38 Kayıt Bulundu.
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Küfrün başı doğu tarafındadır. böbürlenme ve kibir, deve ve sığır besleyip çadırda yaşayanlarda, Sükûnet ve ağırbaşlılık ise koyun besleyenlerdedir."
Açıklama: Hadis sahih isnad kavîdir. Sebebi, Muğire b. Abdurrahman el-Kureşî'dir. Ahmed b. Hanbel ve Ebû Dâvud la be'se bihi/ sorun yok demektedir. Darekutnî, Sünen'inde onu sika olduğunu söylemektedir.
Bize Yezîd, ona Muhammed, ona Ebu Zinâd, ona A‘rec, ona da Ebu Hüreyre’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Küfrün başı doğu tarafındadır. böbürlenme ve kibir, deve ve sığır besleyip çadırda yaşayanlarda, Sükûnet ve ağır başlılık ise koyun besleyenlerdedir."
Açıklama: Hadis sahih isnad ise Muhammed b. İshâk dolayısıyla hasendir. O an lafzıyla rivâyette bulunmuş olsa da mütâbidir. Aynı zamanda o hasenü'l-hadistir.
Bize Harun b. Abdullah, ona Ma’n; (T) Bize Hâris b. Miskin, ona İbnü’l-Kasım; o ikisine (Ma’n ve İbnü’l-Kasım’a) Malik, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa’sa’a, ona babası, ona da Ebu Said el-Hudrî’nin (ra) naklettiğine göre Rasulullah şöyle buyurmuştur: "Müslümanın en hayırlı malının, dinini fitnelerden korumak amacıyla, dağ başlarında ve vadilerde peşinde dolaştığı koyunlarının olması yakındır."
Bize Ebu Küreyb, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Yahya b. Said, ona Abdullah b. Abdurrahman el-Ensarî, ona babası, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra), Rasulullah'ı (sav) şöyle derken duyduğunu rivayet etmiştir: "Müslümanın en hayırlı malının, dinini fitnelerden korumak üzere, dağ başlarında ve yağış olan vadilerde peşinden gideceği koyunlarının olacağı zaman yakındır."
Bize Harun b. Abdullah, ona Ma’n; (T) Bize Hâris b. Miskin, ona İbnü’l-Kasım; o ikisine (Ma’n ve İbnü’l-Kasım’a) Malik, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa’sa’a, ona babası, ona da Ebu Said el-Hudrî’nin (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslümanın en hayırlı malının, dinini fitnelerden korumak amacıyla, dağ başlarında ve vadilerde peşinde dolaştığı koyunlarının olması yakındır."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Humeyd b. Mâlik b. Huseym rivayet etti: Ebu Hüreyre ile onun Akîk’teki arazisinde oturuyordum. Medine halkından bir grup, binekleri üzerinde ona doğru geldiler ve (daha sonra) indiler. Bunun üzerine Ebu Hüreyre, "Anneme git ve ona de ki oğlun sana selâm ediyor ve bize bir şey ikram etsin diyor." Annesi de üç arpa ekmeği, bir miktar zeytinyağı ve tuzu bir tepsiye koydu. Ben de onu başımın üzerine koyup onlara götürdüm. Yiyeceği onların önüne koyunca Ebu Hüreyre tekbir getirdi ve "İki siyah yani hurma ve sudan başka yiyecek bir şeyimiz yokken bizi ekmekle doyuran Allah’a hamdolsun", dedi. Onlar dönüp gidince (bana) "Koyunlarına iyi bak, onların üzerindeki toz ve toprağı al, ağıllarını temiz tut, bir köşesinde namazını kıl. Çünkü onlar cennet hayvanlarındandır. Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sahibi nezdinde bir koyun sürüsünün Mervân’ın evinden daha değerli olacağı günün gelmesi yakındır" dedi.
Açıklama: Ebu Hüreyre'nin annesi, kafir olmasına rağmen Medine'de yaşıyordu. Ebu Hüreyre onu İslam'a davet etmesine rağmen uzun müddet bunu reddetmişti. Allah Resûlü'nün duasının bereketiyle İslam'ı kabul etmiş (Müslim, Fezâilü's-sahâbe, 158) ve sonrasında nispeten uzun müddet yaşamıştır. Ebu Hüreyre'nin annesinin ismi hakkında ihtilaf edilmesine rağmen Ümeyme olduğu zikredilir (İbn Hacer, İsâbe, VII, 512 -Şamile-) Koyunların cennet hayvanı olması onun cennette yaratılacak hayvanlar arasında olması anlamına geleceği gibi (İbn Kuteybe, Te'vîl, s. 244 -şamile-) cennette onlara benzeyen canlılar bulunacağı için benzerlik nedeniyle koyuna cennet hayvanı denmiş olabilir (Zürkânî, Şerhü'l-Muvatta, IV, 399 -Şamile-). Hadiste “Mervân’ın evi” diye sözü edilen Mervân b. el-Hakem’in (ö. 65/685) evidir. Bu ev, Medine’nin en kıymetli evi olduğu için Araplar bunu atasözü olarak kullanmaktaydılar. (Bkz. İbn Abdülber, İstizkâr, thk. Sâlim Muhammed Atâ, Muhammed Ali Muavvız, Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-ilmiyye,1421/2000, VIII, 384.) (Muhammet Beyler) O dönemde şehirlerde patlak verecek olan iç karışıklıklarda bulunmak yerine koyun sürüsüne sahip olmak suretiyle dağ başında koyunlarını otlatmanın daha faziletli olduğu anlatılmak istenmiştir. Her ne kadar Ebu Hüreyre bu ifadeleri Hz. Peygamber'e izafe etmemiş ise de söz konusu mesajın Allah Resulü'nden alındığı söylenebilir. Zira aynı konu merfû hadislerde de işlenmektedir (İbn Abdilberr, İstizkâr, VIII, 384;Zürkânî, Şerhü'l-Muvatta, IV, 399 -Şamile-).
Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa'sa'a, ona babası (Abdullah), ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kişinin en hayırlı malının, dinini fitnelere bulaşmaktan kaçırmak amacıyla, peşinde dağ başlarında ve vadilerde dolaştığı koyunlarının olacağı zaman çok yakındır."
Bize Ebu Nuaym, ona Abdülaziz b. Ebu Seleme b. Macişûn, ona Abdurrahman b. Ebu Sa'sa, ona da babası (Abdullah b. Abdurrahman), Ebu Said'den şöyle rivayet etmiştir: Ebu Said el-Hudrî bana, 'koyunu sevdiğini ve koyun edindiğini görüyorum. Onlara iyi bak ve ruam (bulaşıcı) hastalıklarını tedavi et. Zira ben Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini işitim: "İnsanlar öyle zamanlar yaşayacaklar ki, o dönemde müslümanın en hayırlı malı, dini nedeniyle fitneye düşmekten sakınmak için peşinde dağ başlarında ya da dere boylarında dolaştıkları koyun olacaktır."