Öneri Formu
Hadis Id, No:
31395, B004485
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ أَهْلُ الْكِتَابِ يَقْرَءُونَ التَّوْرَاةَ بِالْعِبْرَانِيَّةِ ، وَيُفَسِّرُونَهَا بِالْعَرَبِيَّةِ لأَهْلِ الإِسْلاَمِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تُصَدِّقُوا أَهْلَ الْكِتَابِ وَلاَ تُكَذِّبُوهُمْ ، وَقُولُوا ( آمَنَّا بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْنَا ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona Osman b. Ömer (el-Abdî), ona Ali b. Mübarek (el-Hünâî), ona Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî), ona Ebu Seleme (b. Abdurrahman ez-Zuhrî), ona da Eu Hureyre (ed-Devsî) (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Ehl-i kitap, Tevrat'ı İbranice okur; Müslümanlar için Arapça tefsir ederlerdi. [Bu durum karşısında] Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Ehl- kitabı ne tasdik ne de tekzip edin. Şöyle deyin; 'Allah'a, bize gönderilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına gönderilene, Musa ve İsa'ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeyerek inandık, biz O'na teslim olanlarız deyin." (Bakara 2/136)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 11, 2/147
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ali b. Mübarek el-Hünâî (Ali b. Mübarek)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Ehl-i kitap, inançları
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31959, B004653
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ عَبْدِ اللَّهِ السُّلَمِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ قَالَ أَخْبَرَنِى الزُّبَيْرُ بْنُ خِرِّيتٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ ( إِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ عِشْرُونَ صَابِرُونَ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ ) شَقَّ ذَلِكَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ حِينَ فُرِضَ عَلَيْهِمْ أَنْ لاَ يَفِرَّ وَاحِدٌ مِنْ عَشَرَةٍ ، فَجَاءَ التَّخْفِيفُ فَقَالَ ( الآنَ خَفَّفَ اللَّهُ عَنْكُمْ وَعَلِمَ أَنَّ فِيكُمْ ضُعْفًا فَإِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ مِائَةٌ صَابِرَةٌ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ ) . قَالَ فَلَمَّا خَفَّفَ اللَّهُ عَنْهُمْ مِنَ الْعِدَّةِ نَقَصَ مِنَ الصَّبْرِ بِقَدْرِ مَا خُفِّفَ عَنْهُمْ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Abdullah es-Sülemî, ona Abdullah b. Mübarek, ona Cerir b. Hazım, ona Zübeyr b. Hırrît, ona İkrime (Mevla İbn Abbas), ona da (Abdullah) b. Abbas (ra) şöyle demiştir: "Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa inkar edenlerden iki yüz kişiyi yener" ayeti indiğinde müminlerden bir kimsenin yirmi düşmandan kaçmaması emredildiğinde, bu müminlere ağır geldi. Sonrasında ise şu ayetle hafifletme geldi ve Allah şöyle buyurdu: "Allah sizde bir zayıflık olduğunu bildi de şu andan itibaren yükünüzü hafifletti. Artık sizden sabırlı yüz kişi olursa Allah'ın izniyle iki yüz kişiyi yener." İbn Abbas: Allah müminlerden (savaşacakları) sayıyı azaltınca, onlardan eksiltilen sayı oranınca sabırdan eksildi, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 7, 2/190
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Kur'an, Nüzul sebebleri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Sabır, sabretmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31958, B004652
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - لَمَّا نَزَلَتْ ( إِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ عِشْرُونَ صَابِرُونَ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ ) فَكُتِبَ عَلَيْهِمْ أَنْ لاَ يَفِرَّ وَاحِدٌ مِنْ عَشَرَةٍ - فَقَالَ سُفْيَانُ غَيْرَ مَرَّةٍ أَنْ لاَ يَفِرَّ عِشْرُونَ مِنْ مِائَتَيْنِ - ثُمَّ نَزَلَتِ ( الآنَ خَفَّفَ اللَّهُ عَنْكُمُ ) الآيَةَ ، فَكَتَبَ أَنْ لاَ يَفِرَّ مِائَةٌ مِنْ مِائَتَيْنِ - زَادَ سُفْيَانُ مَرَّةً - نَزَلَتْ ( حَرِّضِ الْمُؤْمِنِينَ عَلَى الْقِتَالِ إِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ عِشْرُونَ صَابِرُونَ ) . قَالَ سُفْيَانُ وَقَالَ ابْنُ شُبْرُمَةَ وَأُرَى الأَمْرَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّهْىَ عَنِ الْمُنْكَرِ مِثْلَ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr (b. Dinar), ona da (Abdullah) b. Abbas (ra) şöyle demiştir: "Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa inkar edenlerden iki yüz kişiyi yener" ayeti inince mümin bir kimseye on kişiden kaçmamasını emredildi. Süfyan bir çok defa 'yirmi kişinin iki yüz kişiden kaçmaması" şeklinde rivayet etmiştir. Daha sonra "Artık Allah yükünüzü hafifletti" ayeti inince Allah, yüz kişinin iki yüz düşmandan kaçmamasını emretti. Süfyan bir defasında hadisi rivayetinde şu ziyade (ayet) ile nakletti: 'Müminleri savaşa teşvik et! Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa...' Yine Süfyan şöyle dedi: Abdullah b. Şübrüme: 'Ben iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamayı da bu kabilden görüyorum, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 6, 2/190
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Kur'an, Nüzul sebebleri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Sabır, sabretmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31060, B003979
Hadis:
قَالَتْ وَذَاكَ مِثْلُ قَوْلِهِ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَامَ عَلَى الْقَلِيبِ وَفِيهِ قَتْلَى بَدْرٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، فَقَالَ لَهُمْ مَا قَالَ إِنَّهُمْ لَيَسْمَعُونَ مَا أَقُولُ . إِنَّمَا قَالَ « إِنَّهُمُ الآنَ لَيَعْلَمُونَ أَنَّ مَا كُنْتُ أَقُولُ لَهُمْ حَقٌّ » . ثُمَّ قَرَأَتْ ( إِنَّكَ لاَ تُسْمِعُ الْمَوْتَى ) ( وَمَا أَنْتَ بِمُسْمِعٍ مَنْ فِى الْقُبُورِ ) تَقُولُ حِينَ تَبَوَّءُوا مَقَاعِدَهُمْ مِنَ النَّارِ .
