626 Kayıt Bulundu.
Bize Abdurrezzak, ona Süfyan, ona Câbir, ona da Hayseme, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) gözlerinden rahatsız olan Zeyd b. Erkam’ı ziyaret etmek üzere yanına vardı. Ona 'Gözlerinde şöyle şöyle bir rahatsızlık olsaydı ne yapardın?' diye sorduğunda, Zeyd 'Sabreder ve sevabını Allah’tan beklerdim' diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) 'Şayet gözlerinde böyle bir rahatsızlık olsa (ve sen o dediklerini yapsan) Allah’a günahsız olarak kavuşurdun' buyurdu."
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, o ikisine Cerir, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre; bizden bir kimse hastalandığı zaman Rasulullah (sav) onu sağ eliyle sıvazlar sonra da şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." Rasulullah (sav) hastalanıp ağırlaşınca ben de onun bize yaptığı gibi yapmak için elini tuttum. Hemen elini elimden çekti, sonra şöyle dua etti: "Allah'ım beni bağışla! Beni Refîk-i a’lâ (en yüce dost/makam) ile kıl" dedi. Ben (Aişe) bir bakayım dedim. Bir de ne göreyim! Son nefesini vermişti!
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Ebu Avane, ona Mansur, ona İbrahim ona Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) bir hastayı ziyarete gittiğinde şöyle dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Ona şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine Cerir, ona Mansur, ona Ebu Duhâ, ona Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) bir hastaya (ziyaret için) geldiği zaman ona şöyle diyerek dua ederdi: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver. Şifa veren yalnız sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki; o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın." [Ebu Bekir'in rivayeti; ona dua etti (mazi ve başında fe harfiyle) ve "ve ente’ş-şâfî" (başında vav harfiyle) şeklindedir.]
Bize Abdussamed, ona Hammâd, ona da Sâbit, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Neccâroğullarından bir hastayı ziyaret etmek üzere yanına girdi ve 'Dayı bey! Lâ ilâhe illallah de' dedi. Adam 'Ben dayı mıyım amca mı?' diye sorduğunda, Hz. Peygamber 'Bilakis, dayısın' buyurdu. Adam 'Benim için en hayırlı olanı Lâ ilâhe illallah sözü müdür?' deyince, Hz. Peygamber 'Evet' cevabını verdi."
Bize Hasan b. Musa, ona Hammâd b. Seleme, ona da Sâbit el-Bünânî, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) ensârdan bir hastayı ziyaret etmişti. Ona 'Dayıcığım! Lâ ilâhe illallah de' dedi. Adam 'Dayı mı yoksa amca mı?' diye sorunca, Rasulullah (sav) 'Bilakis, dayısın' buyurdu. Adam 'Benim için en hayırlı olan, Lâ ilâhe illallah demek midir?' dediğinde, Hz. Peygamber (sav) 'Evet' cevabını verdi."
Bize Affân, ona Hammâd ona da Sâbit, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ashabından hasta olan ve hastalıktan civciv kadar kalan birisini ziyaret etmek üzere evine gitmişti. Nebî (sav) adama 'Sen Allah’tan bir şey mi diledin?' diye sordu. Adam 'Allah’ım! Ahirette günahlarıma karşılık vereceğin cezayı dünyada peşin ver' dedim diye cevapladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Allah’ın azabına dayanamazsın ki! Bunun yerine şöyle deseydin ya: Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru’."
Bize Muhammed b. Bekir, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Müslim b. Yesâr, ona da Ebu’l-Eş’as es-San’ânî, Raşid b. Hubeyş’in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hastalığı sırasında Ubâde b. Sâmit’in evine ziyaret için gitmişti. Hz. Peygamber (sav) 'Ümmetimden kimler şehittir biliyor musunuz?' diye sordu. Orada bulunanlar cevap vermeyince, Ubâde 'Beni biraz doğrultun' dedi, hemen onu yatağından kaldırıp doğrulttular. Ubade 'Ey Allah’ın Rasulü! Sabredenler ve sevabını da Allah’tan bekleyenler şehittir' dedi. Hz. Peygamber 'Bu durumda ümmetimin şehitleri az olur. Allah yolunda öldürülenler şehittir. Vebadan ölenler şehittir. Suda boğularak ölenler şehittir. Karın hastalığından ölenler de şehittir. Loğusa olarak ölen kadını da çocuğu göbek bağı ile cennete çekecektir' buyurdu." [Ebu’l-Avvâm şehit hükmünde olanlara, Beytü’l-makdise hizmet edenleri, yanarak can verenleri ve sele kapılıp boğulanları da eklemiştir.]
Açıklama: Hadis metin olarak sahih li gayrihidir. İsnadı ise hem zayıflık bulunması hem de inkıtâdan dolayı zayıftır. Katâde, Müslim b. Yesâr'dan hadis işitmemiştir. Muhammed b. Bekr, Saîd b. Arûbe'den ihtilâta uğramasından sonra hadisi işitmiştir. Râşit b. Hubeyş, hakkında ihtilaf olunan bir râvidir. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren değişik lafızlı kısım şöyledir: البطن والحرق والغرق شهادة
Bize Abdussamed, ona Hemmâm, ona Katâde, ona bir arkadaşı, ona da Raşid b. Hubeyş, Ubâde b. Sâmit’in şöyle dediğini nakletmiştir: "Hastalığı esnasında Hz. Peygamber'in (sav) kendisini ziyarete geldiğini söylemiş ve yukarıdaki hadisi şöyle aktarmıştır. Hz. Peygamber (sav) 'Ümmetimden kimler şehittir biliyor musunuz?' diye sordu. Orada bulunanlar cevap vermeyince, Ubâde 'Beni biraz doğrultun' dedi ve hemen onu yatağından kaldırıp doğrulttular. Ubâde 'Ey Allah’ın Rasulü! Sabreden ve sevabını Allah’tan bekleyen şehittir' dedi. Hz. Peygamber 'Bu durumda ümmetimin şehitleri az olur. Allah yolunda öldürülen şehittir. Vebadan ölen şehittir. Suda boğularak ölen şehittir. Karın hastalığından ölen de şehittir. Loğusa olarak ölen kadını da çocuğu göbek bağı ile cennete çekecektir' buyurdu." [Ebu’l-Avvâm hükmen şehit sayılanlara, Beytü’l-makdis'e hizmet edenleri, yanarak can verenleri ve sele kapılıp boğulanları da eklemiştir.]
Açıklama: İsnad, Katâde'nin hadis almış olduğu şeyhi yani hocasının müphem olmasından dolayı zayıftır.
Bize İshak b. İsa, ona Mâlik, ona da Ebu’n-Nadr, Ubeydullah b. Abdullah’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hasta olan Ebu Talha el-Ensarî’yi ziyarete gitmiştik. İçeri girdiğimizde yanında Sehl b. Huneyf’le karşılaştık. Ebu Talha birisini çağırdı ve altındaki yaygıyı çekip almasını istedi. Sehl b. Huneyf 'Bunu neden çekiyorsun?' deyince, Ebu Talha 'Çünkü üzerinde tasvirler var. Rasulullah'ın (sav) onlar hakkında neler söylediğini sen de biliyorsun' dedi. Sehl 'Hz. Peygamber (sav) elbisedeki nakışlar müstesnadır demedi mi?' deyince, Ebu Talha 'Evet öyle dedi. Fakat üzerine oturmamak bana daha hoş geliyor' cevabını verdi."