Öneri Formu
Hadis Id, No:
14796, T002541
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ بُكَيْرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ قَالَتْ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: وَذُكِرَ لَهُ سِدْرَةُ الْمُنْتَهَى قَالَ: « يَسِيرُ الرَّاكِبُ فِى ظِلِّ الْفَنَنِ مِنْهَا مِائَةَ سَنَةٍ أَوْ يَسْتَظِلُّ بِظِلِّهَا مِائَةُ رَاكِبٍ شَكَّ يَحْيَى فِيهَا فَرَاشُ الذَّهَبِ كَأَنَّ ثَمَرَهَا الْقِلاَلُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb (Muhammed b. Alâ), ona r Yunus b. Bükeyr, ona Muhammed b.İshak, ona Yahya b. Abbad b. Abdullah b. Zübeyr, ona babası (Abbad b. Abdullah), ona da Esma bt. Ebubekir (r.anha), Rasulullah’ın (sav) -kendisine Sidretu'l-müntehadan bahsedilince- şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Binitli bir kişi Sidrüt-ül Müteha’nın bir dalının gölgesinde yüz yıl gider veya yüz binitli gölgelenir -Bu ifadeyi veya şeklinde şek ederek veren ravi Yahya’dır- Sidret-ül Müntehada altın kelebekler vardır ve o ağacın meyveleri büyüklük olarak testiler gibidir.”
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: Bu hadis hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-cennet 9, 4/680
Senetler:
1. Ümmü Amir Esma bt. Yezîd el-Ensariyye (Esma bt. Yezîd b. Seken b. Râfi')
2. Abbad b. Abdullah el-Kuraşi (Abbad b. Abdullah b. Zübeyir b. Avvam)
3. Yahya b. Abbad ez-Zübeyri (Yahya b. Abbad b. Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Bükeyr Yunus b. Bükeyr eş-Şeybanî (Yunus b. Bükeyr b. Vasıl)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Cennet,
Cennet, cennetteki ağaçlar
Cennet, Nimetleri
Mirac, Sidretu'l-münteha
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19312, T003278
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مُجَالِدٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ لَقِىَ ابْنُ عَبَّاسٍ كَعْبًا بِعَرَفَةَ فَسَأَلَهُ عَنْ شَىْءٍ فَكَبَّرَ حَتَّى جَاوَبَتْهُ الْجِبَالُ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ :إِنَّا بَنُو هَاشِمٍ . فَقَالَ كَعْبٌ :إِنَّ اللَّهَ قَسَمَ رُؤْيَتَهُ وَكَلاَمَهُ بَيْنَ مُحَمَّدٍ وَمُوسَى فَكَلَّمَ مُوسَى مَرَّتَيْنِ وَرَآهُ مُحَمَّدٌ مَرَّتَيْنِ . قَالَ مَسْرُوقٌ: فَدَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ فَقُلْتُ :هَلْ رَأَى مُحَمَّدٌ رَبَّهُ؟ فَقَالَتْ :لَقَدْ تَكَلَّمْتَ بِشَىْءٍ قَفَّ لَهُ شَعْرِى قُلْتُ :رُوَيْدًا ثُمَّ قَرَأْتُ ( لَقَدْ رَأَى مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى ) قَالَتْ :أَيْنَ يُذْهَبُ بِكَ؟ إِنَّمَا هُوَ جِبْرِيلُ مَنْ أَخْبَرَكَ أَنَّ مُحَمَّدًا رَأَى رَبَّهُ أَوْ كَتَمَ شَيْئًا مِمَّا أُمِرَ بِهِ أَوْ يَعْلَمُ الْخَمْسَ الَّتِى قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ ) فَقَدْ أَعْظَمَ الْفِرْيَةَ وَلَكِنَّهُ رَأَى جِبْرِيلَ لَمْ يَرَهُ فِى صُورَتِهِ إِلاَّ مَرَّتَيْنِ: مَرَّةً عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى وَمَرَّةً فِى جِيَادٍ لَهُ سِتُّمِائَةِ جَنَاحٍ قَدْ سَدَّ الأُفُقَ . قَالَ أَبُو عِيسَى :وَقَدْ رَوَى دَاوُدُ بْنُ أَبِى هِنْدٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ هَذَا الْحَدِيثِ وَحَدِيثُ دَاوُدَ أَقْصَرُ مِنْ حَدِيثِ مُجَالِدٍ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Mücâlid, ona eş-Şâ’bî’nin şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas, Arafat’ta Ka’b ile karşılaştı, ona bir hususa dair soru sordu. Dağlar onun sesiyle yankılanarak ona cevap verecek kadar tekbir getirdi. Bunun üzerine İbn Abbas da: Bizler Haşim oğullarıyız, dedi. Ka’b dedi ki. Allah kendisini görmeyi, konuşmasını, Muhammed ile Musa arasında paylaştırmıştır. Bu sebeple Musa ile iki defa konuştu, Muhammed de O’nu iki defa gördü.
