’nu görmesen de O (c.c) seni görüyor.” buyurdu. “Bana kıyametten haber ver.” deyince Rasulullah “Bu konuda sorulan sorandan daha fazla bilgili değil” buyurdu. O, “O zaman bana alametlerinden haber ver” dedi. Rasulullah “Cariyenin efendisini doğurması ve yalınayak, yarı çıplak, ihtiyaç sahibi koyun çobanlarını binalar yapmada yarışır halde görmendir.” buyurdu. Ömer (r.a) dedi ki: “Bir süre bekledim. Sonra Rasulullah bana “Ey Ömer o soran kimdi biliyor musun?” buyurdu. Ben “Allah ve Rasulü daha iyi bilir” dedim. Bunun üzerine Rasulullah “O Cebrail (a.s) idi. Size dininizin esasını öğretmek için geldi.” buyurdu.”
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İmân ve şerâi'uhâ 5, /2409
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Ebu Hasan Kehmes b. Hasan et-Teymî (Kehmes b. Hasan)
6. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
7. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları, Kitaplara iman
İman, İslam, İhsan
İnanç, Cibril Hadisi
KTB, İMAN
KTB, KADER
Açıklama: Sahih bir hadistir. Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın zayıflığı sebebiyle zayıf bir isnaddır. Mutabii vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
48618, HM005856
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ زَيْدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ
قُلْتُ لِابْنِ عُمَرَ إِنَّ عِنْدَنَا رِجَالًا يَزْعُمُونَ أَنَّ الْأَمْرَ بِأَيْدِيهِمْ فَإِنْ شَاءُوا عَمِلُوا وَإِنْ شَاءُوا لَمْ يَعْمَلُوا فَقَالَ أَخْبِرْهُمْ أَنِّي مِنْهُمْ بَرِيءٌ وَأَنَّهُمْ مِنِّي بُرَآءُ ثُمَّ قَالَ جَاءَ جِبْرِيلُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ مَا الْإِسْلَامُ فَقَالَ تَعْبُدُ اللَّهَ لَا تُشْرِكُ بِهِ شَيْئًا وَتُقِيمُ الصَّلَاةَ وَتُؤْتِي الزَّكَاةَ وَتَصُومُ رَمَضَانَ وَتَحُجُّ الْبَيْتَ قَالَ فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَأَنَا مُسْلِمٌ قَالَ نَعَمْ قَالَ صَدَقْتَ قَالَ فَمَا الْإِحْسَانُ قَالَ تَخْشَى اللَّهَ تَعَالَى كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَا تَكُ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ قَالَ فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَأَنَا مُحْسِنٌ قَالَ نَعَمْ قَالَ صَدَقْتَ قَالَ فَمَا الْإِيمَانُ قَالَ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْبَعْثِ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ وَالْجَنَّةِ وَالنَّارِ وَالْقَدَرِ كُلِّهِ قَالَ فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَأَنَا مُؤْمِنٌ قَالَ نَعَمْ قَالَ صَدَقْتَ
Tercemesi:
(Yahya b. Ya'mer) 'den gelen rivayette: Abdullah b. Ömer' e (Radıyallahü anhüma) dedim ki:
'Bazı kişiler tanıyorum, 'bütün her şey elimizde: biz dilersek yaparız,
dilemezsek yapmayız' diye iddia ediyorlar.'
İbn Ömer:
'Onlarla karşılaştığınızda şunu haber ver: Hz.Ömer'in oğlu Abdullah,
bu kişilerden ayrılmıştır ve onlar da Abdullah'tan ayrılmıştır' dedi ve ekledi:
Bir gün Cibril (insan suretinde) Peygamberimiz'e (Sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve sordu:
'Ey Muhammed! İslam nedir?'
"Allah'a ibadet eder, başka bir şeyi O'na ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekat verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Kutsal Mabed (Kabe)'de hac yaparsın. "
'Bunları yerine getirdiğimde, ben Müslüman oluyorum, (öyle mi?)' "Evet. "
'Doğru söyledin, peki ihsan nedir?'
"Senin, Allah'ı görür gibi huşu içinde/ saygılı yaşamandır, Gerçekte
sen Allah'ı görmüyorsan da, (unutma) O seni görüyor."
'Bunları yerine getirdiğimde, ben muhsin oluyorum, (öyle mi?)' "Evet."
'Doğru söyledin, peki iman nedir?'
"Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ölümden sonraki
dirilişe, cennete, cehenneme ve (hayır-şer yönüyle) bütün kader programına inanmandır."
