Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe, ona Vekî’, ona Süfyan, ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona İbn Ömer’in haber verdiğine göre Ömer (ra) umre yapmak için Rasulullah’tan (sav) izin istedi. Rasulullah (sav) da, ona izin verdi ve "Kardeşciğim, duana bizi de ortak et, bizi de (duadan) unutma." buyurdu.


    Öneri Formu
30194 İM002894 İbn Mâce, Menâsik, 5

Bize Ebu Numan, ona Yezid b. Zürey', ona Davud, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said el-Hudrî şunu rivayet etti: "Ebu Musa el-Eş'arî, Ömer b. Hattab'ın huzuruna girmek için üç kez izin istedi. Ancak kendisine izin verilmedi. O da geri döndü. Ömer; 'Seni geri döndüren sebep nedir?' diye sordu. Ebu Musa el-Eşe'arî şöyle cevap verdi: 'Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum: "'Kişi, üç kez izin istediği vakit kendisine izin verilirse ne âlâ. Aksi halde geri dönsün.'" Bunun üzerine Ömer; 'Vallahi, ya bu konuya dair senin lehine şahitlik edecek birini getirirsin ya da sana şöyle şöyle yaparım.' dedi. Ebu Musa hemen bizim yanımıza geldi. Bu esnada ben, mescitte Rasulullah'ın (sav) ashabından oluşan bir topluluğun arasındaydım. Ebu Musa el-Eş'arî, Ömer'in kendisine yönelik tehdidinden dolayı endişe içerisindeydi. Karşımızda durdu ve 'Allah aşkına, aranızda bunu Rasulullah'tan (sav) duyan biri bu konuda mutlaka benim lehime bir şahitlik yapsa?' dedi. Bunun üzerine kafamı kaldırdım ve 'Ömer'e, benim de bu konuda seninle beraber olduğumu haber ver.' dedim. Derken bunu başkaları da söyledi. Böylece Ebu Musa'nın üzerindeki korku ve endişe dağılmış oldu.


    Öneri Formu
45239 DM002671 Darimi, İsti'zan, 1

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Habib ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimsenin diğer bir kimseye (davet için) birini elçi olarak göndermesi, o kimsenin evine girmesine izin vermesi demektir."


    Öneri Formu
282929 D005189-2 Ebu Davud, Edeb, 128, 129


    Öneri Formu
150438 BS13542 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 104

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Heyseme, ona da Ebu Huzeyfe, Huzeyfe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte yemek yemek üzere aynı sofrada bulunduğumuzda Rasulullah (sav) yemeğe başlamak üzere elini uzatmadıkça biz de uzatmazdık. Bir keresinde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte aynı sofrada bulunuyorduk. Küçük bir kız çocuğu arkasından itelenircesine geldi. Elini yemeğe uzattı. Rasulullah da (sav) elini tuttu. (Yemeğe başlamasına mani oldu.) Sonra aynı şekilde bir bedevi geldi. Hz. Peygamber (sav) onun da elini tuttu (yemesine mani oldu.) "Sonra da şeytan Allah'ın ismi anılmamak suretiyle yemeği kendisine helal kılmaya çalışır. O, (önce) yemeği kendisine helal kılmak için şu kız çocuğu ile geldi. Ben de onun elini tutup bırakmadım. Sonra aynı yemeği helal kılmak için şu bedevi ile geldi. Onun da elini tuttum. Canım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki kız çocuğunun eliyle birlikte şeytanın eli de elimdeydi" buyurdu.


Açıklama: Hadiste geçen cariye kelimesinden kasıt küçük kız çocuğudur. Hadislerde geçen cariye kelimesi çoğunlukla küçük kız çocuğu anlamında kullanılmaktadır. Bazı çevirilerde bu hususa dikkat edilmeden köle kadın (أمة- إماء) anlamında tercüme edilmektedir. Bu da hadislerin yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır.

