290 - أخبرنا جعفر نا إبراهيم الهجري عن أبي عياض عن أبي هريرة رضي الله عنه عن رسول الله صلى الله عليه و سلم قال : على كل مسلم في كل يوم صدقة قالوا يا رسول الله ومن يطيق ذلك فقال إرشادك المسلم على الطريق صدقة وردك السلام على المسلم صدقة وأمرك بالمعروف ونهيك عن المنكر صدقة
Bize Cafer, ona İbrahim el-Hecerî, ona da Ebu Iyad, Ebu Hureyre (r.a.)'ın şöyle dediğini rivayet etti.
Rasûlullah (s.a.v.),
-Müslümanın, her gün bir sadaka vermesi gereklidir, buyurdu. Sahabiler,
- Buna kim güç yetirebilir, dediler. (Bunun üzerine) Rasûlullah (s.a.v.),
- "Müslümana yol göstermen sadakadır, Müslümanın selamına karşılık vermen sadakadır, iyiliği emretmen kötülüğe engel olman (emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker) sadakadır, buyurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
217941, İRM290
Hadis:
290 - أخبرنا جعفر نا إبراهيم الهجري عن أبي عياض عن أبي هريرة رضي الله عنه عن رسول الله صلى الله عليه و سلم قال : على كل مسلم في كل يوم صدقة قالوا يا رسول الله ومن يطيق ذلك فقال إرشادك المسلم على الطريق صدقة وردك السلام على المسلم صدقة وأمرك بالمعروف ونهيك عن المنكر صدقة
Tercemesi:
Bize Cafer, ona İbrahim el-Hecerî, ona da Ebu Iyad, Ebu Hureyre (r.a.)'ın şöyle dediğini rivayet etti.
Rasûlullah (s.a.v.),
-Müslümanın, her gün bir sadaka vermesi gereklidir, buyurdu. Sahabiler,
- Buna kim güç yetirebilir, dediler. (Bunun üzerine) Rasûlullah (s.a.v.),
- "Müslümana yol göstermen sadakadır, Müslümanın selamına karşılık vermen sadakadır, iyiliği emretmen kötülüğe engel olman (emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker) sadakadır, buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İshak b. Rahuye, Müsned-i İshak b. Rahuye, Müsned-i Ebu Hureyre 290, 1/309
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Umeyr b. Esved el-Anesî (Amr b. Esved)
3. Ebu İshak İbrahim b. Müslim el-Abdî (İbrahim b. Müslim)
4. Ebu Avn Cafer b. Avn el-Kuraşî (Cafer b. Avn b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzûm)
Konular:
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, iyiliği emretmek, kötülüğü engellemek sadakadır
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Selam, sadaka oluşu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
120091, D002948
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ أَنَّ الْقَاسِمَ بْنَ مُخَيْمِرَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّ أَبَا مَرْيَمَ الأَزْدِىَّ أَخْبَرَهُ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى مُعَاوِيَةَ فَقَالَ مَا أَنْعَمَنَا بِكَ أَبَا فُلاَنٍ . وَهِىَ كَلِمَةٌ تَقُولُهَا الْعَرَبُ فَقُلْتُ حَدِيثًا سَمِعْتُهُ أُخْبِرُكَ بِهِ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ وَلاَّهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ شَيْئًا مِنْ أَمْرِ الْمُسْلِمِينَ فَاحْتَجَبَ دُونَ حَاجَتِهِمْ وَخَلَّتِهِمْ وَفَقْرِهِمُ احْتَجَبَ اللَّهُ عَنْهُ دُونَ حَاجَتِهِ وَخَلَّتِهِ وَفَقْرِهِ." قَالَ فَجَعَلَ رَجُلاً عَلَى حَوَائِجِ النَّاسِ.
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımeşkî, onaa Yahya b. Hamza ona İbn Ebu Meryem, ona Kasım b. Muhaymire, da ona Ebu Meryem el-Ezdî, şöyle haber vermiştir: Muaviye'nin huzuruna girdim. O da Ey Falan'ın babası seni buraya getirip bizimle nimetlendiren şey nedir? dedi. Bu Araplar'ın söylediği (gelen kişiden dolayı sevinçlerini ifade eden) bir sözdür. Ben de Hz. Peygamber'den işittiğim ve sana haber vereceğim şu hadistir, dedim.
"Allah kime Müslümanların (yönetim) işinin yönetimini verir de o kişi Müslümanların ihtiyaçlarından, gereksinimlerinden ve yokluklarından geri durursa; Allah da onu ihtiyaçlarından, gereksinimlerinden ve yokluklarından geri durur." Şöyle devam etmiştir: Muaviye bundan sonra bir adamı insanların ihtiyaçları için görevlendirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 13, /686
Senetler:
1. Ebu Meryem (Ebu Meryem el-Ezdî)
2. Ebu Urve Kasım b. Muhaymira el-Hemdani (Kasım b. Muhaymira)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Ebu Meryem el-Ensarî (Yezid b. Ebu Meryem b. Ata)
4. Ebu Abdurrahman Yahya b. Hamza el-Hadramî (Yahya b. Hamza b. Vakıd)
5. Süleyman b. Abdurrahman et-Temîmî (Süleyman b. Abdurrahman b. İsa b. Meymûn)
Konular:
Müslüman, insanlara ve hayvanlara fayda verecek şeyler yapması
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Sorumluluk bilinci, Devlet başkanının, aile reisinin vs.