'Bunları yerine getirdiğimde, ben mü'min oluyorum, (öyle mi?)' "Evet."
'Doğru söyledin."
Açıklama:
Sahih bir hadistir. Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın zayıflığı sebebiyle zayıf bir isnaddır. Mutabii vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 5856, 2/472
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları, Kitaplara iman
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
İman, imanın esasları
İman, İslam, İhsan
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39693, HM000367
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا كَهْمَسٌ عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ وَيَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا كَهْمَسٌ عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ سَمِعَ ابْنَ عُمَرَ قَالَ حَدَّثَنِي عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ
بَيْنَمَا نَحْنُ ذَاتَ يَوْمٍ عِنْدَ نَبِيِّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذْ طَلَعَ عَلَيْنَا رَجُلٌ شَدِيدُ بَيَاضِ الثِّيَابِ شَدِيدُ سَوَادِ الشَّعَرِ لَا يُرَى قَالَ يَزِيدُ لَا نَرَى عَلَيْهِ أَثَرَ السَّفَرِ وَلَا يَعْرِفُهُ مِنَّا أَحَدٌ حَتَّى جَلَسَ إِلَى نَبِيِّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَسْنَدَ رُكْبَتَيْهِ إِلَى رُكْبَتَيْهِ وَوَضَعَ كَفَّيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِي عَنْ الْإِسْلَامِ مَا الْإِسْلَامُ فَقَالَ الْإِسْلَامُ أَنْ تَشْهَدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَتُقِيمَ الصَّلَاةَ وَتُؤْتِيَ الزَّكَاةَ وَتَصُومَ رَمَضَانَ وَتَحُجَّ الْبَيْتَ إِنْ اسْتَطَعْتَ إِلَيْهِ سَبِيلًا قَالَ صَدَقْتَ قَالَ فَعَجِبْنَا لَهُ يَسْأَلُهُ وَيُصَدِّقُهُ قَالَ ثُمَّ قَالَ أَخْبِرْنِي عَنْ الْإِيمَانِ قَالَ الْإِيمَانُ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَالْقَدَرِ كُلِّهِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ قَالَ صَدَقْتَ قَالَ فَأَخْبِرْنِي عَنْ الْإِحْسَانِ مَا الْإِحْسَانُ قَالَ يَزِيدُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ قَالَ فَأَخْبِرْنِي عَنْ السَّاعَةِ قَالَ مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ بِهَا مِنْ السَّائِلِ قَالَ فَأَخْبِرْنِي عَنْ أَمَارَاتِهَا قَالَ أَنْ تَلِدَ الْأَمَةُ رَبَّتَهَا وَأَنْ تَرَى الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ رِعَاءَ الشَّاءِ يَتَطَاوَلُونَ فِي الْبِنَاءِ قَالَ ثُمَّ انْطَلَقَ قَالَ فَلَبِثَ مَلِيًّا قَالَ يَزِيدُ ثَلَاثًا فَقَالَ لِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا عُمَرُ أَتَدْرِي مَنْ السَّائِلُ قَالَ قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ قَالَ فَإِنَّهُ جِبْرِيلُ أَتَاكُمْ يُعَلِّمُكُمْ دِينَكُمْ
Tercemesi:
0mer b. Hattab'tan (Radıyallahü anh):
Rasulullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber otururken, yanımıza bir adam çıkageldi, elbisesi bembeyaz ve saçı simsiyahtı. Üzerinde yolculuk alameti yoktu ve kendisini bizden hiç kimse tanımıyordu. Bu kişi geldi ve Allah'ın Peygamberine yakın bir şekilde oturdu, dizlerini onun dizlerine yaklaştırdı, ellerini de dizlerine koydu. Sonra şöyle dedi:
'Ey Muhammed! Bana İslam'ı tanıt, İslam nedir?' Rasulullah buyurdu ki: "İslam; senin Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de
Allah Rasulü olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekat vermen, Ramazan orucunu tutman ve gitmeye imkan bulabilirsen Kutsal Mabed (Kabe)de hac yapmandır."
O kişi:
'Doğru söyledin' dedi.
Biz şaşırdık, hem soru soruyor, hem de tasdik ediyordu. Sonra dedi ki: 'Bana iman'ı tanıt!'
Rasulullah şöyle buyurdu:
"Iman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret
gününe ve hayır-şer yönüyle bütün kader (programına) inanmandır". 'Doğru söyledin'
'Bana ihsan'ı tanıt, ihsan nedir?'
