Giriş

Bize Yusuf b. Hammad el-Ma'nî el-Basrî, ona Osman b. Abdurrahman el-Cumahî, ona Muhammed b. Ziyad, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Selamı yayın, yemek ikram edin ve kafirlerin başını vurun. Böylece cennete varis olursunuz." Bu babda Abdullah b. Amr, İbn Ömer, Enes, Abdullah b. Selam, Abdurrahman b. Aişe, Şüreyh b. Hani'nin babasından naklen rivayet vardır. Ebu İsa -Tirmizi- Bu hadis İbn Ziyad'ın Ebu Hureyre'den, hasen, sahih ve garip bir rivayetidir.


    Öneri Formu
21814 T001854 Tirmizi, Et'ime, 45

Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Bekir Ahmed b. el-Hasan el-Kadî rivayet ett; Ebû Abdullah rivayetinde “kale”, el-Kadî’nin “haddesenâ” lafzını kullandı. Onlara Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Duhaym eş-Şeybânî, ona Ahmed b. Hâzim, ona Cafer b. Avn, ona Ebû Umeys, ona Avn b. Ebî Cuhayfe, ona da babasının rivayet ettiğine göre; Rasûlullah (sav) Selman ile Ebû’d-Derdâ’yı kardeş yapmıştı. Bir gün Selman Ebû’d-Derdâ’yı ziyarete gitmiş, evde karısı Ümmü’d-Derdâ’yı perişan bir vaziyette görmüştü. Kendisine; “- Bu ne hâl, ya Ümmü’d-Derdâ?” diye sorunca da, “- Kardeşin Ebû’d-Derdâ geceleri ibadet ediyor, gündüzleri de oruç tutuyor. Onun dünyevî ihtiyaçlarla hiç lgisi yoktur” dedi. Derken Ebû’d-Derdâ da geldi, selam verdi, sonra Selman’a yemek getirdi. Selman kendisine; “- Hadi sen de ye” deyince, Ebû’d-Derdâ; “- Ben oruçluyum” dedi. Selman da, “- Sana ueminle söylüyorum, mutlaka orucunu bozmalısın. Sen yemedikçe ben de yemeyeceğim” dedi. Bunun üzerine birlikte yemeği yediler. Sonra Selman geceyi de orada geçirdi. Geceleyin Ebû’d-Derdâ namaza kalkmak istedi, Selman ona mani oldu ve dedi ki: “- Ya Ebû’d-Derdâ! Vücudunun sende hakkı vardır. Rabbinin sende hakkı vardır. Âilenin de sende hakkın vardır. Dolayısıyla bazen oruç tut, bazen tutma. Geceleri biraz namaz kıl, ama karının yanına da git. Böylece her hak sahibine hakkını ver.” Sabahın aydınlığı yüzünü gösterince Selman, “- Haydi şimdi istersen kalk!” dedi. Birlikte kalktılar, abdest aldılar, bir miktar namaz kıldılar, sonra da sabah namazı için evden çıktılar. Ebû’d-Derdâ, Selman’ın söylediklerini kendisine haber vermek için Rasûlullah’a (sav) yaklaştı. Olanları anlatınce, Rasûlullah (sav) şunları söyledi: “- Ya Ebû’d-Derdâ! Selman’ın da sana söylediği gibi vücudunun sende hakkı vardır.” Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Bundâr vasıtasıyla Cafer b. Avn’dan rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
145170 BS008418 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IV, 451

Bize İmam Ebû’t-Tayyib Sehl b. Muhammed b. Süleyman (rh) imlâ yoluyla ve Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Bekir el-Kadî, Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî, Ebû Sehl Ahmed b. Muhammed b. İbrahim el-Mehrânî, Ebû Saîd b. Ebî Amr, Ebû Bekir Muhammed b. Muhammed b. Recâ’ el-Edîb ve kırâat yoluyla Ebû’l-Kasım es-Serrâc, onlara Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub el-Emevî, ona Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona Eyyub b. Süveyd, ona el-Evzâî, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: “Rasûlullah’a (sav), haccın en iyi ameli hangisidir, diye soruldu. ‘Yemek yedirmek ve güzel söz söylemektir’ buyurdu.” Bu rivayette Eyyub b. Süveyd teferrüd etmiştir. Bunu Süfyan b. Hüseyin ve Muhammed b. Sabit de İbnu’l-Münkedir’den bu şekilde mevsûl olarak rivâyet etmişlerdir.


    Öneri Formu
147270 BS010488 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, V, 432

Bize Bağdat’ta Ebû’l-Hüseyin b. Bişrân el-Adl, ona Ebû Cafer Muhammed b. Amr, ona Ahmed b. el-Velîd, el-Fahhâm, ona Ebû Ahmed ez-Zübeyrî rivayet etti. (T) Yine bize Ebû’l-Hüseyin b. Bişrân, ona Ebû’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mısrî, ona İbn Ebî Meryem, ona el-Firyâbî, o ikisine Süfyan, ona Abdülmelik b. Ebî Beşîr, ona da Abdullah b. el-Müsâvir’in rivayet ettiğine göre; İbn Abbas (ra), İbnu’z-Zübeyr’i (ra) cimrilikle itham ediyor ve Rasûlullah’ın (sa) şöyle buyurduğunu işittim, diyordu: “Yanındaki komşusu aç olduğu halde kendisi tok olan kişi mü’min değildir.” Ebû Ahmed’in hadisinin lafzı da böyledir.


