Giriş

Bize Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî, ona Abdülvâhid b. Ziyâd, ona da Asım, Hafsa bt. Sîrîn'den şöyle aktarmıştır: Enes b. Malik, bana 'Yahya b. Ebu Amre neden öldü?' diye sorduğunda, 'Vebadan öldü' diye cevap verdim. Bunun üzerine Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Vebadan ölüm, her müslüman için şehitliktir."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الطَّاعُونُ شَهَادَةٌ لِكُلِّ مُسْلِمٍ

    Öneri Formu
3183 M004944 Müslim, İmare, 166

Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona Sümeyy, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Adamın biri yolda yürürken yol üzerinde bir diken dalı buldu ve onu yoldan uzaklaştırdı. Bunun üzerine Allah (cc) o kulunun yaptığı hareketten müteşekkir oldu ve onu affetti. Hz. Peygamber (sav) devamında şöyle buyurmuştur: Şehitler beş kısımdır. Vebadan, ishalden ve boğulmaktan ölenlerle yıkıntı altında kalarak ölen ve Allah (ac) yolunda ölenler şehittir."


    Öneri Formu
3178 M004940 Müslim, İmare, 164

Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?" diye ashâbına sorduğunda, onlar 'Ya Rasulallah! Kim Allah yolunda öldürülürse onlar şehittir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'O halde ümmetimin şehitleri pek azdır" buyurdu. Ashâb 'Ya Rasulallah! Öyleyse kimler şehittir?' diye sorduklarında ise şöyle cevap verdi: 'Allah yolunda öldürülen kimse şehittir. Allah yolunda ölen kimse de şehittir. Vebadan ölen kimseler şehittir. Karın hastalığından ölenler de şehittir'." [İbn Mıksem 'Baban bu hadisi naklederken şunu da ilave ettiğine ben şahidimdir' demiştir: 'Boğularak ölen kimseler de şehittir'.]


    Öneri Formu
3179 M004941 Müslim, İmare, 165

Bize Abdulhamid b. Beyân el-Vâsıtî, ona Halid, ona da Süheyl, bu hadisi babasından, o Ebu Hureyre'den o da Rasulullah'tan (sav) bu isnadla (önceki) hadisin benzeri şekilde rivayet etmiştir. Buna göre: "Hz. Peygamber (sav) ashâbına 'Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?' diye sorduğunda, onlar 'Ya Rasulallah! Kim Allah yolunda öldürülürse onlar şehittir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'O halde ümmetimin şehitleri pek azdır" buyurdu. Ashâb 'Ya Rasulallah! Öyleyse kimler şehittir?' diye sorduklarında ise şöyle cevap verdi: 'Allah yolunda öldürülenler şehittir. Allah yolunda ölenler de şehittir. Vebadan ölen kimseler şehittir. Karın hastalığından ölenler de şehittir'." [Ancak bu isnadla gelen hadiste, Süheyl, Abdullah b. Mıksem'in kendisine 'Ben şahidim ki baban bu hadisi naklederken şu lafızları da ilave etmiştir: 'Boğularak ölen kimseler de şehittir' demiştir.]


    Öneri Formu
3180 M004942 Müslim, İmare, 165

Bize Velid b. Şücâ, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona da Hafsa bt. Sîrîn şöyle nakletmiştir: Enes b. Mâlik bana Yahya b. Ebu Amre'nin neden öldüğünü sorduğunda, vebadan dolayı öldüğünü söyledim. O da bana Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Vebadan ölüm, her bir müslüman için şehitlik demektir."


    Öneri Formu
3184 M004945 Müslim, İmare, 166

Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî ve Amr en-Nâkıd, onlara Süfyan, ona Ubeydullah, ona Süfyan b. Uyeyne, ona da İbn Münkedir, Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Uhud gününde babamı, kendisine müsle yapılmış (uzuvları kesilip işkence edilmiş) bir halde, bir elbiseye sarılı olarak getirdiler. Üzerindeki örtüyü kaldırmak istediğimde, kavmim bana engel oldu. Sonra tekrar örtüyü kaldırmak istedim, kavmim yine engel oldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) elbiseyi kaldırdı veya kaldırılmasını istedi. Örtü açıldığında, Hz. Peygamber (sav) ağ­layan veya feryat eden bir kadın sesi işitti ve 'Kim bu ağlayan?' diye sordu. 'Amr'ın kızıdır' veya 'Amr'ın kız kardeşidir' dediklerinde, 'Niye ağlıyor ki! İşte melekler, ruhu semaya çıkıncaya dek onu kanatlarıyla göl­gelemeye devam ediyorlar' buyurdu."