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا الثوري عن عمارة ابن القعقاع عن أبي زرعة قال : قال رجل : يا رسول الله ! أي الصدقة أعظم أجرا ؟ قال : أن تؤتيه وأنت صحيح شحيح ، تأمل العيش وتخشى الفقر ، ولا تمهل حتى إذا بلغت الحلقوم قلت : لفلان كذا ، ولفلان كذا ، وقد كان لفلان .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
84596, MA016321
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا الثوري عن عمارة ابن القعقاع عن أبي زرعة قال : قال رجل : يا رسول الله ! أي الصدقة أعظم أجرا ؟ قال : أن تؤتيه وأنت صحيح شحيح ، تأمل العيش وتخشى الفقر ، ولا تمهل حتى إذا بلغت الحلقوم قلت : لفلان كذا ، ولفلان كذا ، وقد كان لفلان .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Vesâyâ 16321, 9/54
Senetler:
()
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Vasiyet
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن أيوب عن ابن سيرين قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : الصدقة على المسكين صدقة ، وهي على ذي الرحم ثنتين : صدقة وصلة .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
88143, MA019627
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن أيوب عن ابن سيرين قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : الصدقة على المسكين صدقة ، وهي على ذي الرحم ثنتين : صدقة وصلة .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 19627, 10/437
Senetler:
()
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
150157, BS13271
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ : عَلِىُّ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ عُمَرَ بْنِ حَفْصٍ الْمُقْرِئُ ابْنُ الْحَمَّامِىِّ رَحِمَهُ اللَّهُ بِبَغْدَادَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلْمَانَ النَّجَّادُ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ شَاكِرٍ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ عَامِرٍ الشَّعْبِىِّ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ : أَتَيْتُ عُمَرَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فِى أُنَاسٍ مِنْ قَوْمِى فَجَعَلَ يَفْرِضُ رِجَالاً مِنْ طَيِّئٍ فِى أَلْفَيْنِ وَيُعْرِضُ عَنِّى فَقُلْتُ : يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ أَتَعْرِفُنِى قَالَ فَضَحِكَ حَتَّى اسْتَلْقَى لِقَفَاهُ قَالَ : نَعَمْ وَاللَّهِ إِنِّى لأَعْرِفُكَ قَدْ آمَنْتَ إِذْ كَفَرُوا وَأَقْبَلْتَ إِذْ أَدْبَرُوا وَوَفَيْتَ إِذْ غَدَرُوا وَإِنَّ أَوَّلَ صَدَقَةٍ بَيَّضَتْ وَجْهَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَوَجْهَ أَصْحَابِهِ صَدَقَةُ طَيِّئٍ جِئْتَ بِهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ثُمَّ أَخَذَ يَعْتَذِرُ قَالَ : إِنَّمَا فَرَضْتُ لِقَوْمٍ أَجْحَفَتْ بِهِمُ الْفَاقَةُ وَهُمْ فَاقَةُ عَشَائِرِهِمْ لِمَا يَنُوبُهُمْ مِنَ الْحُقُوقِ. أَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ مُخْتَصَرًا مِنْ حَدِيثِ أَبِى عَوَانَةَ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Sadakât 13271, 13/383
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
6. Ebu Muhammed Cafer b. Muhammed es-Sâiğ (Cafer b. Muhammed b. Şakir)
7. Ebu Bekir Ahmed b. Selman en-Neccad (Ahmed b. Selman b. Hasan b. İsrail b. Yunus)
8. Ebu Hasan Ali b. Ahmed el-Mukrî (Ali b. Ahmed b. Ömer b. Muhammed b. Hafs)
Konular:
Kabileler, Allah'a itaat/isyan eden
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sosyal katmanlar, Kabileler, faziletleri
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekatın tarihi
Bana Muhammed b. Hakem, ona Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti:
Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda iken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana "Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?" diye sordu. Ben “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasulullah (sav) "Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün. Bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir" dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün." Ben “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. "Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ" buyurdu ve şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız, hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek." Adiyy der ki: Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: "Yarım hurma ile olsa da kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!"
Bana Abdullah, ona Ebu Asım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebu Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy “Ben Peygamber'in (sav) huzurunda oturuyordum...” diyerek bu hadisi rivayet etti.
Açıklama: Sonda yer alan rivayet senedi ile ilk rivayette yer alan 'Hz. Peygamber’in (sav) huzurundayken' ifadesinden farklı gelen bir lafza dikkat çekilmek istenmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34320, B003595
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْحَكَمِ أَخْبَرَنَا النَّضْرُ أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيلُ أَخْبَرَنَا سَعْدٌ الطَّائِىُّ أَخْبَرَنَا مُحِلُّ بْنُ خَلِيفَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ بَيْنَا أَنَا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِذْ أَتَاهُ رَجُلٌ فَشَكَا إِلَيْهِ الْفَاقَةَ ، ثُمَّ أَتَاهُ آخَرُ ، فَشَكَا قَطْعَ السَّبِيلِ . فَقَالَ « يَا عَدِىُّ هَلْ رَأَيْتَ الْحِيرَةَ » . قُلْتُ لَمْ أَرَهَا وَقَدْ أُنْبِئْتُ عَنْهَا . قَالَ « فَإِنْ طَالَتْ بِكَ حَيَاةٌ لَتَرَيَنَّ الظَّعِينَةَ تَرْتَحِلُ مِنَ الْحِيرَةِ ، حَتَّى تَطُوفَ بِالْكَعْبَةِ ، لاَ تَخَافُ أَحَدًا إِلاَّ اللَّهَ » - قُلْتُ فِيمَا بَيْنِى وَبَيْنَ نَفْسِى فَأَيْنَ دُعَّارُ طَيِّئٍ الَّذِينَ قَدْ سَعَّرُوا الْبِلاَدَ « وَلَئِنْ طَالَتْ بِكَ حَيَاةٌ لَتُفْتَحَنَّ كُنُوزُ كِسْرَى » . قُلْتُ كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ قَالَ « كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ ، وَلَئِنْ طَالَتْ بِكَ حَيَاةٌ ، لَتَرَيَنَّ الرَّجُلَ يُخْرِجُ مِلْءَ كَفِّهِ مِنْ ذَهَبٍ أَوْ فِضَّةٍ ، يَطْلُبُ مَنْ يَقْبَلُهُ مِنْهُ ، فَلاَ يَجِدُ أَحَدًا يَقْبَلُهُ مِنْهُ ، وَلَيَلْقَيَنَّ اللَّهَ أَحَدُكُمْ يَوْمَ يَلْقَاهُ ، وَلَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تُرْجُمَانٌ يُتَرْجِمُ لَهُ . فَيَقُولَنَّ أَلَمْ أَبْعَثْ إِلَيْكَ رَسُولاً فَيُبَلِّغَكَ فَيَقُولُ بَلَى . فَيَقُولُ أَلَمْ أُعْطِكَ مَالاً وَأُفْضِلْ عَلَيْكَ فَيَقُولُ بَلَى . فَيَنْظُرُ عَنْ يَمِينِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ جَهَنَّمَ ، وَيَنْظُرُ عَنْ يَسَارِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ جَهَنَّمَ » . قَالَ عَدِىٌّ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقَّةِ تَمْرَةٍ ، فَمَنْ لَمْ يَجِدْ شِقَّةَ تَمْرَةٍ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ » . قَالَ عَدِىٌّ فَرَأَيْتُ الظَّعِينَةَ تَرْتَحِلُ مِنَ الْحِيرَةِ حَتَّى تَطُوفَ بِالْكَعْبَةِ ، لاَ تَخَافُ إِلاَّ اللَّهَ ، وَكُنْتُ فِيمَنِ افْتَتَحَ كُنُوزَ كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ ، وَلَئِنْ طَالَتْ بِكُمْ حَيَاةٌ لَتَرَوُنَّ مَا قَالَ النَّبِىُّ أَبُو الْقَاسِمِ صلى الله عليه وسلم « يُخْرِجُ مِلْءَ كَفِّهِ » . حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ أَخْبَرَنَا سَعْدَانُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُجَاهِدٍ حَدَّثَنَا مُحِلُّ بْنُ خَلِيفَةَ سَمِعْتُ عَدِيًّا كُنْتُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hakem, ona Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti:
Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda iken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana "Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?" diye sordu. Ben “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasulullah (sav) "Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün. Bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir" dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün." Ben “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. "Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ" buyurdu ve şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız, hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek." Adiyy der ki: Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: "Yarım hurma ile olsa da kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!"
Bana Abdullah, ona Ebu Asım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebu Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy “Ben Peygamber'in (sav) huzurunda oturuyordum...” diyerek bu hadisi rivayet etti.
Açıklama:
Sonda yer alan rivayet senedi ile ilk rivayette yer alan 'Hz. Peygamber’in (sav) huzurundayken' ifadesinden farklı gelen bir lafza dikkat çekilmek istenmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıb 25, 1/921
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Muhil b. Halife et-Tai (Muhil b. Halife)
3. Ebu Mücahid Sa'd et-Taî (Sa'd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
6. Muhammed b. Hakem el-Ahvel (Muhammed b. Abde b. Hakem b. Müslim b. Bistam b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
147508, BS010726
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ َبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا بَحْرُ بْنُ نَصْرٍ الْخَوْلاَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ : أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ ». فَتَصَدَّقُوا عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ ». رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ يُونُسَ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى عَنِ ابْنِ وَهْبٍ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Buyû' 10726, 11/134
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Amiri (İyaz b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh b. Haris)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Bahr b. Nasr el-Havlani (Bahr b. Nasr b. Sabık)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Sadaka, borçlunun sadaka vermesi, borçluya verilmesi
Sadaka, Toplum ve Birey açısından önemi
Sadaka, verilecek yerler
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek