Giriş

Bize Ka'nebî, ona Mâlik (b. Enes), ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri sakın 'Allah'ım dilersen beni bağışla, Allah'ım dilersen bana merhamet et' demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah için bir zorlayıcı yoktur."


Açıklama: Hadisteki 'İstediğini kararlı olarak istesin' kısmı, Allah'tan isteğini emir kipiyle, ısrarla ve yapmasını kesin isteyerek şeklinde anlaşılmalıdır. Rivayetin sonundaki 'Çünkü Allah için bir zorlayıcı yoktur' kısmı da siz emir kipi kullansanız da, Rabbinize emreder şekilde dua etseniz de bu emir yerine geçmez anlamındadır.

    Öneri Formu
10327 D001483 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 23

Bize Abdula'la b. Hammad el-Bahili, ona Malik b. Enes; (T) Bize Kuteybe b. Said, ona Ziyad b. Sa'd, ona Amr b. Müslim, ona da Tâvus rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) ashabından bazı kişilere yetiştim. Her şey bir kaderledir diyorlardı. Abullah b. Ömer'i Rasulullah (sav) şöyle buyurdu derken işittim: "Her şey bir kaderledir. Acziyet ve yetkinlik bile. Ya da yetkinlik ve acziyet bile."


    Öneri Formu
12486 M006751 Müslim, Kader, 18

Bize İshak b. Musa el-Ensari, ona Enes b. İyaz, ona Haris b. Abdurrahman b. Ebu Zübab, ona Ata b. Mina, ona da Ebu Hureyre, Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sizden biri (dua ederken) sakın; Allah'ım dilersen beni bağışla, Allah'ım dilersen bana merhamet et demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah dilediğini yapar, O'nu zorlayacak hiçbir şey yoktur."


    Öneri Formu
12678 M006813 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 9

Bize Abdullah b. Abdurrahman b. Behram ed-Dârimî, ona Mervan b. Muhammed ed-Dımeşkî, ona Said b. Abdülaziz, ona Rabi'a b. Yezid, ona Ebu İdris el-Havlânî, ona Ebu Zer, ona da Rasulullah (sav) Allah'tan rivayet ederek 'Allah şöyle buyurdu' demiştir: "Ey kullarım! Ben zulmü kendime haram kıldığım gibi onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyin. Ey kullarım! Hepiniz dalalettesiniz, yalnız benim hidayete erdirdiğim müstesna! O halde benden hidayet dileyin ki, sizi hidayete erdireyim. Ey kullarım! Hepiniz açsınız! Yalnız benim doyurduğum müstesna. İmdi benden yiyecek isteyin ki, sizi doyurayım. Ey kullarım! Hepiniz çıplaksınız, yalnız benim giydirdiğim müstesna! Şu halde benden giyecek isteyin ki, sizi giydireyim. Ey kullarım! Siz gece-gündüz günah işliyorsunuz. Bütün günahları affeden de benim. Şu halde benden af dileyin ki, sizi affedeyim! Ey kullarım! Sizin bana zarar vermeye elbet gücünüz yetmez ki, zarar veresiniz. Bana fayda vermeye de gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz. Ey kullarım! Sizden öncekiler ve sonrakiler, tüm insanlar ve cinler, sizden en takva sahibi bir adamın halinde olsalar, bu benim mülküme bir şey kazandırmaz. Ey kullarım! Sizden öncekiler ve sonrakiler, tüm insanlar ve cinler, içinizden en kötü bir adamın halinde olsalar, bu benim mülkümden hiç bir şey eksiltmez. Ey kullarım! Sizden öncekiler ve sonrakiler, tüm insanlar ve cinler, bir alanda toplansalar ve ben­den isteseler, ben de her dileyen insana, dilediğini versem, bu bende olandan ancak iğnenin denize batırıldığı vakit çıkarıldığındaki kadar eksiltir. Ey kullarım! İşte sizin amelleriniz, onları sizin için sayıyorum. Sonra onların karşılığını size veriyorum. Artık kim hayırla karşılaşırsa, Allah'a hamd etsin. Kötülükle karşılaşan ise kendi nefsini ayıplasın." [Said der ki: Ebu İdris el-Havlâni bu hadisi rivayet ettiği vakit dizlerinin üzerine çökerdi.]


    Öneri Formu
8232 M006572 Müslim, Birr ve Sıla, 55


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ

    Öneri Formu
10547 M006733 Müslim, Kader, 7


    Öneri Formu
12488 M006753 Müslim, Kader, 20

BizeRavh, ona Malik;(T) Bize İshak ona Malik;(T) Bize Musab ez-Zübeyrî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab, ona da Müslim b. Yesar el-Cüheni şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab'a (ra) “Hani Rabbin Âdem oğullarının bellerinden zürriyetlerini almıştı” [A'râf, 7/172] ayetinin anlamı soruldu. Hz. Ömer “Bu ayet sorulduğunda Hz. Peygamber'in (sav) şöyle cevap verdiğini işittim” dedi: "Şüphesiz ki Allah Teala Adem'i yarattı. Sonra kudret eliyle sırtını sıvazlayıp ondan zürriyetini çıkardı ve 'bunları cennet için yarattım, cennetliklerin amelini işleyecekler' buyurdu. Sonra yine Adem'in sırtına dokunup ondan bir nesil daha çıkardı ve 'bunları cehennem için yarattım. Cehennem ehlinin amelini işleyecekler' buyurdu. Bunun üzerine bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü! öyleyse amel niçin? Amelin ne faydası var? dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Şüphesiz ki Aziz ve Celil Allah, bir kulu cennetlik yaratınca ölünceye kadar ona cennet ehlinin amelini işletir ve bu sayede onu cennete sokar. Bir kulu da cehennem için yaratınca, ona da ölünceye kadar cehennem ehlinin amelini işletir ve bu sebeple onu cehenneme sokar' cevabını verdi."


Açıklama: Hz. Ömer ile Müslim b. Yesar arasında inkıta vardır. Ayrıca ondan sadece Abdülhamid b. Abdurrahman rivayette bulunmuştur. Rivayet mutabaatla sahih li-gayrihi olur.

    Öneri Formu
39240 HM000311 İbn Hanbel, I, 45

Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Ebu Zübeyir el-Mekkî, ona da Amir b. Vasile şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Mesud “Şaki annesinin karnında şakî olandır. Said ise başkasından ibret alandır” dedi. Amir b. Vasile de Rasulullah'ın (sav) ashabından Huzeyfe b. Esîd el-Ğıfârî denilen bir zata gelerek İbn Mesud'un söylediğini ona nakletti. Bunun üzerine Huzeyfe “Bir adam amelsiz nasıl şaki olabilir” dedi. Bu kişi de ona “Sen buna şaşıyor musun? Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçtiği zaman Allah ona bir melek gönderir. Melek ona suretini verir ve onun kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra 'Ya Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi' diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur, melek de yazar. Sonra 'Ey Rabbim! Eceli ne olacak' der. Rabbin dilediğini söyler, melek yine yazar. Sonra 'Ey Rabbim rızkı ne olacak' der. Rabbin dilediği hükmü verir, melek de yazar. Sonra melek elinde bir sahife ile çıkar kendisine emredilene ne bir ilave yapabilir, ne de eksiltebilir."


    Öneri Formu
10530 M006726 Müslim, Kader, 3

Bize Ahmed b. Osman en-Nevfelî, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Ebu Tufeyl, Abdullah b. Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiş ve hadisi Amr b. Haris'in hadisi gibi nakletmiştir: Abdullah b. Mesud “Şaki annesinin karnında şakî olandır. Said ise başkasından ibret alandır” dedi. Müteakiben Amr, Rasulullah'ın (sav) ashabından Huzeyfe b. Esîd el-Ğıfârî denilen bir zata gelerek İbn Mesud’un söylediğini ona nakletti. Bunun üzerine Huzeyfe “Bir adam amelsiz nasıl şakî olabilir” dedi. Bu kişi de ona “Sen buna şaşıyor musun? Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçtiği zaman Allah ona bir melek gönderir. Melek ona suretini verir, onun kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra 'Ya Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi?' diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur, melek de yazar. Sonra 'Ey Rabbim! Eceli ne olacak' der. Rabbin dilediğini söyler, melek yine yazar. Sonra 'Ey Rabbim rızkı ne olacak der. Rabbin dilediği hükmü verir, melek de yazar. Sonra melek elinde bir sahife ile çıkar kendisine emredileni eksiltebilir, ne de ona ekleme yapabilir."


    Öneri Formu
10534 M006727 Müslim, Kader, 3

Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattâb, ona da Müslim b. Yesâr el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab'a "Hani Rabbin Âdem oğullarının bellerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' demişti. Onlar da, 'Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)' demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, 'Biz bundan habersizdik' dememeniz içindir" [A'râf, 7/172] ayetinin anlamı soruldu. Hz. Ömer “Bu ayet sorulduğunda Hz. Peygamber'in (sav) şöyle cevap verdiğini işittim” dedi: "Şüphesiz ki Allah Teala Adem'i yarattı. Sonra kudret eliyle sırtını sıvazlayıp ondan zürriyetini çıkardı ve 'bunları cennet için yarattım, cennetliklerin amelini işleyecekler' buyurdu. Sonra yine Adem'in sırtına dokunup ondan bir nesil daha çıkardı ve 'bunları cehennem için yarattım. Cehennem ehlinin amelini işleyecekler' buyurdu. Bunun üzerine bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü! öyleyse amel niçin? Amelin ne faydası var? dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Şüphesiz ki Aziz ve Celil Allah, bir kulu cennetlik yaratınca ölünceye kadar ona cennet ehlinin amelini işletir ve bu sayede onu cennete sokar. Bir kulu da cehennem için yaratınca, ona da ölünceye kadar cehennem ehlinin amelini işletir ve bu sebeple onu cehenneme sokar' cevabını verdi." [Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen bir hadistir. Müslim b. Yesâr, Hz. Ömer'den hadis işitmemiştir. Bazıları, bu isnatta Müslim b. Yesâr ile Hz. Ömer arasında meçhûl bir râvi zikretmişlerdir.]


    Öneri Formu
18541 T003075 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 7