Giriş

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ali b. Zeyd, ona da Nadr b.Enes, şöyle demiştir: Enes b. Malik'in bir evladı öldü. Bunun üzerine Zeyd b. Erkâm, ona (taziye için) bir mektup yazdı ve mektubunda Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu yazdı: "Allah'ım, Ensar'ı, evlatlarını ve torunlarını bağışla."


    Öneri Formu
68244 HM019552 İbn Hanbel, IV, 374

Bize Ali b. Abdullah, ona Velîd b. Müslim, ona Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebu Kebşe es-Selûlî, ona da Ensar'dan bir sahabi olan Sehl b. el-Hanzaliyye şöyle demiştir: "Uyeyne ve Akra, Rasulullah’tan (sav) bir şey talep ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), Muaviye’ye bu konuda bir yazı yazmasını emretti. Muaviye yazıyı yazdı, Rasulullah da onu (kapatıp) mühürledi, sonra da yazının o ikisine verilmesini emretti. Uyeyne yazıya bakıp 'Bunda ne var?' diye sordu. Hz. peygamber (sav) 'Sana emrettiğim şey var' buyurdu. Bunun üzerine Uyeyne yazıyı aldı, öptü ve sarığının içine yerleştirdi. O, iki kişiden daha olgun, daha basiretli olanıydı. Akra ise 'içinde ne olduğunu bilmediğim bir kâğıt mı taşıyayım? Sanki bu, Mutalammis’in mektubu gibi!' dedi. Muaviye bu sözlerini Hz. Peygamber'e aktardı." "Sonra Rasulullah (sav) bir ihtiyacı için dışarı çıktı. Sabah erken bir vakitte mescidin kapısında çökmüş bir deveye rastladı. Akşam vakti yine oradan geçtiğinde devenin hâlâ orada aynı şekilde durduğunu gördü ve 'bu devenin sahibi nerede?' diye sordu. Arandı ama bulunamadı. Bunun üzerine Rasulullah 'Şu hayvanlar konusunda Allah’tan korkun! Onlara sağlıklıyken binin, semizken binin!' dedi, sonra biraz kızgın bir şekilde 'Kim, geçimini sağlayacak kadar malı varken yine de (fakirmiş gibi) istemeye devam ederse, cehennem ateşinden kor ateşleri toplamış olur. buyurdu. Ashab 'ey Allah’ın Rasulü, kişiyi geçindiren nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber 'de 'Kendisini sabah doyuran ya da akşam doyuran şey' buyurdu.”"


Açıklama: Mutalammis, Câhiliye döneminde içinde ölüm fermanı olan bir mektubu taşıyarak kandırılmış meşhur bir kişidir.

    Öneri Formu
66069 HM017775 İbn Hanbel, IV, 180

Bize Hasan b. Musa, ona Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona da Nadr b.Enes, şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Erkâm, Harre vakası zamanında, evlatlarından ve kavminden şehit olanlar dolayısıyla, taziye vermek üzere Enes b. Malik'e bir mektup yazdı ve şöyle dedi: Seni Aziz ve Celil Allah'ın bir müjdesiyle müjdeliyorum. Ben Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah'ım, Ensar'ı, evlatlarını, torunlarını, kadınlarını, kadınlarının oğullarını, kadınlarının torunlarını bağışla."


Açıklama: Sahih bir hadistir. Bu ise Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın zayıflığı sebebiyle zayıf bir isnaddır.

    Öneri Formu
68170 HM019514 İbn Hanbel, IV, 370

Bize Hâşim ve Affân, ona Süleyman, ona da Sabit şöyle demiştir: "Enes b. Mâlik’in yanında idik. Enes ailesi arasında bir yazı yazdı ve 'Ey Kurrâ topluluğu, şahit olun' dedi. Sabit der ki: Bu bana biraz hoş gelmedi ve 'Ey Ebu Hamza! Keşke onların (Kurraların) isimlerini tek tek zikretseydin' dedim. Enes 'Size ‘kurrâ’ dememde ne sakınca var? İstersen size, kardeşlerinizden bahsedeyim ki biz Rasulullah (sav) zamanında onlara 'kurrâ' derdik' dedi ve sonra şöyle anlattı:" "Onlar yetmiş kişiydi. Gece olduğunda Medine’deki bir muallimin yanına gider, sabaha kadar Kur'an dersi yapar, sabah olunca içlerinden gücü yeten su getirir, odun toplar, maddi imkânı olanlar da bir araya gelip bir koyun satın alır, uygun şekilde hazırlar Rasulullah'ın (sav) hanesinin kapılarına asılı hale getirirlerdi. (evlerine ulaştırırlardı). Hubeyb şehit olduğunda, Rasulullah (sav) onları (Kur'an öğretmek üzere) gönderdi. Onlar da Süleym oğullarından bir kabileye vardılar. (Ancak yolda önleri kesildi.) İçlerinde benim dayım Harâm da vardı. Harâm kabile reislerine 'Beni bırakın da şu topluluğa, bizim onları hedef almadığımızı, niyetimizin başka olduğunu, haber vereyim onlar da yolumuzu açsınlar' dedi. [Affân rivayetinde (فَيُخْلُونَ وَجْهَنَا) demiştir.] Sonra Harâm, (topluluğun önün kesenlere seslenerek) 'Bizim size karşı bir kastımız yoktur, yolumuzu açın' dedi. Ancak içlerinden biri mızrakla Harâm’a sapladı ve mızrak göğsünden girip çıktı. Harâm o anda 'Allahu Ekber! Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki ben kazandım' dedi. Sonra düşman topluca üzerlerine saldırdı ve o yetmiş kişiden hiç kimse sağ kalmadı." "Enes der ki: Rasulullah (sav) onların uğradığı musibete o kadar üzüldü ki başka hiç bir şeye bu kadar üzüldüğünü görmedim. Sabah namazında ellerini kaldırarak onlara beddua etti. Daha sonra Ebu Talha bana 'Harâm’ı öldüren hakkında bilgin var mı?' dedi. Ben de 'Ona ne olacak? Allah onun hakkından gelmiştir' dedim. Ebu Talha 'Dur, hemen acele etme, çünkü o Müslüman oldu' dedi." [Affân’ın rivayetinde 'Rasulullah (sav) ellerini kaldırarak onlara beddua etti' demiştir. Ebu Nadr ise rivayetinde 'Ellerini kaldırdı' demiştir.]


    Öneri Formu
60377 HM012429 İbn Hanbel, III, 137


    Öneri Formu
87188 MA017047 Musannef-i Abdurrezzak, IX, 232


    Öneri Formu
154733 BS017562 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,505


    Öneri Formu
288541 MA017047-3 Musannef-i Abdurrezzak, IX, 232


    Öneri Formu
288542 MA017047-2 Musannef-i Abdurrezzak, IX, 232


    Öneri Formu
288543 BS017562-3 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,505


    Öneri Formu
288544 BS017562-2 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,505