Giriş

Bize Ebu Kureyb, ona Ebu Muaviye, ona A‘meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hüreyre şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) zamanında bir adam öldürüldü, katil maktulün velisine teslim edildi. Katil: 'Ey Allah'ın Rasulü onu öldürmek istememiştim' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), maktulün velisine şöyle buyurdu: 'Dikkat et! Şayet o, doğru söylüyorsa ve buna rağmen sen de onu öldürürsen cehenneme girersin!' Adam da katili serbest bıraktı. Katilin elleri arkadan bağlı idi, bunun üzerine bağlı bulunduğu kayışını sürükleyerek çıkıp gitti de bu adama bundan böyle 'kayışlı kimse' denildi." Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: "Bu hadis, hasen sahihtir. Nis'a, ip (urgan) demektir."


Açıklama: Nesâî'de rivayetin tarikinde Ebû Kureyb ile Ebu Muaviye arasında saduk olan yani hafızası dolayısı ile tenkide uğramış Ahmed b. Harb bulunmaktadır. Ayrıca A'meş'in Ebu Salih'den rivayetlerinde tedlis yapmakla tenkid edildiği bilinmektedir. ( Etyobî, Muhammed b. Ali, Zahiratu'l-Ukba fi Şerhil, Müctebâ, XXXV, 395)

    Öneri Formu
18979 T001407 Tirmizi, Diyât, 13

Bize Esved, ona Şerîk, ona Âsım, ona da Enes, Rasulullah'ın (sav) ona "Ey iki kulaklı!" dediğini nakletmiştir.


Açıklama: mütabileriyle hasendir.

    Öneri Formu
63417 HM013774 İbn Hanbel, III, 261

Bize Hafs b. Gıyâs, ona Dâvud b. Ebu Hind, ona eş-Şa'bî, ona Ebu Cebîra b. ed-Dahhâk el-Ensârî'den, ona da Halası şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) (Yesrib'e) geldiğinde herkesin bir veya iki lakabı vardı. Hz. Peygamber (sav) bir adamı lakabı ile çağırdı. Biz Hz. Peygamber'e o (adam), bu (lakabla) şekilde çağrılmaktan hoşlanmaz dedik. Bunun üzerine "Birbirinizi kötü isimlerle çağırmayınız!" (Hucurât, 49/11) ayeti nazil oldu."


Açıklama: Ricâlî Şeyhayn'ın sikalarıdır. Ancak Davud b. Ebî Hind Müslim'in ricalindendir.

    Öneri Formu
65763 HM016759 İbn Hanbel, IV, 68

Bize Ahmed b. Abdulmelik, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Yezîd b. Muhammed b. Huseym, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona Ebu Yezîd Muhammed b. Huseym, ona da Ammâr b. Yâsir şöyle nakletti: "Ben ve Ali b. Talib (ra), Uşeyre Gazvesi'nde birlikteydik. O sırada Benî Müdlic kabilesinden bazı insanlara rastladık. Onlar hurma bahçelerinde çalışıyorlardı." İsa b. Yunus'un hadisinin anlamını zikretti.


Açıklama: mütabileriyle hasendir.

    Öneri Formu
66670 HM018516 İbn Hanbel, IV, 264

Bize Zeyd b. Ahzem et-Tâî, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona Câbir, ona Ebu Nasr, ona da Enes (ra), şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) toplamakta olduğum bir çeşit baklayı bana künye olarak [Ebu Hamza] vermişti." Tirmizî: "Bu, garîb bir hadistir. Bu hadisi sadece Câbir el Cu'fî’nin, Ebu Nasr’dan naklettiği rivayetle bilmekteyiz. Ebu Nasr, Hayseme el Basrî’dir. Enes’ten pek çok hadis rivayet etmiştir.”


    Öneri Formu
23945 T003830 Tirmizi, Menâkıb, 45

Bize Hafs b. Gıyâs, ona Davud b. Ebu Hind ona Şa'bî', ona Ebu Cebira b. Dahhâk el-Ensârî, ona da halası şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde her birimizin bir veya iki lakabı vardı. Hz. Peygamber (sav) birini lakabı ile çağırdığında biz ona 'Ey Allah'ın elçisi! bu kişi lakabıyla çağrılmak istemiyor' dedik. Bunun üzerine 'Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın' (Hucurât 44/11) ayeti nazil oldu.


    Öneri Formu
74055 HM023615 İbn Hanbel, V, 380

Bize Yezîd, ona Humeyd, ona da Enes şöyle dedi: Ümmü Süleym’in küçük bir oğlu vardı. Ona Ebu Umeyr derlerdi. (Ebu Umeyr'in) Küçük bir bülbülü vardı. Rasulullah (sav), Ebu Umeyr'in yanına girince onunla şakalaşırdı. Bir gün çocuğun üzgün olduğunu gördü. (Rasulullah (sav)) “Ebu Umeyr’in nesi var?” diye sordu. “Küçük bülbülü öldü!” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), “Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı küçük bülbül!” diyerek onu teselli etti.