    Öneri Formu
4697 M005259 Müslim, Eşribe, 102

Salim'in bildirdiğine göre Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: Bundan sonra Rasulullah (sav) ve Übey b. Ka'b, içerisinde İbn Sayyâd'ın bulunduğu hurmalığa doğru yöneldiler. Öyle ki, Rasulullah (sav) oraya girdiğinde, İbn Sayyad kendisini görmeden onu gafil avlayıp ondan bir şeyler işitmek için hurma gövdelerinde saklanmaya başladı. O sırada İbn Sayyad da elbisesi içerisinde, içinden hırıltı (gelen) -ravi şüpheye düşerek benzer başka bir kelime zikremiştir- yatağına uzanmış vaziyette idi. (Derken), İbn Sayyâd'ın annesi, hurma gövdelerinde gizlenmiş haldeki Nebî'yi (sav) gördü. İbn Sayyad'a "Ya Sâfi, -râvinin dediğine göre Sâfi, İbn Sayyâd'ın ismidir- bu Muhammed'dir" dedi. (O esnada) İbn Sayyad kendine geldi. Rasulullah (sav) da, "Eğer onu bırakıp (uyandırmasaydı, İbn Sayyâd'ın durumu) ortaya çıkacaktı." buyurdu.


Açıklama: B006173 numaralı hadisin devamı.

    Öneri Formu
20905 B006174 Buhari, Edeb, 97

Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona Hayseme b. Abdurrahman, ona Ebu Huzeyfe el-Erhabi, ona da Huzeyfe b. Yeman'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) ile yemeğe davet edildiğimizde." (Sonra) Ebu Muaviye'nin rivayet ettiği hadisin manasını zikretti. Ravi, bedevinin yemeğe atıldığını anlatırken "keennemâ yutradu" kız çocuğunun atıldığını anlatırken "keennemâ tutradu" ifadesini kullandı ve bedevinin gelişini kız çocuğunun gelişinden önce zikretti. Hadisin sonunda da sonra besmele çekti ve yedi cümlesini ekledi.


    Öneri Formu
4698 M005260 Müslim, Eşribe, 102

Bize Ebu Bekir b. Nafi', ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona da A'meş bu hadisi aynı isnad ile rivayet etti. Ravi bu rivayette, kız çocuğunun gelişini bedevinin gelişinden önce zikretti.


    Öneri Formu
4701 M005261 Müslim, Eşribe, 102

Bize Kuteybe b. Said ve İbn Ebu Ömer, o ikisine Süfyan, ona da Yezid b. Husayfe bu hadisi aynı isnad ile rivayet etti. İbn Ebu Ömer kendi rivayetinde şu ifadeyi de ekledi: "Ebu Said şöyle dedi: Ben de Ebu Musa ile kalktım ve Ömer'e giderek şahitlik ettim."


    Öneri Formu
5586 M005627 Müslim, Âdâb, 33

Bize Amr b. Muhammed b. Bükeyr en-Nakıd, ona Süfyan b. Uyneyne, -vallahi- ona Yezid b. Husayfe, ona da Büsr b. Said, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Medine'de ensarın meclisinde oturuyordum. Ebu Musa yanımıza korkmuş veya telaşlı olarak geldi. Sana ne oldu dedik. Ömer bana yanına gitmem için haber göndermiş. Kapısına gittim ve ona üç kere selam verdim. Ancak selamımı almadı. Ben de geri döndüm. Sonra Ömer bana niçin yanımıza gelmedin diye sordu. Sana geldim ve kapında üç defa selam verdim. Selamımı kimse almadı. Bunun üzerine geri döndüm. Rasulullah da (sav); "biriniz üç defa izin isteyip de kendisine izin verilmezse geri dönsün" buyurmuştur dedim. Ömer; bu hadis hakkında şahit getir yoksa canını yakarım dedi. Übey b. Ka'b; onunla ancak bu meclisin en küçüğü şahit olarak gidecektir dedi. Ebu Said; ben bu topluluğun en küçüğüyüm deyince Übey, öyleyse onunla sen git dedi.


    Öneri Formu
5585 M005626 Müslim, Âdâb, 33