1028 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Usame, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Aişe şöyle demiştir: Üzerine örtü örttükten sonra Şevde hacetini görmek İçin dışarı çıktı. Kendisi cismen bütün kadınlardan uzun ve vücutlu bir kadındı. Kendisini tanıyanlara gizli kalamazdı. Ömer b. Hattab onu gördü ve "Ey Sevde! Vallahi bizden gizlenemiyorsun! Nasıl dışarı çıktığına bir bak!" dedi. Bunun üzerine Sevde hemen bozularak geri döndü. Rasulullah (sav) benim evimde idi. Kendisi akşam yemeği yiyordu. Elinde bir kemik vardı. Sevde içeri girerek: "Ey Allah'ın Rasulü! Ben dışarı çıkmıştım, o sırada Ömer bana şöyle şöyle söylendi, dedi. O sırada Rasulullah'a (sav) vahiy geldi. Sonra kendisinden (o ağırlık) kaldırıldı. Kemik hâlâ elindeydi. Onu bırakmamıştı. Şöyle buyurdu: "Size hacetiniz için dışarıya çıkmanıza izin verildi." Ebu Bekir'in rivayetinde: "Cismi bütün kadınlardan uzundu" cümlesi vardır. Ebu Bekir kendi rivayetinde şunu eklemiştir: "Hişâm, "el-Bezzâz" olandır."
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) zamanında annem benim yanıma gelmişti. Hz. Peygamber'e onunla ilgileneyim mi diye sordum. Hz. Peygamber (sav); "evet, onunla ilgilen" buyurdu. [Ravi Süfyan b. Uyeyne şöyle demiştir: Allah (cc) onun hakkında "sizinle din konusunda savaşmayanlara iyilik etmekten Allah sizi menetmez." (el-Mümtehine, 8).]
Açıklama: Söz konusu ziyaret, Esma'ın annesinin müşrik, müslümanlarla müşriklerin arasında da bir anlaşma yapıldığı dönemde gerçekleşmiştir. Bu nedenle görüşme sadece fıkhi açıdan değil, stratejik açıdan da önemli görülmektedir. Nazil olan ayet ile, İslam'la savaşı olanların dışındakilerle görüşmede bir sakınca olmadığı ilke olarak belirlenmiştir.
Bize Übeydullah b. İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ (T); yine bize Ahmed b. Osman, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası (Yusuf b. İshak), ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ramazân orucu farz olduğunda sahabîler ramazan ayının bütününde (gecesinde ve gündüzünde) eşleriyle ilişkiye girmiyorlardı. Ancak bazı erkekler nefislerine yenik düşüyordu. Bunun üzerine Yüce Allah "Allah sizin nefislerinize karşı yenik düştüğünüzü bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı..." ayetini indirdi
Bize Übeydullah b. İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ (T); yine bize Ahmed b. Osman, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası (Yusuf b. İshak), ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ramazân orucu farz olduğunda sahabîler ramazan ayının bütününde (gecesinde ve gündüzünde) eşleriyle ilişkiye girmiyorlardı. Ancak bazı erkekler nefislerine yenik düşüyordu. Bunun üzerine Yüce Allah "Allah sizin nefislerinize karşı yenik düştüğünüzü bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı..." ayetini indirdi