6 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Huneyn günü harp olup bitince, Peygamber (sav) ganimet taksiminde, bazı kimseleri, ganimetten fazla pay vererek önceledi. Akra b. Hâbis'e yüz deve, Uyeyne'ye de bu kadar verdi. Arap eşrafından bazı insanlara da bu şekilde pay verdi. O gün ganimet taksiminde onları başkalarına tercih etmişti. Adamın biri “vallahi bu taksim, adaletsiz yahut Allah rızası gözetilmeyen bir taksimdir” dedi. Ben de “vallahi bu sözü ben Peygamber'e (sav) muhakkak haber veririm” dedim ve Peygamber'e (sav) varıp bunu kendisine haber verdim. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah ve Rasulü adaletli değilse kim adaletlidir? Allah Mûsâ'ya rahmet etsin, o bundan daha çok sözlerle eziyet ettiler ama o sabretti" buyurdu.
Bize Ali, ona Süfyan şöyle rivayet etmiştir: Ben Mahzumoğulları kabilesinden olan kadının hadisini sormak üzere Zührî'ye gittim, bana bağırdı. Ali der ki: Bunun üzerine Sufyan'a “sen bu hadisi başka hiçbir kimseden almadın mı?” diye sordum. O da şöyle dedi: Ben bu hadisi, Eyyub b. Musa'nın Zührî'den, onu Urve'den, onun da Hz. Aişe'den naklettiği bir senedle bir kitapta buldum. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Mahzumoğullarından bir kadın hırsızlık yapmıştı. “Bu kadının affı konusunda Hz. Peygamber'le (sav) kim konuşabilir?” dediler. Hiç kimse Hz. Peygamber'e (sav) bunu söylemeye cesaret edemedi. Nihayet Usame b. Zeyd Hz. Peygamber'e (sav) bunu söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İsrail oğulları, içlerinden nüfuz sahibi bir kişi hırsızlık yaparsa onu bırakırlardı. İçlerindeki zayıf kimseler hırsızlık yaparsa onun elini keserlerdi. Bu (hırsızlık yapan) şayet kızım Fatıma olsaydı, elini muhakkak keserdim."