Mesrûk dedi ki: Sonra ben Âişe’nin huzuruna girdim: Muhammed Rabbini gördü mü? dedim. O: Bu söylediğinden dolayı tüylerim diken diken oldu, dedi. Ben: Yavaş ol dedim, sonra: “And olsun ki, Rabbinin büyük âyetlerinden bazısını görmüştür” (Necm, 53/18) buyruğunu okudum. Âişe: Sen bunları nereden çıkarıyorsun? Kastedilen ancak Cebrail’dir. Kim sana Muhammed’in Rabbini gördüğünü yahut kendisine emr olunanlardan bir şeyler gizlediğini yahut da yüce Allah’ın: “Saat’in (Kıyamet’in) ilmi muhakkak Allah nezdindedir. Yağmuru O indirir…” (Lokman, 31/34) buyruğunda sözü edilen ve gayb olan beş hususu bildiğini söylerse, şüphesiz çok büyük bir iftirada bulunmuş olur. Ama O, Cebrail’i görmüştür. Onu da gerçek suretinde ancak iki defa görmüştür. Bir defasında Sidre-i Müntehâ’nın yanında, bir seferinde de (Mekke’nin alt taraflarında bir yer olan) Ciyâd denilen yerde ufuğu tamamıyla kapatmış ve altı yüz kanadı ile görmüştür.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Davud b. Ebu Hind de, eş-Şâ’bî, ona Mesruk, ona Âişe, o, Nebi’den (sav) bu hadise yakın olarak rivayet nakletmiş olmakla birlikte, Davud’un rivayet ettiği hadis Mücâlid’in rivayetinden daha kısadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 53, 5/394
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Umeyr Mücalid b. Saîd el-Hemdani (Mücalid b. Saîd b. Umeyr b. Bistâm b. Zî Mürrân)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Mirac, Sidretu'l-münteha
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Sahabe, anlayış farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37663, HM004011
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ عَنِ الزُّبَيْرِ بْنِ عَدِيٍّ عَنْ طَلْحَةَ عَنْ مُرَّةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
لَمَّا أُسْرِيَ بِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ انْتُهِيَ بِهِ إِلَى سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى وَهِيَ فِي السَّمَاءِ السَّادِسَةِ وَإِلَيْهَا يَنْتَهِي مَا يُصْعَدُ بِهِ مِنْ الْأَرْضِ وَقَالَ مَرَّةً وَمَا يُعْرَجُ بِهِ مِنْ الْأَرْضِ فَيُقْبَضُ مِنْهَا وَإِلَيْهَا يَنْتَهِي مَا يُهْبَطُ بِهِ مِنْ فَوْقِهَا فَيُقْبَضُ مِنْهَا
{ إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى }
قَالَ فَرَاشٌ مِنْ ذَهَبٍ قَالَ فَأُعْطِيَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثَلَاثَ خِلَالٍ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسَ وَخَوَاتِيمَ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَغُفِرَ لِمَنْ لَا يُشْرِكُ بِاللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ أُمَّتِهِ الْمُقْحِمَاتُ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 4011, 2/117
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Mürre el-Hemedanî Mürretü't-Tayyib (Mürre b. Şerahîl)
3. Ebu Muhammed Talha b. Musarrif el-İyâmî (Talha b. Musarrif b. Amr b. Ka'b b. Cuhdüb)
4. Ebu Abdullah Zübeyr b. Adi el-Hemdanî (Zübeyr b. Adî)
5. Malik b. Miğvel el-Becelî (Malik b. Miğvel b. Asım Malik)
6. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
Konular:
Mirac, İsra
Mirac, Sidretu'l-münteha
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17536, B005610
Hadis:
وَقَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « رُفِعْتُ إِلَى السِّدْرَةِ فَإِذَا أَرْبَعَةُ أَنْهَارٍ ، نَهَرَانِ ظَاهِرَانِ ، وَنَهَرَانِ بَاطِنَانِ ، فَأَمَّا الظَّاهِرَانِ النِّيلُ وَالْفُرَاتُ ، وَأَمَّا الْبَاطِنَانِ فَنَهَرَانِ فِى الْجَنَّةِ فَأُتِيتُ بِثَلاَثَةِ أَقْدَاحٍ ، قَدَحٌ فِيهِ لَبَنٌ ، وَقَدَحٌ فِيهِ عَسَلٌ ، وَقَدَحٌ فِيهِ خَمْرٌ ، فَأَخَذْتُ الَّذِى فِيهِ اللَّبَنُ فَشَرِبْتُ فَقِيلَ لِى أَصَبْتَ الْفِطْرَةَ أَنْتَ وَأُمَّتُكَ » . قَالَ هِشَامٌ وَسَعِيدٌ وَهَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى الأَنْهَارِ نَحْوَهُ ، وَلَمْ يَذْكُرُوا ثَلاَثَةَ أَقْدَاحٍ .
Tercemesi:
Ve îbrâhîm ibn Tahmân, Şu'be'den; o da Katâde'den söyledi ki, Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) -Mi'râcı anlatırken-şöyle buyurdu: "Bana Sidre ağacı gösterildi. Baktım ki, orada dört nehir vardı. İki nehir zahir, iki nehir de bâtın idi. Zahir olan nehirler Nıl ile Furât nehirleridir. Bâtınî olan nehirler cennetteki iki nehirdir. Sonra bana üç bardak sunuldu. Birinde süt, birinde bal, birinde de şarâb vardı. Ben süt dolu olan bardağı aldım ve içtim. Bana: Sen ve ümmetin fıtrata isabet ettiniz, denildi..."
Hişâm ed-Destevâî, Saîd ibn Ebî Arûbe ve Hemmâm ibn Yahya hepsi de Katâde'den; o da Enes ibn Mâlik'ten; o da Mâlik ibn Sa'sa-a'dan; o da Peygamber(S)'den olmak üzere nehirlerin zikrine kadar, geçen metin tarzında bu hadîsin metnini ittifakla söylediler, fakat "Üç kadeh" fıkrasını zikretmediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eşribe 12, 2/429
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sembolik anlatım
İçki, haramlığı
Mirac,
Mirac, Sidretu'l-münteha