Giriş

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şureyh el-Adevî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) şunları söylerken bu iki gözüm onu görmüş, şu iki kulağım onu duymuştur. "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna iyi davransın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine misafirlik hakkını ikram etsin." 'Misafirlik hakkı nedir, ey Allah’ın Rasulü?' diye sorulduğunda da şöyle buyurdu: "Bir gün ve bir gecedir. Üç gün ağırlamak ziyafettir. Bundan sonra yapılan ikram da (ev sahibinden misafire) sadakadır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun."


    Öneri Formu
19660 B006019 Buhari, Edeb, 31

Bize Muhammed b. Selâm, ona Abdülvehhâb, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Enes b. Sîrîn, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Ensâr'dan bir hane halkını ziyaret etmiş ve onların yanında yemek yemişti. Evden çıkmak istediğinde evin bir tarafına hasır serilmesini emredip üzerinde namaz kılmış ve hane halkı için dua etmişti."


    Öneri Formu
20594 B006080 Buhari, Edeb, 65

Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Mehdî, ona Süfyan, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin yahut sussun!"


    Öneri Formu
20798 B006136 Buhari, Edeb, 85

Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu Hayr, ona da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah’ın Rasulü! Sen bizi sefere gönderiyorsun. Biz de seferde bazı kimselerin yanında konaklıyoruz ama bize yemek bile vermiyorlar. Bu hususta ne buyurursunuz?" diye sorduk. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: "Bir topluluğa konuk olduğunuzda sizin için misafire yaraşır şeyler yaparlarsa bunu kabul edin. Eğer yapmazlarsa onlardan misafirin gereken hakkını alın."


    Öneri Formu
20800 B006137 Buhari, Edeb, 85

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa akrabasıyla ilgilensin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun."


    Öneri Formu
20802 B006138 Buhari, Edeb, 85

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Yezîd, ona Ebu Hayr, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'e "İslam'da hangi davranış hayırlıdır?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Yemek yedirmen ve tanıdığın tanımadığın herkese selam vermen" buyurdu.


    Öneri Formu
22133 B006236 Buhari, İsti'zan, 9

Bize Abdullah b. Mesleme, ona İbn Ebu Hâzim, ona babası (Seleme b. Dinar), ona da Sehl şöyle demiştir: "Cuma günleri biz çok sevinirdik." Kendisine "Neden sevinirdiniz?" diye sordum, şu cevabı verdi: "Bizim yaşlı bir ninemiz vardı. Budâ'a'ya -İbn Mesleme buranın Medîne'de bir hurmalık olduğunu söyledi- birilerini gönderirdi, pazı köklerini alır, onları bir tencereye koyar, içine biraz da arpa tanesi katardı. Cuma namazını kılıp mescitten ayrıldığımızda ona selam verirdik, o da bize yaptığı yemekten verirdi. Bunun için çok sevinirdik. Cumaları ancak cuma namazından sonra yemek yer ve öğle uykusuna yatardık."


    Öneri Formu
22151 B006248 Buhari, İsti'zan, 16

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ca'fer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona da babası (Vehb b. Vehb) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Selmân ile Ebu Derdâ'yı kardeş yapmıştı. Bir gün Selman, Ebu Derdâ'yı ziyaret etti. Eve gidince, Ümmü Derdâ'nın yıpranmış eski elbiseler giydiğini gördü. Ona 'Bu halin nedir?' diye sordu. ÜmmübDerdâ, 'Kardeşin Ebu Derdâ'nın dünya ile alakası yok' diye cevap verdi. Ardından Ebu Derdâ da geldi, Selmân için yemek yaptı ve 'Sen ye, ben oruçluyum' dedi. Selmân 'Sen yemezsen ben de yemem!' deyince Ebu Derdâ yemekten yedi. Geceleyin Ebu Derdâ (namaz için) kalktı. Selmân ona, 'Yat, uyu!' dedi. Bunun üzerine biraz uyudu. Selmân da uyudu. Sonra tekrar kalkmak istedi. Selmân yine 'Uyu!' dedi. Gecenin sonuna doğru Selmân 'Haydi şimdi kalk' dedi. Birlikte namaz kıldılar. Selman, Ebu Derdâ'ya, 'Rabbinin sende hakkı vardır. Nefsinin sende hakkı vardır. Ailenin de sende hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver' dedi. Ebu Derdâ, Hz. Peygamber'e (sav) gelip bu durumu söyledi. Hz. Peygamber (sav) de 'Selmân doğru söylemiş' buyurdu. Hadisin isnadında ismi geçen Ebu Cuhayfe'nin adı Vehb es-Süvâî'dir. Ona Vehb el-Hayr da denilir.


    Öneri Formu
20804 B006139 Buhari, Edeb, 86

Bize Ayyâş b. Velîd, ona Abdüla'lâ, ona Saîd el-Cüreyrî, ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir, bir grup insanı misafir etmiş ve oğlu Abdurrahman'a "Misafirlerini al. Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanına gidiyorum. Sen onların yemeklerini ben gelmeden ver." dedi. Abdurrahman eve geçti ve onlara evdeki yemeklerden getirdi ve "Buyurun yiyin" dedi. Misafirler, "Evimizin sahibi nerede?" diye sordular. O [Abdurrahman] yine "Buyurun siz yiyin" dedi. Misafirler, "Evimizin sahibi gelmeden yemeyeceğiz" diye cevap verdiler. [Abdurrahman] "Bizim ev sahipliğimizi kabul edip yiyin. Siz yemek yemeden Ebu Bekir, gelirse bize kızar" dedi. Yine de misafirler, bir şey yemediler. Babamın bana kızacağını anladım. Eve geldiğinde bir köşeye saklandım. "Ne yaptınız böyle?" diye sordu. Sonra "Abdurrahman!" diye seslendi. Hiç sesimi çıkarmadım. Tekrar "Abdurrahman!" diye seslendi. Yine sesimi çıkarmadım. Sonra "Seni cahil! Yemin olsun ki sesimi duyuyorsan hemen buraya gel!" dedi. Saklandığım yerden çıktım ve "Misafirlerine sor" dedim. Onlar da "Oğlun doğru söylüyor, bize yemek getirdi" dediler. Ebu Bekir, "Sadece beni beklediniz öyle mi! Vallahi bu gece bu yemeğe ağzımı sürmem." dedi. Misafirler, "Sen yemezsen biz de yemeyiz" diye karşılık verdiler. Ebu Bekir "Daha önce hiç böyle kötü bir gece görmemiştim! Yazık size. Neden bizim ikramımızı kabul etmiyorsunuz. [Abdurrahman'a seslenerek] yemeğini getir!" dedi. Yemek gelince elini yemeğe uzattı ve besmele çekti. "İlk ettiğim yemin şeytandandır." dedi ve yemekten yedi. Bunun üzerine misafirler de yediler.


    Öneri Formu
20805 B006140 Buhari, Edeb, 87

Bana Muhammed b. Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Süleyman, ona Ebu Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Bekir (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir, bir misafir veya misafirler getirmişti. Kendisi akşamleyin Hz. Peygamber'in (sav) yanında kalmıştı. Eve gelince annem ona "Bu akşam misafirlerinin yanında duramadın" dedi. Babam, "Onlara yemek vermedin mi hala?" diye sorunca annem, "Onlara yemek teklif ettik; fakat kabul etmediler." dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir kızdı, söylendi, beddua etti, yemekten yemeyeceğine yemin etti. Ben saklanmıştım. "Ey cahil!" diye seslendi. Annem de babam yemedikçe yemeyeceğine yemin etti. Misafirler de aynı yemini ettiler. Bunun üzerine Ebu Bekir, "Bu durum şeytandandır." dedi ve yemeği istedi. Kendisi yedi, misafirler de yediler. (Misafirler] yemekten lokma aldıkça [sanki] yemek alt tarafından çoğalıyordu [bereketleniyordu]. Bunun üzerine babam, anneme "Ey Firâsoğullarının kızı, bu durum da nedir?" diye sordu. Annem, "Gözümün nuruna yemin olsun ki yemek, biz yemeden önceki halinden bile daha fazla" dedi. [Daha sonra] Hepsi yediler. Ebu Bekir, yemeğin artanını Hz. Peygamber'e (sav) yolladı ve Onun (sav) da o yemekten yediğini söyledi.


    Öneri Formu
20810 B006141 Buhari, Edeb, 88