"İhsan; Allah'ı görür gibi (şuurlu bir şekilde) ibadet etmendir,
Gerçekte sen Allah'ı görmüyorsan da (unutma,) O seni görüyor."
'Bana o önemli zamanı/kıyameti tanıt!'
"Sorulan kişi (bu konu da) sorandan fazla bir şey bilmiyor." O tekrar: 'O halde alametlerini/işaretlerini tanıt!' deyince Rası1lullah şöyle
buyurdu:
"Cariyenin hanım efendisini doğurduğu, yalın ayak, üstü çıplak (fakir) koyun çobanlarının bina yaptırmada yarışacak (kadar zengin oldukları vakit, kıyameti bekle!) "
Hz. Ömer dedi ki:
'O kişi bir müddet durdu ve sonra da kalktı, gitti. Rasulullah bana
(döndü ve) şöyle dedi:
"Ey Ömer, soru soran kimdi, bildin mi?" Ben de:
'Allah ve Rasulü daha iyi bilir,' dedim. Bunun üzerine Rasulullah
şöyle buyurdu:
"O Cebrail'di ve size dininizin (esaslarını) öğretmek için geldi..."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ömer b. Hattab 367, 1/185
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kitaplara iman
İman, imanın esasları
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
KTB, İMAN
Bize Bağdat’ta Ali b. Muhammed b. Abdullah b. Bişrân el-Adl, ona Ebû Ca’fer Muhammed b. Amr b. el-Bahterî er-Razzâz, ona Muhammed b. Ubeydullah b. Yezîd, ona Yûnus b. Muhammed, ona Mu’temir b. Süleyman, ona babası, ona da Yahyâ b. Ya’mer şöyle haber vermiştir: Ben ibn Ömer’e,
“- Ya Ebâ Abdurrahman, bazıları ‘kader yoktur’ diye iddia ediyorlar” dedim. O,
“- Şu anda aramızda onlardan biri var mı?” diye sordu. Ben,
“– Yok” dedim. Bunun üzerine İbn Ömer şöyle dedi:
“- Onlarla karşılaştığında benim şu sözlerimi kendilerine ilet: İbn Ömer sizden uzaktır, bu fikirden Allah’a sığınmaktadır. Bu düşüncenizle siz de ondan uzaksınız. Zira ben Ömer b. el-Hattâb’ın (ra) şöyle dediğini duydum:
“Biz Allah Rasûlü’nün (sav) yanında otururken ansızın üzerinde yolculuk görünümü bulunmayan bir adam çıkageldi. Üstelik o kişi Medine halkından da değildi. Safları geçip öne doğru ilerledi ve her birimizin namazda diz çöküp oturduğu gibi Rasûlullah’ın (sav) önüne diz çöktü. Sonra da elini Rasûlullah’ın (sav) dizleri üzerine koydu. Hemen söze başladı:
“- Ey Muhammed, İslam nedir?” diye sordu. Allah Rasûlu (sav), “- İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Peygamberi olduğuna şehâdet etmen, namaz kılman, zekât vermen, Beyt’i (Kâbe’yi) haccetmen, umre yapman, cünüp olduğunda gusletmen, abdesti tam olarak alman ve Ramazan orucunu tutmandır” buyurdu. Adam tekrar;
“– Ben bunu söylersem Müslüman olur muyum?” deyince, Rasûlullah (sav),
“– Evet” buyurdu. Bunun üzerine adam,
“– Doğru söyledin” dedi.
Sonra İbn Ömer (Cibril hadisi diye bilinen) hadisin devamını da zikretti. Müslim Sahih’inde bu rivayetin tamamını Hacâc b. eş-Şâir, Yûnus b. Muhammed tarîkıyla rivayet etmiştir. Ancak hadisi bu metniyle rivayet etmemiştir.
