113 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Şuayb el-Arnavut bu hadisin isnadının sağlam olduğunu ifade etmiştir
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yunus , ona İbn Şihab, ona da Abdurrahman b. Ka’b b. Malik , Abdullah b. Ka’b’ın şöyle anlattığını nakletti: Ka’b b. Malik’in Tebük seferine katılmayışını anlatırken şöyle söylediğini işittim: Rasulullah (sav) bir sabah Tebük gazvesinden dönüp Medine’ye geldi. Bir savaştan dönünce önce mescide girer iki rekat namaz kılar sonra (insanları irşad etmek, öğretmek ve konuşmak için) orada otururdu. Yine aynı şekilde yapıp oturunca Tebük seferine katılmayanlar geldiler ve (aslı astarı olmayan) özür dileyip (yalandan yere) yemin etmeye başladılar. Bunlar seksen küsur kişi idiler. Rasulullah (sav) onların zahirî beyanlarını kabul etti ve onlarla antlaştı (biatlarını kabul etti). Onlar için istiğfar etti, iç yüzlerini de Allah’a havale etti. Bu sırada ben de geldim ve selâm verdim, (Rasulullah) bana öfkeli bir şekilde tebessüm etti ve şöyle dedi: "Gel…!" Ben de gelip önüne oturdum, bana dedi ki: "Seni savaşa katılmaktan geri bırakan sebep nedir? Sen bineceğin hayvanı satın almamış mıydın?" Ben de “Ey Allah’ın Rasulü! Vallahi dünyada sizden başka kimin yanına otursam (özür beyan ederek) onun gazabından kurtulacağımı biliyorum. Çünkü bana fesahat ve etkili konuşma yeteneği verilmiştir. (İkna kabiliyetim çok fazladır.) Fakat, Allah’a yemin olsun ki şunu iyice anladım: Bugün benden hoşnut olmanız için size yalan söylesem kısa bir süre sonra Allah bunu bana kızgınlığa çevirir. Eğer size doğruyu söylesem yine bana kızarsınız ama doğruyu söylemekle Allah’ın beni affedeceğini umarım. Vallahi ben sizinle savaşa katılmayıp geri kaldığım günlerdeki kadar hiçbir vakit bedenen sağlam ve bolluk içerisinde olmadım (Mazeretim yoktu).” Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Evet bu doğru söyledi" dedi. (Bana) "Kalk ve Allah senin hakkında bir hüküm verinceye kadar (bekle)" dedi. Ben de kalktım ve belli bir süre bekledim. Bu hadis buradakinden daha uzundur.
Bize Ebu Asım, ona Abdülhamid b. Cafer, ona babası (Cafer b. Abdullah), ona da Mahmud b. Lebid’in rivayet ettiğine göre Osman Mescid(-i Nebevî'y)i (yeniden) bina etmek isteyince halk bunu hoş gör görmemişti. Bunun üzerine Osman Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: “Kim Allah için bir mescit bina ederse, Allah da o kimseya cennette onun gibisini bina eder.”
Bize Vâsıt'ta Halil b. Muhammed el-Bezzâr b. bt. Temîm b. Muntasır, ona Muhammed b. Harb en-Neşâî, ona Muhammed b. Ubeyd, ona kardeşi Ya'lâ b. Ubeyd, ona A'meş, onu İbrahim et-Teymî, ona babası, ona da Ebû Zer, Peygamber'in (sas) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Kim Allâh için kaya kuşu yuvası kadar da olsa bir mescit bina ederse, Allâh kendisine cennette bir ev bina eder.
Açıklama: Tirmizî'nin değerlendirmeleri esnasında zikrettiği ''...وَذَكَرَ غَيْرَهُمَا...'' ifadesi, tercümeye ''...ve başlarının...'' şeklinde, kasıtlı olarak, anlamı esas almak suretiyle yansıtılmıştır. ''Amr b. Şuayb > babası > dedesi'' tariki ile gelen ''aile isnadı'' meselesini mevzu bahis eden bir çalışma için bk. Bekir Kuzudişli, Hadis Rivayetinde Aile İsnadları, s. 211-20.