    Öneri Formu
7542 M006354 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 129

Bize İbrahim b. Münzir el-Hızâmî ve Yahya b. Habib b. Arabî, o ikisine Musa b. İbrahim b. Kesîr el-Ensârî el-Harâmî, ona da Talha b. Hırâş, Câbir b. Abdullah'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "(Babam) Abdullah b. Amr b. Harâm, Uhud günü şehid edilince, Rasulullah (sav) bana rastladı ve 'Ey Câbir! Allah'ın (cc) babana söylediği sözü sana bildireyim istersen' dedi. (Hadisin diğer râvisi Yahya, şu diyaloğu da hadisinde nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav) 'Ey Câbir! Seni neden üzgün görüyorum acaba? diye sordu. Ben de 'Ey Allah'ın Rasulü! Babam şehid oldu. Arkasında da çoluk çocuk ve borç bıraktı' diye cevap verdim. Rasulullah (sav) 'Ey Câbir! Allah’ın babanı nasıl karşıladığını sana müjdeleyeyim istersen' buyurdu.) Cabir 'Buyur ya Rasulallah!' deyince, Hz. Peygamber (sav) şöyle dedi: Allah (cc) şimdiye kadar perde ardından olmaksızın kimseyle konuşmamıştır. Babanla perdesiz ve elçisiz olarak konuştu ve ona şöyle buyurdu: 'Ey kulum! Benden ne istersen iste, sana vereyim'. Baban da 'Ey Rabbim! Beni diriltmeni ve ikinci defa senin uğrunda şehid edilmeyi dilerim' dedi. Bunun üzerine Allah Teala 'Ölenlerin bir daha dünyaya dönemeyecekleri hükmüm önceden verilmiştir' buyurdu. Baban da 'Ey Rabbim! O halde dünyada arkamda kalanlara durumumu bildirmeni isterim' dedi. Bunun üzerine Allah Teala şu ayeti indirdi: (Allah uğrunda öldürülenleri sakın ölü sanma. Hakikatte onlar diridirler ve Rableri katında rızıklanmaktadırlar (Ali İmran, 169)."


    Öneri Formu
8440 İM000190 İbn Mâce, Sunne, 13

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Vekî, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah Teala, (savaşta) biri diğerini öldürüp, ikisi de cennete girmeyi hak eden iki kuluna tebessüm eder (onlardan razı olur). Şöyle ki, onlardan biri Allah yolunda çarpışarak şehid düşer. Sonra Allah onu öldüren kimseye hidayet verir, o da Müslüman olur. Sonra o da Allah yolunda cihad eder ve neticede o da şehid olur."


    Öneri Formu
8441 İM000191 İbn Mâce, Sunne, 13

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona da Muhammed b. Münkedir, Câbir b. Abdullah'dan (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: "Babam (Uhud'da) şehit edildiğinde, yüzünün üzerindeki örtüyü açıp ağlamaya başladım. Hz. Peygamber (sav), ağlamama bir şey demediği halde, orada bulunanlar bana engel olmaya çalışıyorlardı. Derken halam Fâtıma da ağlamaya başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) (halama hitaben) 'İster ağla, ister ağlama! Siz onu (defnetmek için) yerinden kaldırıncaya kadar, melekler kanatlarıyla onu gölgelemeye devam etmektedirler' buyurdu." [İbn Cüreyc, 'Bu rivayeti bana İbn Münkedir, ona da Câbir (ra) nakletti' diyerek bu konuda Şu'be'ye mütâbaât etmiştir (rivayetini desteklemiştir).]


    Öneri Formu
9550 B001244 Buhari, Cenaiz, 3

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona da İbn Münkedir, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Uhud günü (şehit olan) babam, müsle yapılmış (organları tahrip edilmiş) bir halde getirilip Rasulullah'ın (sav) önüne bırakıldı. Üzerine bir kumaş parçası örtülmüştü. Örtüyü açmak istediğimde kavmim buna engel oldu. Sonra örtüyü açmak için tekrar yeltendiğimde yine engel oldular. Derken Rasulullah (sav) buyurdu ve örtü açıldı. Bu esnada Hz. Peygamber (sav) bir kadının çığlığı duydu. 'Kimdir bu?' diye sorduğunda, 'Amr'ın kızıdır' veya 'Amr'ın kız kardeşidir' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Niçin ağlıyor ki?' ya da 'Ağlamasın! Zira melekler, ruhu semaya yükselinceye dek kanatlarıyla onu gölgelemektedirler' buyurdu."


    Öneri Formu
9685 B001293 Buhari, Cenaiz, 34