Açıklama: Cibril hadisi olarak bilinen hadisin devamında hadiste sözü edilen kişi, “İslam nedir?” sorusundan sonra “iman nedir? ihsan nedir?” sorularını sorar. Hz. Peygamber ilgili rivayetlerde geçen cevapları verir. Arkasından da o şahıs “kıyamet ne zaman kopacak?” diye sorar ve Hz. Peygamber “Sorulan sorandan (ben senden) daha bilgili değilim” cevabını verir ve bazı kıyamet alametlerini ona haber verir. Adam kalkıp gidince Rasûlüllah (s.) o gelenin Cibrîl olduğunu ve dini öğretmek için geldiğini haber verir. Tercümesini verdiğimiz ihtisar edilmiş rivayet o uzunca rivayete işaret etmektedir. Özellikle Müslim’in belirtilen tarikle gelen rivayetinde “İman nedir?” sorusunun cevaplarını zikrederken Hz. Peygamber “kadare imanı” da söylemiştir. İşte İbn Ömer kaderi inkâr edenlere babasından naklettiği bu meşhur hadisi delil getirerek cevap vermiştir. Dolayısıyla selef alimlerinin ve sonraki dönemde Ehl-i Sünnet imamlarının da iman esasları arasında saydığı kadere iman konusunu kabul etmeyenleri sert bir dille eleştirmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
145577, BS008826
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بِشْرَانَ الْعَدْلُ بِبَغْدَادَ أَخْبَرَنَا أَبُو جَعْفَرٍ : مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ الْبَخْتَرِىِّ الرَّزَّازُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ هُوَ ابْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ قَالَ قُلْتُ لاِبْنِ عُمَرَ : يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ إِنَّ قَوْمًا يَزْعُمُونَ أَنْ لَيْسَ قَدَرٌ.
قَالَ : فَهَلْ عِنْدَنَا مِنْهُمْ أَحَدٌ قَالَ قُلْتُ : لاَ. قَالَ : فَأَبْلِغْهُمْ عَنِّى إِذَا لَقِيتَهُمْ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ بَرِىءٌ إِلَى اللَّهِ مِنْكُمْ ، وَأَنْتُمْ بُرَءَاءُ مِنْهُ سَمِعْتُ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ يَقُولُ : بَيْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذْ جَاءَ رَجُلٌ عَلَيْهِ سِحْنَاءُ سَفَرٍ وَلَيْسَ مِنْ أَهْلِ الْبَلَدِ يَتَخَطَّى حَتَّى وَرَكَ بَيْنَ يَدَىْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَمَا يَجْلِسُ أَحَدُنَا فِى الصَّلاَةِ ، ثُمَّ وَضَعَ يَدَهُ عَلَى رُكْبَتَىْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ : يَا مُحَمَّدُ مَا الإِسْلاَمُ؟ قَالَ :« أَنْ تَشْهَدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ ، وَأَنْ تُقِيمَ الصَّلاَةَ ، وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ ، وَتَحُجَّ الْبَيْتَ ، وَتَعْتَمِرَ ، وَتَغْتَسِلَ مِنَ الْجَنَابَةِ ، وَتُتِمَّ الْوُضُوءَ ، وَتَصُومَ رَمَضَانَ ». قَالَ : فَإِنْ قُلْتُ هَذَا فَأَنَا مُسْلِمٌ؟ قَالَ :« نَعَمْ ». قَالَ : صَدَقْتَ وَذَكَرَ الْحَدِيثَ. رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ حَجَّاجِ بْنِ الشَّاعِرِ عَنْ يُونُسَ بْنِ مُحَمَّدٍ إِلاَّ أَنَّهُ لَمْ يَسُقْ مَتْنَهُ.
Tercemesi:
Bize Bağdat’ta Ali b. Muhammed b. Abdullah b. Bişrân el-Adl, ona Ebû Ca’fer Muhammed b. Amr b. el-Bahterî er-Razzâz, ona Muhammed b. Ubeydullah b. Yezîd, ona Yûnus b. Muhammed, ona Mu’temir b. Süleyman, ona babası, ona da Yahyâ b. Ya’mer şöyle haber vermiştir: Ben ibn Ömer’e,
“- Ya Ebâ Abdurrahman, bazıları ‘kader yoktur’ diye iddia ediyorlar” dedim. O,
“- Şu anda aramızda onlardan biri var mı?” diye sordu. Ben,
“– Yok” dedim. Bunun üzerine İbn Ömer şöyle dedi:
“- Onlarla karşılaştığında benim şu sözlerimi kendilerine ilet: İbn Ömer sizden uzaktır, bu fikirden Allah’a sığınmaktadır. Bu düşüncenizle siz de ondan uzaksınız. Zira ben Ömer b. el-Hattâb’ın (ra) şöyle dediğini duydum:
“Biz Allah Rasûlü’nün (sav) yanında otururken ansızın üzerinde yolculuk görünümü bulunmayan bir adam çıkageldi. Üstelik o kişi Medine halkından da değildi. Safları geçip öne doğru ilerledi ve her birimizin namazda diz çöküp oturduğu gibi Rasûlullah’ın (sav) önüne diz çöktü. Sonra da elini Rasûlullah’ın (sav) dizleri üzerine koydu. Hemen söze başladı:
“- Ey Muhammed, İslam nedir?” diye sordu. Allah Rasûlu (sav), “- İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Peygamberi olduğuna şehâdet etmen, namaz kılman, zekât vermen, Beyt’i (Kâbe’yi) haccetmen, umre yapman, cünüp olduğunda gusletmen, abdesti tam olarak alman ve Ramazan orucunu tutmandır” buyurdu. Adam tekrar;
“– Ben bunu söylersem Müslüman olur muyum?” deyince, Rasûlullah (sav),
“– Evet” buyurdu. Bunun üzerine adam,
“– Doğru söyledin” dedi.
