290 Kayıt Bulundu.
Bize yakub (b. İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona babası (İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona İbn İshak, ona Yakub b. Utbe, ona Müslim b. Abdullah b. Cündüb el-Cühenî, ona da Cündüb b. Mekîs el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Leys kabilesinin Kelb koluna mensup olan Gâlib b. Abdullah el-Kelbî'yi Kedîd'eye Mülevvih oğulları üzerine göndermiş ve onlara baskın yapmasını ona emretmişti. O yola çıktı, ben de onun müfrezesindeydim. Kudeyd'e kadar gittik, orada Hâris b. Abdullah b. Barsâ el-Leysî ile karşılaştık ve onu hemen tuttuk. Bize "Ben Müslüman olmaya geliyordum" dedi. Bunun üzerine Gâlib b. Abdullah "Eğer sen gerçekten Müslüman olmaya geldiysen bir gün bir gece bağlı kalman sana bir zarar vermez, yok eğer başka bir niyetin varsa sana karşı kendimizi koruma altına almış oluruz" dedi ve onu sıkıca bağladı, yanına da bizimle beraber olan siyahî bir adamı bıraktı. Ona "biz geri gelinceye kadar buna göz kulak ol, Eğer çatışmaya yeltenirse de kellesini kopart" dedi. Biz yürüyüp Kedîd Geçidi'ne vardık ve ikindi sonrası Uşeyşiye'de konakladık. Arkadaşlarım etrafı kolaçan etmem için beni gönderdi. Bir tepeye yöneldim, etrafı iyice göreceğim bir yere uzandım akşam vakti olmuştu. bir adam çıktı etrafa baktı ve benim tepede uzandığımı gördü. Hanımına "Vallahi, tepede sabahın ilk vaktinde görmediğim bir karaltı görüyorum, Bak baklalım köpekler senin ev eşyalarından bir şey alıp gitmiş olmasın?" dedi. Kadın baktı ve "Vallahi kayıp bir şeyim yok" dedi. Adam "bana yayımı getir ve sadağımdan iki ok ver" dedi. Kadın ona (yay ve okunu) verdi. Bana bir ok attı, gelip yanıma saplandı. onu çıkardım ama hareket etmedim. Sonra ikinci oku attı, gelip omuz başıma saplandı. Oku çıkardım ama hareket etmedim. Adam karısına, "Vallahi, oklarım ona isabet etti, eğer o bir hayvan olsaydı, kıpırdardı. Sabah olunca o iki okumu bul, getir, onları köpekler alıp gitmesin" dedi. İşlerini rahat görüp, hayvanlarını sağıp, ağıllarına koyana kadar onlara zaman verdik. Gecenin karanlığı iyice çökünce her taraftan onlara baskın verdik. Onlardan öldürdüklerimizi öldürdük, hayvanları aldık, geri dönüş yoluna koyulduk. Kavmin tellalı yardım çağrısı yapmak üzere kavmine koştu. Biz de hızlıca çıkarak Hâris b. Barsâ ve arkadaşına uğrayıp onları da yanımıza alarak yürüdük gittik. Yardıma gelen insanların sesi bize ulaştı. Bize doğru geldiler, aramızda sadece vadi geçidi kalmıştı ki bizimle onların arasına Cenab-ı Hakk'ın dilediği yerden gönderdiği bir sel girdi. daha önce görmediğimiz ve kimsenin karşı koymaya gücünün yetmeyeceği bir yağmur, bir çamur seli geldi. Onların öylece durup bize baktıklarını gördük. Hiç birisinin ilerlemeye gücü yetmiyordu. Biz hızla toplanıp gittik Meşlel'e dayandık. Onları geride bıraktık ve ellerimizdeki malları almaya güç yetiremediler.
Açıklama: Ya'kûb b. Utbe, Müslim b. Abdillah b. Hubeyb'den yapmış olduğu rivâyette tek kalmıştır.
bize Abdullah, ona Salt b. Mesud el-Cahderî, ona Muhammed b. Abdurrahman et-Tufâvî, ona da Âs b. Amr et-Tufâvî şöyle rivayet etmiştir: Ebu Ğâdiye, Habîb b. Haris ve Ebu Âliye'nin Annesi hicret ederek Hz. Peygamber'in huzuruna varıp Müslüman oldular. Hanım (Ebu Âliye'nin Annesi) "Ey Allah'ın Rasulü, bana tavsiyede bulun" dedi. Hz. Peygamber (sav) "kulaklara eziyet veren (çirkin sözden) sakın" buyurdu.
Açıklama: el-'Âs b. Amr et-Tufâvî'nin halinin cehaletinden (meçhul) dolayı isnadı zayıftır.