Açıklama: Hadiste Hz. Peygamber (sav), çocukla hem şakalaşmakta hem de onu ölen kuşu sebebiyle teselli etmektedir.

    Öneri Formu
60622 HM013108 İbn Hanbel, III, 200

Bize Ali b. Bahr, ona İsâ b. Yûnus, ona Muhammed b. İshak, ona Yezîd b. Muhammed b. Huseym el-Muhâribî, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona Ebu Yezîd Muhammed b. Huseym, ona da Ammar b. Yasir şöyle nakletti: "Ben ve Ali, Zâtü’l-Uşeyre (Uşeyre) Gazvesi'nde birlikteydik. Rasulullah (sav) bu yere vardığında konakladı ve bir süre burada kaldı. Bu sırada Benî Müdlic kabilesinden bazı kimseleri gördük. Onlar, hurmalıklarındaki bir su kaynağında çalışıyorlardı. Ali bana, 'Ey Ebû Yakzân! Bu insanlara gidip nasıl çalıştıklarına bakalım mı?' dedi. Onlara gittik ve bir süre çalışmalarını izledik. Sonra üzerimize bir uyku hali çöktü. Ben ve Ali hurma ağaçlarının arasında, toprak üzerinde yatıp uyuduk. Vallahi, bizi uyandıran Rasulullah (sav) oldu. Ayaklarıyla bizi dürterek uyandırdı ve üzerimize toprak bulaşmış olduğunu gördü. İşte o gün Rasulullah (sav) Ali’ye, üzerindeki toprak nedeniyle, 'Ey Ebu Turâb!' diye hitap etti. Sonra Rasulullah (sav) bize şöyle dedi: 'Size (en asi) iki bedbaht adamı haber vereyim mi?' Biz de 'Evet, ya Rasulallah!' dedik. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Biri, Semûd’un kırmızı tenli adamı, (mucize eseri kayadan çıkan) deveyi kesen kişi; diğeri ise, ey Ali, şu (kafanı işaret ederek) başına vuracak kişi. Öyle ki, bu (başından gelen kan) sakalına kadar ulaşacaktır.'"


Açıklama: يَا أَبَا تُرَابٍ kısmı hariç hadis hasen liğayrihîdir. Bu kısım ise sahihtir. Hadisin isnadı zayıftır. İsnadda cehalet, inkıta ve teferrüd olmak üzere 3 illet vardır.

    Öneri Formu
66655 HM018511 İbn Hanbel, IV, 264

Bize İsmail, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etti: 'Hz. Peygamber (sav) ikindi namazının üç(üncü) rekatında selam verdi. Sonra kalktı ve odasına girdi. Bu esnada "El-Hırbak" lakabıyla anılan ve kolları uzun bir adam, Peygamberimizin ardından kalkıp yanına gitti ve şöyle dedi: 'Ya Rasulallah!' Peygamberimiz (sav) dışarı çıktı ve adam ona, az önceki namazda ne yaptığını hatırlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) "Bu kişi doğru mu söylüyor?" diye cemaate sordu. Cemaat: "Evet!" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), eksik bıraktığı rekâtı kıldı, ardından selam verdi. Daha sonra sehiv secdesi olarak iki secde yaptı ve tekrar selam verdi.


Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
67043 HM020066 İbn Hanbel, IV, 427

Bize Yahya b. Hammâd, ona Ebân b. Yezîd, ona Katâde, ona Hâlid b. Urfuta, ona da Habîb b. Sâlim şöyle rivayet etti: Bir delikanlıya "Kurkûr (Uzun Gemi)" lakabı verilmişti. İşte bu (delikanlı bir gün) karısının cariyesi ile cima yapmıştı ve o (delikanlı) (Kufe valisi) Nu'mân b. Beşir'in huzuruna çıkarılmıştı. (Nu'mân b. Beşir) şöyle demişti: "Andolsun ki, onun (delikanlı) hakkında sadra şifa bir hüküm vereceğim. Eğer (karısı, cariyesini) ona helâl kılmışsa, ona yüz sopa vururum; şayet helâl kılmadıysa bu durumda onu recmederim!" Bunun üzerine (delikanlının karısına) "Kocan (cariyenle cima hususunda izinli midir?)" diye sorulmuş, o da "Ben onu (cariyeyi) ona (kocaya) helâl kılmıştım!" dedi. (Nu'mân b. Beşir) de ona (delikanlıya) yüz sopa vurdu. Yahya dedi ki "Bu (hadis), Hz. Peygamber'e (sav) nisbet edilir."


    Öneri Formu
43740 DM002374 Darimi, Hudud, 20