    Öneri Formu
156970 BS019700 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,7

Bize Seleme b. Şebîb ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma’mer, ona Eyyûb, ona Ebû Kılâbe, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Rabbim bana bu gece en güzel surette geldi (ravilerden biri: "sanırım 'uyku aleminde' dedi" diye söyledi) ve bana şöyle dedi: “Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler aleminde) ne tartışılır bilir misin?” buyurdu. Ben “Bilmiyorum” dedim. Bunun üzerine elini iki omuzum arasına koydu, onun soğukluğunu göğsümde (veya boğazımda) hissettim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim. Sonra “Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler âleminde) ne tartışılır bilir misin?” diye sordu. Ben “Evet, bilirim” dedim. “Keffâretler (ve dereceler) hakkında” buyurdu. Keffâretler namazdan sonra mescitlerde kalıp (sonraki namazı beklemek) ve cemaate yaya olarak gitmek, zor zamanlarda dahi abdesti dosdoğru almaktır. Her kim bunları yaparsa hayırla yaşar hayırla ölür. Anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur. Sonra şöyle buyurdu: "Ey Muhammed! Namazı kıldığın zaman şöyle de: "Allah’ım senden dileğim odur ki iyilikleri yapayım, kötülükleri terk edeyim, miskinleri seveyim. Eğer kullarına bir sıkıntı verip onları bir fitne ile denemek isteyecek olursan beni bu fitneye bulaştırmadan emanetini geri al." Dereceler ise selamı yaymak, (eşe dosta, kimsesizlere) yemek yedirmek, geceleyin herkes uyurken namaz kılmaktır." Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisin senedinde Ebû Kılâbe ile İbn Abbas arasında bir kişiyi daha zikretmişlerdir. Katâde bu hadisi, Ebû Kılâbe - Hâlid b. el-Leclâc – İbn Abbâs senediyle de rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
271323 T003233-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 38


Açıklama: isnadı kavidir.

    Öneri Formu
60079 HM012328 İbn Hanbel, III, 128


    Öneri Formu
52327 HM012127 İbn Hanbel, III, 112

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebû Hânî Muâz b. Hânî el-Yeşkürî, ona Cehdam b. Abdullah, ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebû Sellâm, ona Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, ona Mâlik b. Yuhâmir es-Seksekî, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Rasûlullah (sav) sabah namazına gelmekte gecikmişti. Neredeyse güneş doğacaktı. Derken hemen çıktı ve kamet getirildi. Hz. Peygamber (sav) namazı hafif bir şekilde kıldırdı. Namazı bitirince "- Saflarda olduğunuz gibi kalınız" buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi: "Bu gün neden geç kaldığımı size anlatayım: Geceleyin kalkıp abdest aldım ve kılabildiğim kadar namaz kıldım. Derken uykum geldi, ağırlık bastı. Kendimi en güzel suretiyle Rabbimin huzurunda gördüm. Bana "- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de, "- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Bana, "- Büyük melekler kim hakkında tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu. "- Bilmiyorum" dedim. Aynı soruyu üç defa sordu. Sonra elini iki kürek kemiğimin arasına koydu. Parmak uçlarının serinliğini göğsümde hissettim. Bana her şey göründü ve sorunun cevabını bildim. Tekrar bana, "- Ey Muhammed!" diye nida etti. Ben de, "- Buyur ey Rabbim! Emrine amadeyim" dedim. Tekrar, "- Büyük melekler hangi konuda tartışıyorlar biliyor musun?" diye sordu. "- Keffaretler hakkında" diye cevap verdim. "- Nedir onlar?" diye sorunca, "- İyilik yapmak için adım atmak, namazlardan sonra mescitlerde oturmak, her türlü zorluğa rağmen abdest organlarını iyice yıkamak" dedim. "- Sonra nelerdir?" diye sordu. "- Yemek yedirmek, yumuşak konuşmak, insanlar uyurken geceleyin namaz kılmak" dedim. Sonra, "- Dile benden ne dilersen!" buyurdu. Ben de, "- Allah'ım! Senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, fakirleri sevmeyi lütfetmeni istiyorum. Ayrıca beni affetmeni, bana merhamet etmeni, bir topluluğu imtihan edeceksen beni o fitneye sokmadan canımı almanı, seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve sana yaklaştıracak amelleri sevmeyi diliyorum" diye dua ettim. Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi "Bu söylenenler haktır, onları çalışın ve öğrenin." Ebû İsa şöyle demiştir: Bu hadis hasen-sahihtir. Muhammed b. İsmail'e bu hadisi sordum. Dedi ki: Bu hasen-sahih bir hadistir. Tirmizî dedi ki: Bu hadis, el-Velid b. Müslim'in, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Yine Tirmizî dedi ki: Bize Halid b. el-Leclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, "Ben, Rasûlullah'tan işittim" diyerek hadisi rivayet etmiştir. Bu rivayet ise mahfuz değildir. el-Velid de hadisinde Abdurrahman b. Âiş'in "Ben Rasûlullah'tan işittim" dediğini zikretmiştir. Bişr b. Bekir, Abdurrahman b. Yezid b. Cabir'den bu hadisi bu isnatla Abdurrahman b. Âiş vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. Yukarıda verilen hadis ise daha sahihtir. Abdurrahman b. Âiş Hz. Peygamber'den işitmemiştir.


    Öneri Formu
19203 T003235 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 38


    Öneri Formu
16982 B2339 Buhari, Muzara't, 21


    Öneri Formu
158670 BS21922 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,457