Tercemesi:
Âişe devamla dedi ki:
— Bu İbn Umer'in naklettiği "Rasûlullah, içinde müşriklerden Bedir'de öldürülenler bulunan kuyunun üzerinde dikeldi de o cesedlere hitaben söylediğini söyledi. O cesedler benim söylemekte olduğum sözleri muhakkak işitmektedirler" sözlerinin benzeridir. Rasûlullah ancak: "Onlar şimdi benim kendilerine söylemekte olduğum sözlerin hakk olduğunu bilmektedirler" buyurmuştur, dedi.
Sonra Âişe (kendi te'vîlinin doğruluğuna delîl getirerek): "Şüb-hesiz ki sen ölülere duyuramazsın " (en Nemi: 80); "Sen kabirlerde olanlara da işittirecek değilsin" (Fânr: 22) âyetlerini okudu.
Âişe:
— Onlar cehennemden oturacakları yerlerini aldıkları zaman... diyordu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 8, 2/46
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. İsmail el-Hebari (Ubeyd b. İsmail)
Konular:
Kabir Hayatı, ölüler işitir mi?
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
حَدَّثَنِى عُثْمَانُ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ وَقَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى قَلِيبِ بَدْرٍ فَقَالَ « هَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا ثُمَّ قَالَ إِنَّهُمُ الآنَ يَسْمَعُونَ مَا أَقُولُ » . فَذُكِرَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ إِنَّمَا قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهُمُ الآنَ لَيَعْلَمُونَ أَنَّ الَّذِى كُنْتُ أَقُولُ لَهُمْ هُوَ الْحَقُّ » . ثُمَّ قَرَأَتْ ( إِنَّكَ لاَ تُسْمِعُ الْمَوْتَى ) حَتَّى قَرَأَتِ الآيَةَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31061, B003980
Hadis:
حَدَّثَنِى عُثْمَانُ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ وَقَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى قَلِيبِ بَدْرٍ فَقَالَ « هَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا ثُمَّ قَالَ إِنَّهُمُ الآنَ يَسْمَعُونَ مَا أَقُولُ » . فَذُكِرَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ إِنَّمَا قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهُمُ الآنَ لَيَعْلَمُونَ أَنَّ الَّذِى كُنْتُ أَقُولُ لَهُمْ هُوَ الْحَقُّ » . ثُمَّ قَرَأَتْ ( إِنَّكَ لاَ تُسْمِعُ الْمَوْتَى ) حَتَّى قَرَأَتِ الآيَةَ .
Tercemesi:
-.......Abdullah ibn Umer (R) şöyle demiştir: Peygamber (S), Bedir kuyusu üzerinde durdu da, içindeki ölülere hitaben:
— "Siz, Rabb'inizin va'dettiği ikaabı hakk buldunuz mu?" buyurdu.
Sonra da:
— "Şübhesiz şimdi onlar benim kendilerine söylemekte olduğum şeyi işitmektedirler" diye ekledi.
îbn Umer'in bu hadîsi Âişe'ye zikrolununca, Âişe:
— Peygamber (S) ancak "Onlar şimdi benim kendilerine öteden-beri söylemekte olduğum (tevhîd, îmân ve bunların gayrı) şeylerin hakk olduğunu bilmektedirler" buyurmuştur, dedi.
Sonra: "Şübhesiz ki sen ölülere işittiremezsin. Arkalarına dönmüş kaçarlarken sağırlara da da 'yetini işittiremezsin " («ı-Nemi: 80) âyetini ve: "Sen kabirlerde olanlara da işittirecek değilsin'* (Fâtır: 22) âyetini okudu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 8, 2/46
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Kabir Hayatı, ölüler işitir mi?
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164154, MK004071
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بن عَلِيِّ بن حَبِيبٍ الطَّرَائِفِيُّ ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بن مُحَمَّدٍ الْوَزَّانُ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بن مَسْلَمَةَ ، عَنْ وَاصِلِ بن السَّائِبِ ، عَنْ أَبِي سَوْرَةَ ، عَنْ أَبِي أَيُّوبَ ، قَالَ : لَمَّا مَاتَ إِبْرَاهِيمُ بن رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَشَى الْمُشْرِكُونَ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ ، فَقَالُوا : إِنَّ هَذَا الصَّابِئَ قَدْ بُتِرَ اللَّيْلَةَ ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى : {إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ} [الكوثر : 1] إِلَى آخِرِ السُّورَةِ .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Halid b. Zeyd b. Küleyb Ebu Eyyub el-Ensarî Bedrî 4071, 3/1019
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Sevre el-Ensarî (Ebu Sevre)
3. Ebu Yahya Vasıl b. Saib er-Rakkâşî (Vasıl b. Saib)
4. Ebu Osman Said b. Mesleme el-Ümevi (Said b. Mesleme b. Hişam b. Abdulmelik)
5. Eyyüb b. Muhammed el-Vezzan er-Rakkî (Eyyüb b. Muhammed b. Ziyad b. Ferruh)
6. Muhammed b. Habîb et-Tarâifî (Muhammed b. Ali b. Habîb)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Kur'an, nuzül sebebi
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin