33 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Velid b. Müslim, ona Ebu Amr el-Evzâî; (T) Bize Ebu Tahir ve Harmele, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Seleme b. Şebib, ona Hasan b. A'yen, ona Makıl b. Ubeydullah, onlara Zührî bu isnad ile hadisi rivayet etmiş, ancak Yunus, Abdullah b. Abbas’tan rivayetinde “Ensarlı sahabeden bazı adamlar bana haber verdi” demiştir. Evzâî’nin rivayetinde "fakat onlar o söze yalan karıştırırlar ve ilaveler yaparlar" ifadesi yer almış, Yunus'tan gelen rivayette ise "fakat onlar ona yalan katar ve arttırırlar" denilmiştir. Yine hadisin Yunus'un rivayetinde "Allah da 'Nihayet kalplerinden korku giderilince onlara 'Rabbiniz ne buyurdu' derler. Onlar 'Hak' diye cevap verirler" (Sebe, 34/23) ziyadesi vardır. Makıl de rivayetinde Evzâî'nin de dediği gibi "fakat onlar, o söze yalan katarlar ve arttırırlar" demiştir.
Açıklama: Hadisin metni için M005819 numaralı rivayete bakınız.
Bize Muhammed b. Selam, ona Mahled b. Yezid, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihab, ona Yahya b. Urve, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "İnsanlar Rasulullah'a (sav) kahinlerin durumu hakkında sordular. Rasulullah da (sav) 'Onlar bir şey bilmez' buyurdu. Bunun üzerine oradakiler 'Ey Allah'ın Rasulü! (sav) Onlar bazen bir şey söylüyorlar ve bu söyledikleri doğru çıkıyor' dediler. Rasulullah (sav) da onlara 'Bu doğru sözü, cinler (göklerden kulak hırsızlığı yapıp) kapar, sonra bunları tavuğun gıdakladığı gibi kahinlerin kulaklarına tekrar tekrar söyler dururlar. Kahinler de bunlara, yüzden fazla yalan karıştırırlar' buyurdu."
Açıklama: Cinlerin kelime kaçırması meleklerin kendi aralarında konuşurken kulak hızrsızlığı ile duydukları şeylerdir.
Bize Müsedded, ona Abdülvaris, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Necm Suresi'ni okurken secde etti. Onunla birlikte Müslümanlar, müşrikler, cinler, insanlar hepsi secde etti." [Bu hadisi İbn Tahmân da Eyyüb'den rivayet etmiştir.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbrahim b. Tahman arasında inkita vardır.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Mamer, ona Abdürrezzak, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona da (Abdullah) İbn Abbas şöyle haber vermiştir: "Hz. Peygamber (sav) ashabından bir toplulukla otururken [-Abdürrezzak Ensar'dan bir topluluk demiştir-] büyük bir yıldız kaydı ve parladı. Hz. Peygamber (sav) 'Cahiliye döneminde böyle bir yıldız kaydığında ne derdiniz?' diye sordu. Ashap 'önemli biri doğdu veya öldü diye yorumlardık' dediler. (Abdürrezzak der ki:) Zührî'ye 'Cahiliye'de böyle yıldız kayar mıydı?' diye sordum. O da 'evet kayardı ancak Hz. Peygamber (sav) peygamber olarak gönderildikten sonra arttı' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:" "Yıldızlar, birisinin ölümünden veya doğumundan dolayı kaymaz. Fakat ismi yüce olan Rabbimiz bir işe karar verdiğinde arş taşıyan melekler tesbih ederler. Daha sonra sırasıyla sema ehli tesbih çekerler. Ta ki bu tesbih dünya semasına ulaşır ve sonra sema ehli arşı taşıyan meleklerden sonra gelenlerden bilgi isterler. Onlar da arşı taşıyan meleklere 'Rabbiniz ne buyuruyor' diye sorarlar. Onlar da haberi iletirler. Böylece haber her sema ehlinden bir sonrakine intikal eder. Ta ki bizim şu semamıza kadar haber gelir. Cinler de o haberi kaparlarken bu yıldızlarla taşlanırlar. Taşıdıkları haber aslında hak haberdir. Fakat onlar haberi çarpıtıp ona eklemeler yaparlar." [Abdürrezzak "Cinler kaparlar ve taşlanırlar" demiştir.]
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Bize Said b. Muhammed el-Cermî ve Ubeydullah b. Said, o ikisine Ebu Usame, ona Mis'ar, ona Ma'n, ona babası Abdurrahman b. Abdullah) şöyle demiştir: "Mesruk'a 'Kur'an'ı dinledikleri gece cinlerin varlığını, Hz. Nebi'ye (sav) kim haber verdi?' diye sordum, şöyle cevap verdi: Bana senin baban –yani Abdullah ibn Mes’ûd'un– bildirdiğine göre, Cinlerin gelişini Peygamber’e bir ağaç haber verdi."
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Yahya b. Urve b. Zübeyir, ona babası (Zübeyir b. Avvâm), ona da Aişe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü, kâhinler bizlere bir şeyler söylüyor, sonra da söyledikleri doğru çıkıyor' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Bu doğru sözü, cin (göklerden kulak hırsızlığı yapıp) kapar, sonra da dostunun kulağına fısıldar, o da buna yüz yalan daha ekler' buyurdu."
Bize Müsedded, ona Abdülvaris, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Necm Suresi'ni okurken secde etti. Onunla birlikte Müslümanlar, müşrikler, cinler, insanlar hepsi secde etti." [Bu hadisi İbn Tahmân da Eyyüb'den rivayet etmiştir.]
"Cinleri de dumanı olmayan halis bir ateş alevinden yarattı." (Rahman, 55/15)
"Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?" Cin, 72/10
"Hani cinlerden bir grubu, Kur’an’ı dinlemeleri için sana yönlendirmiştik. Onu dinlemek üzere hazır hâle geldiklerinde, birbirlerine: “Susun, dinleyelim!” dediler. Okuman tamamlanınca da kavimlerine birer uyarıcı olarak döndüler." (Ahkaf, 46/29)