79 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Rumh, o ikisine Leys b. Sa'd, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Irâk, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Kureyş cahiliye döneminde aşûrâ gününde oruç tutardı. Ardından Rasulullah (sav) da o günün oruçlu geçirilmesini emretti. Nihayet ramazan orucu farz kılınınca, Hz. Peygamber (sav) 'Dileyen aşûrâ orucunu tutsun, dileyen de tutmasın' buyurdu.
Bize Müsedded, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr) ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Aşure, cahiliye döneminde Kureyş'in oruç tuttuğu bir gündü. Hz. Peygamber (sav) de o günü oruçlu geçirirdi. Medine'ye geldiği zaman da o gün oruç tutmuş ve tutulmasını emretmiştir. Ramazan orucu farz olunca, artık dileyen aşure orucunu tuttu, dileyen de tutmadı."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona da Umâre b. Abdurrahman b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Eş'as b. Kays, yemek yemekte olan Abdullah'ın yanına girdi. Abdullah hemen 'Ey Ebu Muhammed! Yemeğe buyur' dedi. Eş'as bu teklif üzerine 'Bugün aşûrâ günü değil mi?' diye sordu. Abdullah 'Aşûrâ gününün ne olduğunu biliyor musun?' dediğinde, Eş'as) 'Peki nedir?' dedi. Abdullah cevaben 'O, ramazan orucu farz olmadan önce Rasulullah'ın (sav) oruçlu geçirdiği bir gündü. Ramazan orucu farz olunca, aşûrâ orucu terk edildi' dedi." [Ebu Küreyb 'terk edildi' yerine 'Hz. Peygamber o orucu terk etti' ifadesini kullanmıştır.]
Bize Ziyad b. Eyyüb ona Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr ona da İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara bunun nedeni sorulduğunda onlar “bugün, Allah'ın Hz. Musa'yı (as) ve İsrailoğullarını firavuna karşı muzaffer kıldığı gündür; biz de o güne hürmeten bugün oruç tutarız” dediler. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) "Biz Mûsâ'ya sizden daha yakınız" buyurdu, ardından o gün oruç tutulmasını emretti.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona da Umâre b. Abdurrahman b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Eş'as b. Kays, yemek yemekte olan Abdullah'ın yanına girdi. Abdullah hemen 'Ey Ebu Muhammed! Yemeğe buyur' dedi. Eş'as bu teklif üzerine 'Bugün aşûrâ günü değil mi?' diye sordu. Abdullah 'Aşûrâ gününün ne olduğunu biliyor musun?' dediğinde, Eş'as) 'Peki nedir?' dedi. Abdullah cevaben 'O, ramazan orucu farz olmadan önce Rasulullah'ın (sav) oruçlu geçirdiği bir gündü. Ramazan orucu farz olunca, aşûrâ orucu terk edildi' dedi." [Ebu Küreyb 'terk edildi' yerine 'Hz. Peygamber o orucu terk etti' ifadesini kullanmıştır.]
Bana Ahmed -veya Muhammed- b. Ubeydullah el-Ğudânî, ona Hammâd b. Üsâme, ona Ebu Umeys, ona Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihâb ona da Ebu Musa (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Medine'ye girdiğinde (hicret ettiğinde), bazı Yahudilerin aşure gününü tazîm edip o gün oruç tuttuklarını gördü. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Biz bugün oruç tutmaya onlardan daha layığız' buyurarak o gün oruç tutulmasını emretti."
Bize Sehl b. Hammâd, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Medine'ye hicret etti. Yahûdîler de aşûrâ günü oruç tutuyorlardı. Nebî (sav) onlara (bu orucu) sordu. Onlar da 'Bu, Musa'nın Firavun'a karşı üstün geldiği gündür' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), müminlere 'Sizler Musa'ya (saygı göstermeye) daha lâyıksınız. Aşûrâ günü (siz de) oruç tutun' buyurdu."