Öneri Formu
Hadis Id, No:
48929, HM005974
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ حَدَّثَنَا أَبِي عَنْ صَالِحٍ حَدَّثَنَا نَافِعٌ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَيْنَمَا ثَلَاثَةُ رَهْطٍ يَتَمَاشَوْنَ أَخَذَهُمْ الْمَطَرُ فَأَوَوْا إِلَى غَارٍ فِي جَبَلٍ فَبَيْنَمَا هُمْ فِيهِ حَطَّتْ صَخْرَةٌ مِنْ الْجَبَلِ فَأَطْبَقَتْ عَلَيْهِمْ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ مِثْلَ مَعْنَاهُ
Tercemesi:
Açıklama:
Hadisin bütünü için bk. HM005973.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 5974, 2/493
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Allah'ın sevmesi ve sevginin tezahürü
Amel, Allah'a arzı
Din, Samimiyet, (Nasihat)
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyan, ona da Ebu İshak bu isnadla bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7368, M006255
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَهُ.
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyan, ona da Ebu İshak bu isnadla bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6255, /1013
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7365, M006252
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ خَالِدٍ ح
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ قَالَ قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَمِينًا وَإِنَّ أَمِينَنَا أَيَّتُهَا الأُمَّةُ أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Uleyye, ona Halid; (T)
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. Uleyye, ona Halid, ona Ebû Kilabe, ona da Enes'in haber verdiğine göre Rasulullah (sav); "hor ümmetin bir emini vardır, bizim eminimiz de ey Ümmet! Ebu Ubeyde b. Cerrah'tır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6252, /1012
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7366, M006253
Hadis:
حَدَّثَنِى عَمْرٌو النَّاقِدُ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - وَهُوَ ابْنُ سَلَمَةَ - عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ أَهْلَ الْيَمَنِ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا ابْعَثْ مَعَنَا رَجُلاً يُعَلِّمْنَا السُّنَّةَ وَالإِسْلاَمَ. قَالَ فَأَخَذَ بِيَدِ أَبِى عُبَيْدَةَ فَقَالَ:
"هَذَا أَمِينُ هَذِهِ الأُمَّةِ."
Tercemesi:
Bize Amr Nakıd, ona Affan, ona Hammad (bu zât İbn Seleme'dir.), ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etti: Yemenliler Rasulullah'a (sav) gelerek; bizimle gelerek bizlere sünneti ve İslâm'ı öğretecek bir zât gönder demişler. Enes demiş ki: Hemen Ebu Ubeyde'nin elinden tuttu ve "bu ümmetin emini budur" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6253, /1012
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
VEKALET
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7367, M006254
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ صِلَةَ بْنِ زُفَرَ عَنْ حُذَيْفَةَ قَالَ جَاءَ أَهْلُ نَجْرَانَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ ابْعَثْ إِلَيْنَا رَجُلاً أَمِينًا. فَقَالَ:
"لأَبْعَثَنَّ إِلَيْكُمْ رَجُلاً أَمِينًا حَقَّ أَمِينٍ حَقَّ أَمِينٍ."
[قَالَ فَاسْتَشْرَفَ لَهَا النَّاسُ - قَالَ - فَبَعَثَ أَبَا عُبَيْدَةَ بْنَ الْجَرَّاحِ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ebu İshak, ona Sıla b. Züfer, ona da Huzeyfe şöyle demiştir: Necran Heyeti Rasulullah'a (sav) gelerek; ey Allah'ın Rasulü! Bize emin bir kimse gönder dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "size elbette hakkıyla emin, hakkıyla emin olan birisini göndereceğim" buyurdu.
[Ravi; bu esnada insanlar, kendisinin gönderilmesini arzu edip beklerken Hz. Peygamber (sav) Ebu Ubeyde b. Cerrah'ı gönderdi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6254, /1012
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
VEKALET
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25150, B002681
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ حَمْزَةَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَخْبَرَهُ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سُفْيَانَ أَنَّ هِرَقْلَ قَالَ لَهُ سَأَلْتُكَ مَاذَا يَأْمُرُكُمْ فَزَعَمْتَ أَنَّهُ أَمَرَكُمْ بِالصَّلاَةِ وَالصِّدْقِ وَالْعَفَافِ وَالْوَفَاءِ بِالْعَهْدِ وَأَدَاءِ الأَمَانَةِ . قَالَ وَهَذِهِ صِفَةُ نَبِىٍّ .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Hamza, ona İbrahim b. Sa'd, ona Sâlih, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona Abdullah b. Abbâs, ona da Ebu Süfyân şöyle demiştir:
"Heraclius, Ebû Süfyân'a: 'Ben sana Muhammed ne tavsiye ediyor?' diye sordum. Sen ise 'namaz kılmayı, doğru olmayı, iffetli olmayı, ahde vefayı, emaneti sahibine teslim etmeyi tavsiye ettiğini söyledin' dedi. Ve şöyle devam etti: 'İşte bunlar bir peygamberin özellikleridir.'"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Şehâdât 28, 1/725
Senetler:
1. Ebu Süfyan b. Harb el-Kuraşi (Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
6. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu İshak İbrahim b. Hamza ez-Zübeyrî (İbrahim b. Hamza b. Muhammed b. Hamza b. Musab)
Konular:
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Peygamberler, Peygamberlik Nasıl bilinir
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24248, B006497
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ حَدَّثَنَا حُذَيْفَةُ قَالَ حَدَّثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَدِيثَيْنِ رَأَيْتُ أَحَدَهُمَا وَأَنَا أَنْتَظِرُ الآخَرَ ، حَدَّثَنَا « أَنَّ الأَمَانَةَ نَزَلَتْ فِى جَذْرِ قُلُوبِ الرِّجَالِ ، ثُمَّ عَلِمُوا مِنَ الْقُرْآنِ ، ثُمَّ عَلِمُوا مِنَ السُّنَّةِ » . وَحَدَّثَنَا عَنْ رَفْعِهَا قَالَ « يَنَامُ الرَّجُلُ النَّوْمَةَ فَتُقْبَضُ الأَمَانَةُ مِنْ قَلْبِهِ ، فَيَظَلُّ أَثَرُهَا مِثْلَ أَثَرِ الْوَكْتِ ، ثُمَّ يَنَامُ النَّوْمَةَ فَتُقْبَضُ فَيَبْقَى أَثَرُهَا مِثْلَ الْمَجْلِ ، كَجَمْرٍ دَحْرَجْتَهُ عَلَى رِجْلِكَ فَنَفِطَ ، فَتَرَاهُ مُنْتَبِرًا ، وَلَيْسَ فِيهِ شَىْءٌ ، فَيُصْبِحُ النَّاسُ يَتَبَايَعُونَ فَلاَ يَكَادُ أَحَدٌ يُؤَدِّى الأَمَانَةَ ، فَيُقَالُ إِنَّ فِى بَنِى فُلاَنٍ رَجُلاً أَمِينًا . وَيُقَالُ لِلرَّجُلِ مَا أَعْقَلَهُ وَمَا أَظْرَفَهُ وَمَا أَجْلَدَهُ . وَمَا فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةِ خَرْدَلٍ مِنْ إِيمَانٍ ، وَلَقَدْ أَتَى عَلَىَّ زَمَانٌ وَمَا أُبَالِى أَيَّكُمْ بَايَعْتُ لَئِنْ كَانَ مُسْلِمًا رَدَّهُ الإِسْلاَمُ ، وَإِنْ كَانَ نَصْرَانِيًّا رَدَّهُ عَلَىَّ سَاعِيهِ ، فَأَمَّا الْيَوْمَ فَمَا كُنْتُ أُبَايِعُ إِلاَّ فُلاَنًا وَفُلاَنًا » . قَالَ الْفِرَبْرِىُّ قَالَ أَبُو جَعْفَرٍ حَدَّثْتُ أَبَا عَبْدِ اللَّهِ فَقَالَ سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ عَاصِمٍ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا عُبَيْدٍ يَقُولُ قَالَ الأَصْمَعِىُّ وَأَبُو عَمْرٍو وَغَيْرُهُمَا جَذْرُ قُلُوبِ الرِّجَالِ الْجَذْرُ الأَصْلُ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ ، وَالْوَكْتُ أَثَرُ الشَّىْءِ الْيَسِيرُ مِنْهُ ، وَالْمَجْلُ أَثَرُ الْعَمَلِ فِى الْكَفِّ إِذَا غَلُظَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan (), ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona Zeyd b. Vehb, ona da Huzeyfe (b. Yeman) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bize iki olayı haber verdi. Bunlardan birisini gördüm, diğerini görmeyi bekliyorum. Rasulullah (sav) şu olayları haber verdi: "Emanet salih kimselerin gönüllerinin derinliğine indi. Sonra o kimseler Kur'ân 'dan öğrendiler, sonra da sünnetten öğrendiler. "Rasulullah (sav) bize emanetin geri kaldırılmasını da haber verip şöyle buyurdu: "(İlmi olan) bir kimse, bir uykuya dalar. O uyurken emanet kalbinden sökülüp alınır da, o emanetin izi, alaca bir renk halinde kalır. Sonra o kimse bir uykuya daha dalar, emanetin (geri kalanı da) alınır. Bunun izi bir kabarcık gibi kalır. Böylece emanet, senin ayağına düşürdüğün bir ateş parçasının düştüğü yeri şişirip senin onu bir kabarcık şeklinde görmen gibidir. Halbuki bu kabarcıkta (hayatına tesir edecek) bir şey yoktur. Şu vaziyette halk birbirleriyle alışveriş yapmak için sabaha erişmiş bulunur. Hiçbir kimse emaneti eda etmek imkanı bulamaz. Şöyle ki, bazen 'falan oğulları içinde güvenilir bir kimse vardır (emaneti ona verelim)' denilir. Bazen birisinin lehine: 'O ne akıllıdır, ne tedbirlidir, o ne zarif bir kimsedir, o ne kahramandır!' diye hakkında şahitlik edilir. Halbuki hakkında propaganda yapılan şahsın kalbinde hardal tanesi kadar imandan bir eser yoktur." Huzeyfe şöyle devam etti: "Ben öyle bir zamanda yaşadım ki, o devirde ben kiminle alışveriş edeceğim diye tasalanmazdım. Çünkü alışveriş yapacağım kimse müslümansa, İslam dini onu (beni dolandırmaktan) men ederdi. Eğer Hristiyan ise, onu bulunduğu yerin valisi dolandırmaktan men ederdi. Bu gün ise, ben falan ve filan kimseden başka birisiyle alışveriş edemez oldum!"
Firebî dedi ki: Ebu Cafer şöyle demiştir: Ebu Abdullah'a bu hadisi rivayet ettim, o da Ahmed b. Asım'ın Ubeyd'den, onun el-Esmaî, Ebu Amr ve daha başkalarından şöyle dediğini nakletti: Salih kimselerin kalplerinin kökü (derinliği), cümlesindeki kök (الْجَذْرُ) her şeyin aslıdır. الْوَكْتُ kelimesi ise bir şeyin hasar bırakan izi anlamına gelir. الْمَجْلُ kelimesi ise kişinin çalıştığında elinin kalınlaşması, sertleşmesi anlamına gelir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 35, 2/577
Senetler:
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet