Giriş

Bize Said b. Amr el-Eş'asî, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, melikü'l-emlâk diye isimlendirilen adamın ismidir." [İbn Ebu Şeybe kendi rivayetine; "Allah'tan (cc) başka mâlik yoktur" cümlesini ekledi.] [Eş'asî, Süfyan'ın, melikü'l-emlâk kullanımının şâhân şah gibi olduğunu söylediğini nakletmiştir.] [Ahmed b. Hanbel, Ebu Amr'a أَخْنَعَ ahna kelimesinin anlamını sorduğunu, onun da bu kelimenin en aşağılık anlamına geldiğini söylediğini ifade etmektedir.]


    Öneri Formu
5550 M005610 Müslim, Âdâb, 20

Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdurrezzak, ona Mamer, Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre'nin, Rasulullah'tan (sav) bize rivayet ettiği hadislerdir diyerek birtakım hadisler zikrettiğini rivayet etti. Onlardan biri de şudur: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın en fazla öfkelendiği, en kötü ve en şiddetli gazabına uğrayacak kimse, melikü'l-emlak adını kullanan kimsedir. Allah'tan başka Melik yoktur."


    Öneri Formu
5553 M005611 Müslim, Âdâb, 21

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: "Ben kendimi bildim bileli, annem ve babam Müslümandı. Hiçbir gün geçmezdi ki, Rasulullah (sav) bize iki vakit —sabah ve akşam— uğramamış olsun. Müslümanlar imtihan ve baskıya uğrayınca, Ebu Bekir Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı. Birkü’l-Gımâd denilen yere ulaştığında, Kârre kabilesinin reisi olan İbn Duğunne ile karşılaştı. İbn Duğunne ona 'Ey Ebu Bekir! Nereye gidiyorsun?' diye sordu. Ebu Bekir, 'Kavmim beni (yurdumdan) çıkardı' dedi. (...) Ravi hadisin devamını anlattı, sonra da şöyle dedi: Rasulullah (sav) Müslümanlara 'Ben, sizin hicret edeceğiniz yeri gördüm. Bana, iki siyah taşlık (harre) arasında, Hurma ağaçlarının bulunduğu tuzlu/çorak düzlük (sebha) gösterildi' buyurdu. Bunun üzerine Medine’ye hicret edecek olanlar yola çıktı. Daha önce Habeşistan’a hicret etmiş bazı Müslümanlar da Medine’ye döndü. Ebu Bekir de hicret hazırlığına başladı. Ancak Rasulullah (sav) ona 'Acele etme, çünkü bana izin verilmesini umuyorum' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam ve anam sana feda olsun, bunu umuyor musun?' diye sordu. Rasulullah (sav) ona 'Evet' dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir, Rasulullah'a (sav) arkadaşlık edebilmek için beklemeye başladı ve dört ay boyunca, elinde bulunan iki bineğini (devesini), semur ağacının yapraklarıyla besledi." Zuhrî der ki: Urve’nin aktardığına gör Hz. Âişe şöyle demiştir: "Bir gün öğle sıcağında evimizde oturuyorduk. Ebu Bekir’e iki kişi gelerek 'İşte Rasulullah (sav) başını örtmüş (tekkanni etmiş) olarak, üstelik alışık olmadığımız bir vakitte bize geliyor' dediler. Ebu Bekir 'Babam ve anam Ona feda olsun! Eğer bu saatte gelmişse mutlaka önemli bir iş vardır' dedi. Rasulullah (sav) geldi, izin istedi, ona izin verildi. İçeri girince Ebu Bekir’e 'Yanındakileri dışarı çıkar' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam ve anam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! (Yabancı yok.) Onlar ancak senin ailendir' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Bana (hicret için) çıkmama izin verildi' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! (Bu yolculukta) sana arkadaşlık (edecek miyim?)' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Şu iki deveden birini al' dedi. Rasulullah (sav) 'Bedelini ödeyerek (alırım)' buyurdu. Âişe der ki: Biz onlara en iyi şekilde yol azığı hazırladık. Bir azık torbasına yiyecek koyduk. Ebu Bekir’in kızı Esmâ, kuşağını ikiye ayırdı, bir parçasıyla torbayı bağladı. Bu sebeple ona 'Zâtü’n-Nitâkeyn' (iki kuşak sahibi) lakabı verildi. Sonra Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir, Sevr adlı dağdaki bir mağaraya ulaştılar ve orada üç gece kaldılar."


