116 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, ona Süfyan, ona Yahya b. Said el-Ensârî, ona Muhammed b. İbrahim et-Teymî, ona da Alkame b. Vakkas el-Leysî şöyle demiştir: Ömer b. Hattab (ra) minberde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Ameller niyetlere göre değerlendirilir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Her kim erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadın için hicret ederse, onun hicreti hicret etmiş olduğu şeyedir."
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Ziyâd b. Abdullah, ona Mansûr b. Mu'temir, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi günü şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Fetihten sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın." (Tirmizî) der ki: Bu konuda Ebu Said, Abdullah b. Amr ve Abdullah b. Hubşî'den de rivayet vardır. Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi Süfyân es-Sevrî, Mansûr b. Mu'temir'den benzer şekilde aktarmıştır.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لا هجرة بعد الفتح
Amellerin Ancak Niyet Ve İhlâs İle Muteber Olacağına Ve Herkesin Eline Ancak Niyet Ettiği Şeyin Geçeceğine Delîl Olarak Gelen Hadîs Babı Binâenaleyh îmân, abdest, namaz, zekât, hacc, oruç ve bütün beşerî muameleler bu kelâma girmiştir. Çünkü Allah da: "De ki: Herkes kendi şâkilesine göre amel eder... " (el-İsrâ: 17/84) buyurdu. "Şâkilesine göre" demek "niyetine göre" demektir. "Kişinin, sevabını yalnız Allah'tan umarak kendi ailesine yaptığı harcaması da kendisi lehine bir sadakadır" ve keza Peygamber (S): "(Fetihten sonra hicret yoktur) Lâkin cihâd ve niyet vardır" buyurdu
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Âmir b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) şöyle rivayet etmiştir: Veda haccında, ölümcül ağrılar içinde kıvrandığım bir sırada Hz. Peygamber (sav) ziyaretime geldi. O'na; eey Allah'ın Rasulü! Gördüğün gibi ağrılar içinde kıvranıyorum. Ben varlıklı bir insanım. Kızımdan başka da kimim kimsem yok. Servetimin üçte ikisini sadaka olarak versem olur mu dedim. Hz. Peygamber (sav); "olmaz" buyurdu. Ben o zaman yarısını vereyim dedim. Hz. Peygamber (sav); "hayır, üçte birini ver." Üçte biri de çok ya! "Mirasçılarını zengin bırakman, onları başkalarına el açan yoksullar olarak ardında bırakmandan daha iyidir. Allah rızası için yaptığın tüm harcamaların mükafatını alacaksın. Hatta hanımının ağzına koyduğun bir lokmanın bile." Ben; ey Allah'ın Rasulü! Arkadaşlarım birer birer hicret edip giderken, ben burada böyle kalacak mıyım dedim. Bana; "sen Allah'ın rızasını kazanmak için çalıştığın müddetçe, geride kalmış olmayacaksın. Burada kalmandan dolayı, derece ve değerini artırabilirsin. Kim bilir, bu sayede kimileri senden yararlanır, kimileri de zarar görür" buyurdu ve "Allah'ım! Ashabımın hicretlerini tamamlamalarını nasip et. Şu zavallı Sa'd b. Havle dışında kimseyi geriye döndürme" duasında bulundu. [Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav) Mekke'de vefat eden Sa'd için başsağlığı dilemiştir.]
Bize Muhammed b. Dâvûd, ona Muallâ b. Esed, ona Vüheyb b. Hâlid, ona Abdullah b. Tâvûs, ona babası (Tâvûs b. Keysân), ona da Safvân b. Ümeyye şöyle rivayet etmiştir: Ben, “Yâ Rasulullah, cennete sadece muhacirlerin gireceğini söylüyorlar” dedim. Hz. Peygamber (sav) de "Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur, ama cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın" buyurdu.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyân, ona Mansûr, ona Mücahid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbas (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Mekke'nin) fethinden sonra hicret yoktur. Yalnız, cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda savaşa çıkın."
Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsrâîl, ona Mansûr, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Mekke'nin fethi gününde Hz. Peygamber (sav), "Fetihten sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın!" buyurdu.