72 Kayıt Bulundu.
Bize AffÂn, ona Katâde, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Amr b. Hârice şöyle rivâyet etmiştir: Peygamber (sav), devesinin üzerinde hutbe veriyordu, ben de devenin boynunun altında idim. Deve geviş getirip yutarken salyası iki omuzumun arasına akmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Aziz ve Celil Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Dolayısıyla miras alacak olana vasiyet yoktur. Çocuk, yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina edene ise recim vardır. Her kim, kendi öz babasından ve efendisinden bağlarını koparmak üzere, babasından başkasına 'babam budur' diye intisap ederse veya köle olan kimse kendi sahibinin dışındaki kimsenin efendisi olduğunu iddia ederse, Allah’ın laneti onun üzerine olur. Allah bu tür kimselerin ne tevbesini kabul eder ne de günahtan kurtulmak için vereceği fidyeyi."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanem, ona da Amr b. Hârice'nin rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav), bir hutbe vererek şöyle buyurmuştur: "Allah, her hak sahibine hakkını miras paylaşımında vermiştir. Artık varise vasiyet yapılamaz."
Bize Utbe b. Abdullah el-Mervezî, ona Abdullah b. Mübarek, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Katâde, ona da Amr b. Hârice'nin rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İsmi aziz olan Allah, her hak sahibine hakkını miras paylaşımında vermiştir. Artık varise vasiyet yapılamaz."
Bize Hişam b. Ammar, ona İsmail b. Ayyaş, ona Şurahbil b. Müslim el-Havlanî, ona da Ebu Ümâme el-Bâhili “Ben Veda Haccı yılı Rasulullah (sav) hutbesinde şöyle buyururken işittim” demiştir: "Allah her hak sahibine (mirastan) hakkını şüphesiz vermiştir. Artık mirasçıya vasiyet yoktur."
Bize Hişam b. Ammar, ona Muhammed b. Şuayb b. Şâbûr, ona Abdurrahman b. Yezid b. Câbir, ona Said b. Ebu Said, ona da Enes b. Mâlik şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber (sav), devesinin boynunun altında, devenin salyası üzerime akmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah şüphesiz her hak sahibine (mirastan) hakkını vermiştir. Bilmiş olunuz ki hiçbir vârise vasiyet yoktur."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam ed-Destevâî, ona Katâde, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ganm, ona da Amr b. Hârice şöyle demiştir: Ben Peygamber'in (sav), devesinin altında idim. Deve geviş getirip yutarken salyası iki omuzumun arasına akmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Dolayısıyla miras alacak olana vasiyet yoktur."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Verka, ona İbn Ebu Necih, ona Atâ, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: (Önceden kişi öldüğünde) malı, çocuğunun olurdu. Ana-baba ve yakınlara ise vasiyet yapılırdı. Sonra Allah dilediği hükmü kaldırdı ve erkeğe, kadının iki katı; ana-babadan her birine (çocuğu varsa) altıda bir, (yoksa) üçte bir; kadına (çocuğu varsa) sekizde bir, (yoksa) dörtte bir; kocaya ise (çocuğu yoksa) yarı, (varsa) dörtte bir pay verilmesine hükmetti.
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Muhammed b. el-Fadl b. Cabir, ona Abdulcebbâr b. Asım, ona İsmail b. Ayyâş, ona Şurahbîl b. Müslim, ona da Ebû Ümâme el-Bâhilî (ra), veda haccında hutbede Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini işittiğini haber vermiştir: “Azîz ve Celîl olan Allah, her hak sahibine hakkını vermiştir, dolayısıyla vâris için vasiyete gerek yoktur.”