    Öneri Formu
75653 HM026144 İbn Hanbel, VI, 197

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu Zinad, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kıyamet gününde, Allah katında en zelil isim Melikü'l-emlâk ismiyle isimlendirilen adamın isimdir." [Ebû Davud, bu hadisi Şuayb b. Ebu Hamza'nın Ebu'z-Zinad'dan aynı isnadla en aşağılık isim şeklinde rivayet ettiğini söylemiştir.] [Ebû Davud: أخنع kelimesinin anlamının أوضع (en aşağılık) olduğunu söylemektedir.]


    Öneri Formu
34023 D004961 Ebu Davud, Edeb, 62

Bize Müsedded ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, o ikisine Süfyan, ona Eyyüb es-Sahtiyânî, ona Muhammed b. Sirin, ona Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Benim ismimi verin, künyemi vermeyin." [Ebû Davud, bu hadisi Ebu Hureyre'den aynı şekilde Ebu Salih'in de rivayet ettiğini söylemektedir. Ebu Süfyan'ın Cabir'den rivayeti; Salim b. Ebu'l- Ca'd'ın Cabir'den; Süleyman el-Yeşkürî ve İbnü'l Münkedir'in Cabir'den rivayetleri de bu şekildedir. Enes b. Malik'in rivayeti de aynı şekildedir.]


    Öneri Formu
34027 D004965 Ebu Davud, Edeb, 66

Bize, Süleyman b. Davud, ona Abdullah b. Vehb, ona Leys b. Sa'd, ona Cafer b. Rabî'a, ona Abdurraman b. Hürmüz A'rec, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz (üzüm çubuğuna) el-kerm demesin. Çünkü (hakiki) el-kerm Müslüman kişidir, fakat siz (üzüm çubuklarına) üzüm bağları deyiniz."


    Öneri Formu
34047 D004974 Ebu Davud, Edeb, 74

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, onaCezire ahalisinden bir adam olan İshâk b. Râşid, ona Ömer b. el-Hattâb (ra) şöyle demiştir: "Kişinin kardeşine (dostuna) olan muhabbetini (sevgi bağını) sağlamlaştıran üç şey vardır: Onu, en sevdiği ismiyle çağırması. Mecliste ona yer açması. Karşılaştığında ona selâm vermesidir."


    Öneri Formu
87743 MA019865 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 44

Bize Müsedded ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, o ikisine Süfyan, ona Eyyüb es-Sahtiyânî, ona Muhammed b. Sirin, ona Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Benim ismimi verin, künyemi vermeyin." [Ebû Davud, bu hadisi Ebu Hureyre'den aynı şekilde Ebu Salih'in de rivayet ettiğini söylemektedir. Ebu Süfyan'ın Cabir'den rivayeti; Salim b. Ebu'l- Ca'd'ın Cabir'den; Süleyman el-Yeşkürî ve İbnü'l Münkedir'in Cabir'den rivayetleri de bu şekildedir. Enes b. Malik'in rivayeti de aynı şekildedir.]


    Öneri Formu
273552 D004965-2 Ebu Davud, Edeb, 66

Bize Said b. Amr el-Eş'asî, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -Hadisin lafzı, Ahmed'e aittir- el-Eş'asî 'Ahberana' diğerleri 'Haddesenâ' ifadesini kullandılar- onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Ebü'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, adı melikü'l-emlâk olan adamın ismidir." İbn Ebu Şeybe'nin rivayetinde 'Allah’tan (cc) başka Mâlik yoktur.' cümlesini ziyadedir. Eş'asî şöyle demiştir: 'Süfyân, melikü’l-emlâk kullanımının Şâhân Şah gibi olduğunu söyledi.' Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: 'Ebû Amr'a 'أَخْنَعَ' kelimesinin anlamını sordum. Bana 'en aşağılık' manasına geldiğini söyledi.


    Öneri Formu
278878 M005610-3 Müslim, Âdâb, 20

Bize Said b. Amr el-Eş'asî ve Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -Hadisin lafzı, Ahmed'e aittir- el-Eş'asî 'Ahberana' diğerleri 'Haddesenâ' ifadesini kullandılar- onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Ebü'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, adı melikü'l-emlâk olan adamın ismidir." İbni Ebu Şeybe'nin rivayetinde 'Allah'tan (cc) başka Mâlik yoktur' cümlesi ziyadedir. Eş'asî şöyle demiştir: 'Süfyân, melikü’l-emlâk kullanımının Şâhân Şah gibi olduğunu söyledi.' Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: 'Ebû Amr'a 'أَخْنَعَ' kelimesinin anlamını sordum. Bana 'en aşağılık' anlamına geldiğini söyledi.


    Öneri Formu
278879 M005610-2 Müslim, Âdâb, 20