Sonra İbn Ömer (Cibril hadisi diye bilinen) hadisin devamını da zikretti. Müslim Sahih’inde bu rivayetin tamamını Hacâc b. eş-Şâir, Yûnus b. Muhammed tarîkıyla rivayet etmiştir. Ancak hadisi bu metniyle rivayet etmemiştir.
Açıklama:
Cibril hadisi olarak bilinen hadisin devamında hadiste sözü edilen kişi, “İslam nedir?” sorusundan sonra “iman nedir? ihsan nedir?” sorularını sorar. Hz. Peygamber ilgili rivayetlerde geçen cevapları verir. Arkasından da o şahıs “kıyamet ne zaman kopacak?” diye sorar ve Hz. Peygamber “Sorulan sorandan (ben senden) daha bilgili değilim” cevabını verir ve bazı kıyamet alametlerini ona haber verir. Adam kalkıp gidince Rasûlüllah (s.) o gelenin Cibrîl olduğunu ve dini öğretmek için geldiğini haber verir. Tercümesini verdiğimiz ihtisar edilmiş rivayet o uzunca rivayete işaret etmektedir. Özellikle Müslim’in belirtilen tarikle gelen rivayetinde “İman nedir?” sorusunun cevaplarını zikrederken Hz. Peygamber “kadare imanı” da söylemiştir. İşte İbn Ömer kaderi inkâr edenlere babasından naklettiği bu meşhur hadisi delil getirerek cevap vermiştir. Dolayısıyla selef alimlerinin ve sonraki dönemde Ehl-i Sünnet imamlarının da iman esasları arasında saydığı kadere iman konusunu kabul etmeyenleri sert bir dille eleştirmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hac 8826, 9/276
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
3. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Muhammed Yunus b. Muhammed el-Müeddib (Yunus b. Muhammed b. Müslim)
6. Muhammed b. Ebu Davud el-Münadi (Muhammed b. Ubeydullah b. Yezid)
7. İsmail b. Muhammed es-Saffar (İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdurrahman)
8. Ali b. Muhammed el-Ümevi (Ali b. Muhammed b. Abdullah b. Bişran)
Konular:
Abdest, eksiksiz almak gerekir
Gusül, cünüplük
Gusül, gerektiren haller
Hac, farziyyeti
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Namaz, Farziyeti
Oruç, farziyeti
Tevhid, İslam inancı
Umre
Zekat, farziyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26541, N004994
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ عَنْ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى فَرْوَةَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى ذَرٍّ قَالاَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَجْلِسُ بَيْنَ ظَهْرَانَىْ أَصْحَابِهِ فَيَجِىءُ الْغَرِيبُ فَلاَ يَدْرِى أَيُّهُمْ هُوَ حَتَّى يَسْأَلَ فَطَلَبْنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَجْعَلَ لَهُ مَجْلِسًا يَعْرِفُهُ الْغَرِيبُ إِذَا أَتَاهُ فَبَنَيْنَا لَهُ دُكَّانًا مِنْ طِينٍ كَانَ يَجْلِسُ عَلَيْهِ وَإِنَّا لَجُلُوسٌ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى مَجْلِسِهِ إِذْ أَقْبَلَ رَجُلٌ أَحْسَنُ النَّاسِ وَجْهًا وَأَطْيَبُ النَّاسِ رِيحًا كَأَنَّ ثِيَابَهُ لَمْ يَمَسَّهَا دَنَسٌ حَتَّى سَلَّمَ فِى طَرَفِ الْبِسَاطِ فَقَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا مُحَمَّدُ . فَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ قَالَ أَدْنُو يَا مُحَمَّدُ قَالَ « ادْنُهْ » . فَمَا زَالَ يَقُولُ أَدْنُو مِرَارًا وَيَقُولُ لَهُ « ادْنُ » . حَتَّى وَضَعَ يَدَهُ عَلَى رُكْبَتَىْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِى مَا الإِسْلاَمُ قَالَ « الإِسْلاَمُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ وَتَحُجَّ الْبَيْتَ وَتَصُومَ رَمَضَانَ » . قَالَ إِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَقَدْ أَسْلَمْتُ قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ صَدَقْتَ . فَلَمَّا سَمِعْنَا قَوْلَ الرَّجُلِ صَدَقْتَ أَنْكَرْنَاهُ قَالَ يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِى مَا الإِيمَانُ قَالَ « الإِيمَانُ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَتُؤْمِنُ بِالْقَدَرِ » . قَالَ فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَقَدْ آمَنْتُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ صَدَقْتَ . قَالَ يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِى مَا الإِحْسَانُ قَالَ « أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ » . قَالَ صَدَقْتَ . قَالَ يَا مُحَمَّدُ أَخْبِرْنِى مَتَى السَّاعَةُ قَالَ فَنَكَسَ فَلَمْ يُجِبْهُ شَيْئًا ثُمَّ أَعَادَ فَلَمْ يُجِبْهُ شَيْئًا ثُمَّ أَعَادَ فَلَمْ يُجِبْهُ شَيْئًا وَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ « مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ وَلَكِنْ لَهَا عَلاَمَاتٌ تُعْرَفُ بِهَا إِذَا رَأَيْتَ الرِّعَاءَ الْبُهُمَ يَتَطَاوَلُونَ فِى الْبُنْيَانِ وَرَأَيْتَ الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ مُلُوكَ الأَرْضِ وَرَأَيْتَ الْمَرْأَةَ تَلِدُ رَبَّهَا خَمْسٌ لاَ يَعْلَمُهَا إِلاَّ اللَّهُ ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ ) إِلَى قَوْلِهِ ( إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ ) » . ثُمَّ قَالَ « لاَ وَالَّذِى بَعَثَ مُحَمَّدًا بِالْحَقِّ هُدًى وَبَشِيرًا مَا كُنْتُ بِأَعْلَمَ بِهِ مِنْ رَجُلٍ مِنْكُمْ وَإِنَّهُ لَجِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ نَزَلَ فِى صُورَةِ دِحْيَةَ الْكَلْبِىِّ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kudâme, ona Cerîr, ona Ebû Ferve, ona Ebu Zür’a, ona da Ebu Hureyre ve Ebu Zerr’in naklettiğine göre Rasulullah (s.a) bir gün ashabının arasında otururken yabancı bir adam gelmişti. Kimin Rasulullah olduğunu bilemiyordu sorup duruyordu. Bunun üzerine biz, gelen yabancı O’nu (s.a) tanısın diye Rasulullah (s.a) için bir oturma yeri yapmayı arzu ettik ve çamurdan, oturacağı bir sedir yaptık. Bir gün Rasulullah (s.a) sedirinde biz etrafında otururken, insanların en güzel yüzlüsü, en güzel kokulusu ve elbisesinde kirden eser olmayan bir adam geliverdi. (Rasulullah’ın önündeki) Serginin ucuna kadar geldi ve “es-Selâmu aleyküm Ey Muhammed.” diyerek selam verdi. Rasulullah onun selamını aldı. Adam “Yaklaşabilir miyim Ey Muhammed” deyince Rasulullah “Yaklaş” buyurdu. Sonra adam tekrar tekrar “Yaklaşabilir miyim?” dedikçe Rasulullah “Yaklaş” diyordu ve nihayet ellerini Rasulullah’ın (s.a) dizlerine koydu ve “Ey Muhammed! Bana İslam’ın ne olduğunu anlat” dedi.” Rasulullah “Allah’a ibadet etmen ve hiçbir şeyi O’na (c.c) ortak koşmaman, namaz kılman, zekat vermen, Kabe’yi haccetmen ve Ramazan orucunu tutmandır” buyurdu. Adam “Bunları yaparsam Müslüman olmuş olur muyum?” deyince Rasulullah “Evet” dedi. Adam “Doğru söyledin.” dedi. Adamın “Doğru söyledin” demesi hoşumuza gitmedi. Sonra adam “Ey Muhammed! Bana imanın ne olduğunu anlat” dedi. Rasulullah (s.a) “Allah’a, meleklerine, kitaba, Peygamberlere ve kadere iman etmendir.” buyurdu. Adam "Ben bunları yaparsam iman etmiş olur muyum?" deyince Rasulullah (s.a) "Evet" buyurdu. O, “Doğru söyledin.” dedi. Sonra “Bana ihsanın ne olduğunu anlat.” deyince Rasulullah “Kendisini görüyormuş gibi Allah’a ibadet etmendir. Zira sen O’nu görmesen de O (c.c) seni görüyor.” buyurdu. O, “Doğru söyledin.” dedi. Sonra “Bana kıyametin ne zaman kopacağından haber