Bize Ravh, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Dahhak b. Mahled ona İbn Cüreyc; (T) Bize Abdullah b. el-Haris, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Ebu Safvan (Dahhak ve Abdullah b. el-Haris’in nakline göre Amr b. Abdullah b. Safvan) Kelede b. Hanbel’nin şöyle dediğini rivayet etti: Safvan b. Ümeyye Kelede ile birlikte Hz. Peygamber’e bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç değâbîs (kuşkonmaza benzer bir bitki) göndermişti. Rasul-i Ekrem o sırada vadinin en yukarısında bulunmaktaydı. Kelede şöyle der: Hz. Peygamber'in huzuruna selâm vermeden ve izin almadan girdim. Bunun üzerine bana: "Geri dön ve es-selamu aleykum. Girebilir miyim de!" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. Amr (b. Ebu Süfyan) dedi ki: Bu hadisi bana Ümeyye b. Safvan, Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. (Fakat) Bunu ondan işittim demedi. Dahhak ve İbnü’l-Haris, bu hadise Safvan Müslüman olduktan sonra olmuştur demiştir. Dahhak ve Abdullah b. el-Haris, rivayetlerinde “(bir miktar) süt ve keçi yavrusu” ifadesini kullanmışlar (ancak “değâbîs” ten söz etmemişlerdir.)
Bize Ravh, ona İbn Cüreyc; (T) bize Dahhak b. Mahled ona İbn Cüreyc; (T) bize Abdullah b. el-Haris, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Ebu Safvan (Dahhak ve Abdullah b. el-Haris’in nakline göre Amr b. Abdullah b. Safvan) Kelede b. Hanbel’nin şöyle dediğini rivayet etti: Safvan b. Ümeyye Kelede ile birlikte Hz. Peygamber’e (bir miktar) bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç dağâbîs (kuşkonmaza benzer bir bitki) göndermişti. Rasul-i Ekrem o sırada vadinin en yukarısında bulunmaktaydı. Kelede şöyle şöyle der: Hz. Peygamber'in huzuruna selâm vermeden ve izin almadan girdim. Bunun üzerine bana: "Geri dön ve es-selamu aleykum. Girebilir miyim de!" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. Amr (b. Ebu Süfyan) dedi ki: Bu hadisi bana Ümeyye b. Safvan, Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. (Fakat) Bunu ondan işittim demedi. Dahhak ve İbnü’l-Haris, bu hadise Safvan Müslüman olduktan sonra olmuştur demiştir. Dahhak ve Abdullah b. el-Haris, rivayetlerinde “Bir miktar süt ve bir keçi yavrusu” ifadesini kullanmışlar (ancak “dağâbîs” ten söz etmemişlerdir.)
Bize Ravh, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Dahhak b. Mahled ona İbn Cüreyc; (T) Bize Abdullah b. el-Haris, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Ebu Safvan (Dahhak ve Abdullah b. el-Haris’in nakline göre Amr b. Abdullah b. Safvan) Kelede b. Hanbel’nin şöyle dediğini rivayet etti: Safvan b. Ümeyye Kelede ile birlikte Hz. Peygamber’e (bir miktar) süt, bir keçi yavrusu ve dağâbîs (kuşkonmaza benzer bir bitki) göndermişti. Rasul-i Ekrem o sırada vadinin en yukarısında bulunmaktaydı. Kelede şöyle der: Hz. Peygamber'in huzuruna selâm vermeden ve izin almadan girdim. Bunun üzerine bana: "Geri dön ve es-selâmu aleykum. Girebilir miyim de!" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. Amr (b. Ebu Süfyan) dedi ki: Bu hadisi bana Ümeyye b. Safvan, Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. (Fakat) Bunu ondan işittim demedi. Dahhak ve İbnü’l-Haris, bu hadise Safvan Müslüman olduktan sonra olmuştur demiştir. Dahhak ve Abdullah b. el-Haris, rivayetlerinde “Bir miktar süt ve bir keçi yavrusu” ifadesini kullanmışlar (ancak “dağâbîs” ten söz etmemişlerdir.)
Açıklama: İsnadı zayıftır. Burada Ebân b. Abdillah el-Becelî hakkında ihtilaf edilmiştir.
Bize Yezid, ona Müstelim b. Saîd, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Babası (Abdurrahman b. Abdullah), ona da dedesi (Abdullah b. Hubeyb) şöyle rivayet etmiştir: Ben kabilemden bir adam ile birlikte henüz daha Müslüman olmamışken, gazaya çıkmak isteyen Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldik ve O'na "Biz, kabilemizin katılmadığı bir savaşa onlar olmaksızın katılmaktan utanç duyuyoruz" dedik. Hz. Peygamber (sav) "Müslüman oldunuz mu?" diye sordu. Biz "Hayır" dedik. Hz. Peygamber (sav) "Biz müşriklere karşı Müşriklerden yardım almayız." dedi. Bunun üzerine Müslüman olduk ve onunla birlikte savaşa katıldık. Savaşta adamın biri bana bir darbe vurdu, ben de onu öldürdüm ve kızını eş alarak aldım. Kız bana "Sana bu darbeyi vuran adamı hiç unutma" dedi. Ben de ona "Sen de babanı erkenden cehenneme gönderen bu adamı unutma" dedim.
Açıklama: لَا نَسْتَعِينُ بِالْمُشْرِكِينَ عَلَى الْمُشْرِكِينَ bu kısım hariç hadisin isnadı zayıftır. Burası ise sahih li gayrihidir.