118 Kayıt Bulundu.
Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman; (T) Bize İbnü'l-Müsenna, İbn Beşşar, o ikisine İbn Ebu Adî, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Zürâre, ona da Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Bize Said b. Mansûr, Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Ubeyd el-Gubrî -lafız Said'e aittir-, onlara Ebû Avâne, ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Şüphesiz ki Allah, fiilen yapmadıkları ya da telaffuz etmedikleri sürece, gönlünden geçirdikleri şeyler nedeniyle ümmetimi sorumlu tutmayacaktır."
Bize Said b. Mansûr, Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Ubeyd el-Gubarî -lafız Said'e aittir-, onlara Ebû Avâne, ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Ebû Hüreyre, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Şüphesiz ki Allah, fiilen yapmadıkları ya da telaffuz etmedikleri sürece, gönlünden geçirdikleri şeyler nedeniyle ümmetimi sorumlu tutmayacaktır."
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Ubeyd el-Guberî -lafız Said'e aittir-, onlara Ebu Avane, ona Katade, ona Zürâre b. Evfâ, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Allah, fiilen yapmadıkları ya da telaffuz etmedikleri sürece gönlünden geçirdikleri şeyler nedeniyle ümmetimi sorumlu tutmayacaktır."
Bize Haramî b. Hafs, ona Abdulvâhid, ona Umâra, ona Ebu Zür’a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah, kendi yolunda cihada çıkan kimseye ‘Onu evinden çıkaran şey yalnız bana iman ve elçilerimi tasdik ise, nail olacağı ecir ve ganimetle (sağ salim yurduna) geri getireceğim veya cennete koyacağım' diye taahhütte bulunmuştur. Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, hiçbir cihad müfrezesinin arkasından geri kalmazdım. Yemin olsun ki Allah yolunda öldürülüp diriltilmek, ondan sonra öldürülüp diriltilmek, ondan sonra da öldürülmek isterdim!"
Bize Muhammed b. es-Sabbâh, ona İsmail b. Zekeriya, ona Muhammed b. Sûka, ona Nâfi b. Cübeyr b. Mut'im ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) 'Bir ordu Kabe'yi işgal etmek üzere yola çıkar, ancak Beydâ mevkiine geldiklerinde en başından sonuna kadar hepsi yerin dibine geçirilir' buyurdu. Bunun üzerine Âişe der ki: Ben 'ey Allah'ın Rasulü, aralarında ticaret için yola çıkanlar ve onlardan olmayanlar da varken, baştan sona onların hepsi nasıl yerin dibine geçirilir ki?' diye sordum, dedi. Hz. Peygamber şöyle 'Baştan sona onların hepsi yerin dibine geçirilir, sonra kıyamet gününde niyetlerine göre yeniden diriltilirler' buyurdu."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmân, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "At bazısı için sevap kapısıdır. Bazısı için bir örtüdür. Bazısı için de günahtır. At, kendisi için sevap olan kimseye gelince, o kimse atını Allah yolunda kullanır. O kimse atın yularını da uzun tutup çayıra veya bahçeye salmıştır. At uzun yularıyla bu çayırda veya bahçede otlarken onun yediği her ot sahibi için bir sevap olarak yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek tepede koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibine sevap kazandırır. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap olur. İşte bu at sahibi için sevap vesilesidir. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için besleyen, ancak Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için de at bir örtüdür. Atını övünmek, gösteriş yapmak, Müslümanları ezmek için bağlayan kimse için ise bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi: 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir' [Zilzal, 7-8] ayetini okudu."