ver” deyince Rasulullah başını eğdi, ona hiçbir cevap vermedi. Sonra adam tekrar sordu. Rasulullah (s.a) yine ona cevap vermedi. Sonra adam tekrar sordu. Rasulullah (s.a) yine ona cevap vermedi. Sonra Rasulullah başını kaldırdı ve “Bu konuda sorulan sorandan daha fazla bilgili değildir fakat onun bazı alametleri var. O alametlerle kıyametin (yaklaştığı) anlaşılır. Koyun çobanlarının binalar yapmada yarıştıklarını görürsen, yalınayak ve çıplakların yeryüzüne hükmetmeye başladığını görürsen ve kadının efendisini doğurduğunu görürsen (bil ki kıyamet yakındır.) Beş şey vardır ki bunları Allah’tan başkası bilmez (buyurdu ve) ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ/Kıyamet saati hakkındaki bilgi yalnız Allah’ın katındadır) ile başlayan (Lokmân sûresi 34.) ayeti ( إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ/Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.) kısmına kadar okudu. Sonra Rasulullah “Hayır. Muhammed’i hak ile, hidayet kaynağı ve müjdeleyici olarak gönderene and olsun ki bunu (kıyametin ne zaman kopacağını) herhangi birinizden daha iyi bilmiyorum. Bu Dihyetü’l-Kelbî suretinde gelen Cebrail (a.s) idi.” buyurdu.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İmân ve şerâi'uhâ 6, /2409
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Ferve Urve b. Haris el-Hemdani (Urve b. Haris)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Kudame el-Messîsî (Muhammed b. Kudame b. A'yen b. Misver)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, İslam, İhsan
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
KTB, KADER
حدثنا أبو داود قال : حدثنا حماد بن سلمة ، قال : أخبرني أبو عمران الجوني ، عن رجل ، عن عائشة ، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم اعتكف هو وخديجة شهرا ، فوافق ذلك رمضان ، فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم وسمع : السلام عليكم قالت : فظننت أنه فجأه الجن ، فقال : « أبشر ، فإن السلام خير » ثم رأى يوما آخر جبريل عليه السلام على الشمس جناح له بالمشرق وجناح له بالمغرب ، فهبت منه ، قالت : فانطلق يريد أهله ، فإذا هو بجبريل عليه السلام بينه وبين الباب قال : « فكلمني حتى أنست به ، ثم وعدني موعدا » قال : « فجئت لموعده ، واحتبس علي جبريل ، فلما أراد أن يرجع إذا هو به وبميكائيل عليه السلام ، فهبط جبريل إلى الأرض وبقي ميكائيل بين السماء والأرض » قال : « فأخذني جبريل فصلقني لحلاوة القفا ، وشق عن بطني ، فأخرج منه ما شاء الله ثم غسله في طست من ذهب ثم أعاده فيه ، ثم كفأني كما يكفأ الإناء ، ثم ختم في ظهري حتى وجدت مس الخاتم ، ثم قال لي : ( اقرأ باسم ربك ) ، ولم أقرأ كتابا قط ، فأخذ بحلقي حتى أجهشت بالبكاء ، ثم قال لي : ( اقرأ باسم ربك الذي خلق خلق الإنسان من علق ) إلى قوله تعالى : ( ما لم يعلم ) ، قال : فما نسيت شيئا بعد ، قال : ثم وزنني برجل فوزنته ، ثم وزنني بآخر فوزنته ، ثم وزنني بمائة ، فقال ميكائيل : تبعته أمته ورب الكعبة ، قال : ثم جئت إلى منزلي فما يلقاني حجر ولا شجر إلا قال : السلام عليك يا رسول الله حتى دخلت على خديجة ، فقالت : السلام عليك يا رسول الله »
Açıklama: Hadis isnad bakımından zayıftır. Ayrıca metin de Buhârî ve Müslim'in Sahih'leri dahil temel kaynaklarda zikredilen vahyin nasıl başladığı anlatımına muhaliftir. Örneğin, söz konusu hadislerde Cebrail'in ilk defa geldiğinde Alak suresinin ilk beş ayetini okumasını istediği belirtilmekteyken burada ikinci karşılaşmada ayetlerin okunduğu anlatılmaktadır. Hz. Peygamber'in göğsünün yarılması hadisesi ise ilk peygamberlik geldiği esnada vuku bulmamıştır.
