Giriş

Bana Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Urve, ona Âişe şöyle demiştir: Ben Peygamber'den (sav) "ölüm hastalığı halinde bir peygambere mutlaka dünya ile ahiretten birini seçme imkanı sunulur" dediğini işitirdim. Peygamber'in (sav) de ölüm hastalığında boğazı kısılıp sesi değişerek ahirete göç­me hâli geldiğinde "işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, Sıddıklarla, şehitlerle ve iyi kimselerle birliktedirler" (Nisâ, 69) ayetini sonuna kadar okuduğunu işittim ve Rasulullah'ın da bu iki tercih arasında serbest bırakıldığını anladım.


    Öneri Formu
31703 B004586 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 13

Bize Muhammed b. Ar'are, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb (ra) İbn Abbâs'ı kendi meclisine alır, kendisine yakın oturturdu. Abdurrahman b. Avf, Ömer'e “Bu­nun yaşında bizim oğullarımız var? (Neden bizim meclisimize alıyorsun?)” dedi. Ömer de “O bilgisi sayesinde burada” dedi, ardından İbn Abbâs'a: "İzâ câe nasru'llâhi ve'l-feth" ayetini sordu. İbn Abbâs da “bu ayet Rasulullah'ın ecelidir. Allah, Hz. Peygamber'e (sav) vefatını bildirmiştir” dedi. Bunun üzerine Ömer “ben de bu ayet hakkında sadece senin bildiğini biliyorum” dedi.


    Öneri Formu
34364 B003627 Buhari, Menakıb, 25

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah, ona Abdullah b. Abbas (r.anhuma), ona da Ümmü Fadl bt. Hâris şöyle demiştir: Ben Peygamber'i (sav) akşam namazında "el-Murselâti urfen" Suresi'ni okurken işittim. Bundan sonra vefat edinceye kadar bir daha bize na­maz kıldırmadı.


    Öneri Formu
34592 B004429 Buhari, Megâzî, 83

Bize Muhammed b. Ar'are, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb (ra) İbn Abbâs'ı kendi meclisine alır, kendisine yakın oturturdu. Abdurrahman b. Avf, Ömer'e “Bu­nun yaşında bizim oğullarımız var? (Neden bizim meclisimize alıyorsun?)” dedi. Ömer de “O bilgisi sayesinde burada” dedi, ardından İbn Abbâs'a: "İzâ câe nasru'llâhi ve'l-feth" ayetini sordu. İbn Abbâs da “bu ayet Rasulullah'ın ecelidir. Allah, Hz. Peygamber'e (sav) vefatını bildirmiştir” dedi. Bunun üzerine Ömer “ben de bu ayet hakkında sadece senin bildiğini biliyorum” dedi.


    Öneri Formu
34593 B004430 Buhari, Megâzî, 83

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Sa'd, ona Urve, ona Âişe şöyle demiştir: Ben Peygamber'den (sav) "dünya ile ahiretten birini seçme imkanı sunulmadan hiç­bir peygamber vefat etmez" dediğini çok işitirdim. Peygamber'in (sav) de ölüm hastalığında boğazı kısılıp sesi değişerek ahirete göç­me hâli geldiğinde "işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, Sıddıklarla, şehitlerle ve iyi kimselerle birliktedirler" (Nisâ, 69) ayetini sonuna kadar okuduğunu işittim ve Rasulullah'ın da bu iki tercih arasında serbest bırakıldığını anladım.


    Öneri Formu
34599 B004435 Buhari, Megâzî, 83

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Sabit, ona da Enes şöyle demiştir: Peygamber'in (sav) hastalığı ağırlaşınca sık sık bayılmaya baş­ladı. Bundan dolayı kederlenen Fâtıma (as) da yüksek sesle “ah ıstırap çeken babam” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) Fâtıma'ya hitaben "bu günden sonra babanın üzerinde hiçbir ıstırap kalmayacaktır" buyurdu. Enes der ki: Peygamber (sav) vefat edince, Fâtıma “ah Rabbin çağrısına uyan babam, ah Firdevs Cennetinde makamı olan babam, ah Cibril'e vefatını haber verdiğimiz babam” diye hüzünlenmişti. Peygamber (sav) defnedildikten sonra da Fâtıma (as) Enes'e “Ey Enes, Rasulullah'ın (sav) üzerine toprak atmaya gönlünüz nasıl razı oldu?” dedi.


    Öneri Formu
34626 B004462 Buhari, Megâzî, 83

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) benim odam­da, benim nöbetimde, kucağımda vefat etti. Hastalığı sürecinde bizden biri ona Allah'a sığınma duasını hatırlatırdı. Ben de gidip O'na Allah'a sığınma üzere hatırlatma yapacağım sırada başını yukarı kaldırıp da iki defa "fî'r-Refîki'l-a'lâ", "fî'r-Refîki'l-a'lâ" dedi. Bu sırada Abdurrahman b. Ebu Bekir, elinde yaş bir çubukla bize uğradı. Peygamber (sav) ona doğru baktı. Ben bu bakışından, Peygamber'in o çubuğa ihtiyacı var diye düşün­düm de, çubuğu Abdurrahman'dan aldım, ucunu ağzımda yumuşat­tım ve bir kısmını kestikten sonra bunu Peygamber'e verdim. Peygamber (sav) de bununla en güzel şekilde diş­lerini misvaklayıp, çubuğu bana uzattı, sonra da eli düştü yahut çubuk elinden düştü. Böylece Allah, Hz. Peygamber'in dünyadaki son, ahiretteki ilk gününde benim tükürüğüm ile O'nun tükürüğünü bu misvak çubuğu vasıtasıyla birleş­tirdi.


    Öneri Formu
34615 B004451 Buhari, Megâzî, 83


Açıklama: "Peygamber'in başı, Âişe'nin göğsüne dayalı olduğu halde.." konuya dair diğer rivayetler ve garib lafızların izahı için bk. https://dorar.net/hadith/sharh/34876 فَلاَ أَكْرَهُ شِدَّةَ الْمَوْتِ لأَحَدٍ ifadesi aslında Peygamber (sav) ki Allah'ın seçkin kulu olduğu halde ölüm esnasındaki durumu böyle ise diğer insanların karşılaşacağı şeyler hakkında niye bunlara muhatap olduklarını sorgulayamam. Yada ölüm esnasındaki karşılaşılan şeyler hakkında kötü bir şey diyemem.

    Öneri Formu
34610 B004446 Buhari, Megâzî, 83


    Öneri Formu
34542 B003654 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 3


    Öneri Formu
34614 B004450 Buhari, Megâzî, 83