52 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, ikisine İsmail b. İbrahim, -Ebu Bekir, hocası İbn Uleyye ile rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena İbnu Uleyye (Bize hocamız İbn Uleyye rivayet etti) demiştir- ona Halid, ona Velid b. Müslim, ona Humran, ona da Osman rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan başka ilah olmadığını bilerek (iman ederek) ölen kişi cennete girecektir."
Bize Ahmed b. Hafs, ona babası (Hafs b. Abdullah es-Sülemî), ona İbrahim, ona Süfyan b. Said, ona Ebu Hassan, ona Cesre, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allahumme Rabbe Cibraîle ve Mikâîle ve Rabbe İsrâfîle; eûze bike min harrı'n-nâr; ve min azâbi'l-kabr" "Cibrîli'n ve Mikâil'in Rabbi olan Allah'ım! İsrâfil'in Rabbi olan Allah'ım! Cehennemin sıcağından ve kabir azabından sana sığınırım"
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübârek, ona Leys b. Sa'd ve İbn Lehî'a, onlara Kays b. Haccâc;(T) Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Ebu Velîd, ona Leys b. Sa'd, ona Kays b. Haccâc, -mana aynı olmak üzere- ona Haneş es-San'ânî, ona da İbn Abbas 'Bir gün Rasulullah'ın (sav) terkisindeydim. Bana şöyle buyurdu' demiştir: "Delikanlı, sana (bazı) şeyler öğreteceğim: Allah'ın (hukukunu) koru ki Allah da seni gözetsin, Allah'ın (hukukunu) koru ki onu yardımını bulasın. İsteyeceğin zaman Allah'tan iste. Yardım dileyeceğin zaman Allah'tan dile. Bil ki, bütün ümmet, sana bir fayda sağlamak üzere toplansalar, sadece Allah'ın senin hakkında yazdığı faydayı verebilirler. Yine sana zarar vermek üzere toplansalar, sadece Allah'ın senin hakkında yazdığı zararı verebilirler. Kalemler kaldırılmış, sahifeler ise kurumuştur." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.]
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübârek, ona Leys b. Sa'd ve İbn Lehî'a, onlara Kays b. Haccâc;(T) Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Ebu Velîd, ona Leys b. Sa'd, ona Kays b. Haccâc, -mana aynı olmak üzere- ona Haneş es-San'ânî, ona da İbn Abbas 'Bir gün Rasulullah'ın (sav) terkisindeydim. Bana şöyle buyurdu' demiştir: "Delikanlı, sana (bazı) şeyler öğreteceğim: Allah'ın (hukukunu) koru ki Allah da seni gözetsin, Allah'ın (hukukunu) koru ki onu yardımını bulasın. İsteyeceğin zaman Allah'tan iste. Yardım dileyeceğin zaman Allah'tan dile. Bil ki, bütün ümmet, sana bir fayda sağlamak üzere toplansalar, sadece Allah'ın senin hakkında yazdığı faydayı verebilirler. Yine sana zarar vermek üzere toplansalar, sadece Allah'ın senin hakkında yazdığı zararı verebilirler. Kalemler kaldırılmış, sahifeler ise kurumuştur." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.]
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübârek, ona Leys b. Sa'd ve İbn Lehî'a, onlara Kays b. Haccâc;(T) Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Ebu Velîd, ona Leys b. Sa'd, ona Kays b. Haccâc, -mana aynı olmak üzere- ona Haneş es-San'ânî, ona da İbn Abbas 'Bir gün Rasulullah'ın (sav) terkisindeydim. Bana şöyle buyurdu' demiştir: "Delikanlı, sana (bazı) şeyler öğreteceğim: Allah'ın (hukukunu) koru ki Allah da seni gözetsin, Allah'ın (hukukunu) koru ki onu yardımını bulasın. İsteyeceğin zaman Allah'tan iste. Yardım dileyeceğin zaman Allah'tan dile. Bil ki, bütün ümmet, sana bir fayda sağlamak üzere toplansalar, sadece Allah'ın senin hakkında yazdığı faydayı verebilirler. Yine sana zarar vermek üzere toplansalar, sadece Allah'ın senin hakkında yazdığı zararı verebilirler. Kalemler kaldırılmış, sahifeler ise kurumuştur." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.]
Bize Müsedded, ona İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyân et-Teymî, ona Ebu Zür’a, Ebu Hureyre’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah (sav) bir gün, insanlar arasında otururken birden Cebrâil çıkageldi ve, 'îmân nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav), "Allah’a, Meleklerine, Allah’a kavuşmaya ve Peygamberlerine inanman, bir de öldükten sonra dirilmeye îmân etmendir" buyurdu. Cebrâil tekrar, "İslâm nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de, "İslâm; Allah’a ibâdet etmen, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaman, namaz kılman, farz kılınan zekâtı vermen ve Ramazanda oruç tutmandır" diye cevap verdi. Cebrâil, 'İhsân nedir?' diye sorunca da, "Allah'ı görüyormuş gibi kulluk yapmandır, her ne kadar sen O'nu görmüyorsan da hiç şüphesiz O seni görüyor" diye cevap verdi. Cebrâil 'Kıyâmet ne zamn kopacak?' diye sorduğunda ise şu karşışığı verdi: "Kıyâmetten kendisine soru sorulan kişi, sorandan daha bilgili değildir. Ancak sana onun alâmetlerini anlatacağım: Câriyenin efendisini doğurması, deve çobanlarının yüksek binalar kurmakta yarışmaları kıyâmet alâmetlerindendir. Kıyâmetin vakti, Allah’dan başka kimsenin bilemediği beş şeyden biridir." Sonra Rasûlullah (sav), "Şüphe yok ki kıyâmetin ilmi Allah katındadır..." (Lokman, 31/34) meâlindeki âyeti okudu. Sonra Cebrâil çıkıp gitti. Arkasından Hz. Peygamber "Onu çağırın!" buyurdu. İnsanlar çıkıp baktılar, fakat kimseyi göremediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "O Cebrâil'di, insanlara dinlerini öğretmek için gelmişti" dedi. Ebu Abdullah (el-Buhârî), Hz. Peygamber bütün bunları imandan saydı, dedi.
Bize Muhammed b. Humeyd er-Râzî, ona Saîd b. Yakub, onlara Yahya b. Durays, ona Ebu Mevdûd, ona Süleyman et-Teymî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Selmân’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurdu: "Kaderi ancak dua önler, ömrü ise ancak iyilik uzatır." [Tirmizî der ki: Bu konuda Ebu Esîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Selman hadisi olarak hasen-garibdir. Bunu sadece Yahya b. -Durays’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebu Mevdud iki kişidir; birine Fıdda denilir ki bu hadisi rivâyet eden odur. İsmi Fıdda el-Basrî’dir. Diğeri ise Abdülaziz b. Ebu Süleyman’dır. Bunlardan biri Basralı, diğeri ise Medînelidir. Her ikisi de aynı dönemde yaşamışlardır.]
Hâris b. Miskîn’e hadîs okunuyor ve ben de dinliyordum; ona İbn Vehb, ona Ebu Hânî, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Ebu Saîd el-Hudrî'ye 'Ey Ebu Saîd! Kim rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a, peygamber olarak da Muhammed’e razı olursa, cennet ona vacip olur' buyurdu. Ebu Saîd buna çok hayret etti ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Bu sözü bana tekrar söyler misin?' dedi. Rasulullah (sav) aynı sözü tekrarladı ve 'Bir başka şey daha vardır ki onu yapanın derecesi cennette yüz kat artar, her derecenin arası da gökle yer arası kadardır' buyurdu. Ebu Said 'Ey Allah’ın Rasulü! O hangi ameldir?' deyince Rasulullah (sav) 'Allah yolunda cihaddır. Allah yolunda cihaddır' buyurdu."
Bize Muhammed b. Humeyd er-Râzî, ona Saîd b. Yakub, onlara Yahya b. Durays, ona Ebu Mevdûd, ona Süleyman et-Teymî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Selmân’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurdu: "Kaderi ancak dua önler, ömrü ise ancak iyilik uzatır." [Tirmizî der ki: Bu konuda Ebu Esîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Selman hadisi olarak hasen-garibdir. Bunu sadece Yahya b. -Durays’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebu Mevdud iki kişidir; birine Fıdda denilir ki bu hadisi rivâyet eden odur. İsmi Fıdda el-Basrî’dir. Diğeri ise Abdülaziz b. Ebu Süleyman’dır. Bunlardan biri Basralı, diğeri ise Medînelidir. Her ikisi de aynı dönemde yaşamışlardır.]