Ayrıca bu hadisin girişinde şahısların karıştığı belirtilmelidir. Buna göre Hz. Peygamber birinin kendisine selam verdiğini işitmiş, korkuyla eve gelerek eşi Hatice validemize cinle karşılaştığından endişelendiğini söylemiş, Hz. Hatice de "Müjde olsun, selam hayırdır" diye karşılık vermiştir... (İshak b. Râhûye, Müsned, III, 970 -Şamile-)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
135620, TM001643
Hadis:
حدثنا أبو داود قال : حدثنا حماد بن سلمة ، قال : أخبرني أبو عمران الجوني ، عن رجل ، عن عائشة ، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم اعتكف هو وخديجة شهرا ، فوافق ذلك رمضان ، فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم وسمع : السلام عليكم قالت : فظننت أنه فجأه الجن ، فقال : « أبشر ، فإن السلام خير » ثم رأى يوما آخر جبريل عليه السلام على الشمس جناح له بالمشرق وجناح له بالمغرب ، فهبت منه ، قالت : فانطلق يريد أهله ، فإذا هو بجبريل عليه السلام بينه وبين الباب قال : « فكلمني حتى أنست به ، ثم وعدني موعدا » قال : « فجئت لموعده ، واحتبس علي جبريل ، فلما أراد أن يرجع إذا هو به وبميكائيل عليه السلام ، فهبط جبريل إلى الأرض وبقي ميكائيل بين السماء والأرض » قال : « فأخذني جبريل فصلقني لحلاوة القفا ، وشق عن بطني ، فأخرج منه ما شاء الله ثم غسله في طست من ذهب ثم أعاده فيه ، ثم كفأني كما يكفأ الإناء ، ثم ختم في ظهري حتى وجدت مس الخاتم ، ثم قال لي : ( اقرأ باسم ربك ) ، ولم أقرأ كتابا قط ، فأخذ بحلقي حتى أجهشت بالبكاء ، ثم قال لي : ( اقرأ باسم ربك الذي خلق خلق الإنسان من علق ) إلى قوله تعالى : ( ما لم يعلم ) ، قال : فما نسيت شيئا بعد ، قال : ثم وزنني برجل فوزنته ، ثم وزنني بآخر فوزنته ، ثم وزنني بمائة ، فقال ميكائيل : تبعته أمته ورب الكعبة ، قال : ثم جئت إلى منزلي فما يلقاني حجر ولا شجر إلا قال : السلام عليك يا رسول الله حتى دخلت على خديجة ، فقالت : السلام عليك يا رسول الله »
Tercemesi:
Açıklama:
Hadis isnad bakımından zayıftır. Ayrıca metin de Buhârî ve Müslim'in Sahih'leri dahil temel kaynaklarda zikredilen vahyin nasıl başladığı anlatımına muhaliftir. Örneğin, söz konusu hadislerde Cebrail'in ilk defa geldiğinde Alak suresinin ilk beş ayetini okumasını istediği belirtilmekteyken burada ikinci karşılaşmada ayetlerin okunduğu anlatılmaktadır. Hz. Peygamber'in göğsünün yarılması hadisesi ise ilk peygamberlik geldiği esnada vuku bulmamıştır.
Ayrıca bu hadisin girişinde şahısların karıştığı belirtilmelidir. Buna göre Hz. Peygamber birinin kendisine selam verdiğini işitmiş, korkuyla eve gelerek eşi Hatice validemize cinle karşılaştığından endişelendiğini söylemiş, Hz. Hatice de "Müjde olsun, selam hayırdır" diye karşılık vermiştir... (İshak b. Râhûye, Müsned, III, 970 -Şamile-)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebu Davud et-Tayalisi, Müsned-i Tayalisi, Aişe bt. Ebubekir 1643, 3/125
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Racül (Racül)
3. Ebu İmran Abdulmelik b. Habib el-Esedî (Abdulmelik b. Habib)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
Konular:
İnanç, Cibril Hadisi
İtikaf, Hz.Peygamberin itikafı
KTB, SELAM
Melekler, Cebrail
Melekler, Kanatları
Selam, Selamlaşma fazileti