Giriş

Bize Hasan b. Musa, ona Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona da Nadr b.Enes, şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Erkâm, Harre vakası zamanında, evlatlarından ve kavminden şehit olanlar dolayısıyla, taziye vermek üzere Enes b. Malik'e bir mektup yazdı ve şöyle dedi: Seni Aziz ve Celil Allah'ın bir müjdesiyle müjdeliyorum. Ben Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah'ım, Ensar'ı, evlatlarını, torunlarını, kadınlarını, kadınlarının oğullarını, kadınlarının torunlarını bağışla."


Açıklama: Sahih bir hadistir. Bu ise Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın zayıflığı sebebiyle zayıf bir isnaddır.

    Öneri Formu
68170 HM019514 İbn Hanbel, IV, 370

Bize Yezid, ona Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona da Ebu Bekir b. Enes, şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Erkâm, Harre vakası zamanında, evlatlarından ve kavminden şehit olanlar dolayısıyla, taziye vermek üzere Enes b. Malik'e bir mektup yazdı ve şöyle dedi: Seni Aziz ve Celil Allah'ın bir müjdesiyle müjdeliyorum. Ben Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Allah'ım, Ensar'ı, evlatlarını, torunlarını, kadınlarını, kadınlarının oğullarını, kadınlarının torunlarını bağışla."


Açıklama: Sahih bir hadistir. Bu ise Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın zayıflığı sebebiyle zayıf bir isnaddır.

    Öneri Formu
68250 HM019558 İbn Hanbel, IV, 375

Bize Vekî, ona Hammad b. Seleme, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Mâlik şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) Medine'deki mescidinin yeri, Neccâr oğulları kabilesine aitti. Orada hurma ağaçları ve müşriklerin kabirleri bulunuyordu. Peygamber (sav), o kabileye 'Bu yeri para mukabilinde bana veriniz' buyurdu. Onlar da 'Bu yer için asla para almayız' dediler. Hz. Peygamber (sav), mescidi yapıyor, Sahabe de O'na (malzeme) veriyor, diğer yandan da 'bilmiş olun ki gerçek hayat ahiret hayatıdır. (Allah'ım) Ensâr ve Muhacire mağfiret eyle' beytini söylüyordu. Hz. Peygamber (sav), mescit yapmadan önce namazı vaktine eriştiği yerde kılardı."


    Öneri Formu
52665 HM012202 İbn Hanbel, III, 118

Bize Süleyman b. Davud, ona Şu'be, ona Katâde, ona Nadr b.Enes, ona da Zeyd b. Erkâm'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ım, Ensar'ı, evlatlarını ve torunlarını bağışla."


    Öneri Formu
68152 HM019507 İbn Hanbel, IV, 370

Bize Sureyc b. Nu'man, ona Fuleyh, ona Muhammed b. Abbâd b. Abdullah b. Zübeyir, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü (sav) zamanında güneş tutuldu, bu sırada insanların gürültüsünü işittim, “bu bir işaret” diyorlardı. O gün biz büyük bir korku içindeydik. Üzerime Zübeyir'e ait kadife bir örtü alarak dışarı çıktım ve Âişe’nin yanına girdim. O sırada Allah Rasulü (sav) insanlara namaz kıldırmak için ayakta duruyordu. Âişe'ye “İnsanlara ne oldu?” diye sordum, eliyle gökyüzünü işaret etti. Ben de onlarla birlikte namaz kıldım. Allah Resûlü (sav) ilk secdesini tamamlamıştı. Ardından uzun bir kıyam yaptı. Öyle ki, namaz kılanlardan bazılarının yere serinlemek için su serptiğini gördüm. Sonra uzun bir rükû yaptı. Ardından secdeye gitmeden tekrar ayağa kalktı ve yine uzun ama bir öncekinden daha kısa bir kıyam yaptı. Ardından yine uzun ama bir öncekinden daha kısa bir rükû yaptı. Sonra secde etti. Sonunda selam verdiğinde güneş açılmıştı. Sonra minbere çıktı ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar ne bir kimsenin ölümü ne de doğumu için tutulurlar. Böyle bir şey gördüğünüzde hemen namaza, sadakaya ve Allah’ı zikretmeye yönelin." "Ey insanlar! Şu bulunduğum yerde bana gösterilmemiş hiçbir şey kalmadı. Şüphesiz bana kabirde imtihan edildiğiniz de gösterildi. Kişiye, ‘sen ne diyordun? Kime ibadet ediyordun?’ diye sorulacak. Eğer kişi ‘bilmiyorum, insanlar bir şey diyordu ben de dedim, bir şey yapıyorlardı ben de yaptım’ derse, ona ‘şüphe üzere yaşadın, şüphe üzere öldün. İşte cehennemdeki yerin’ denilecek. Eğer kişi ‘şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah’ın Rasulüdür’ derse, ona da ‘tereddütsüz bir iman üzere yaşadın, tereddütsüz bir iman üzere öldün. İşte cennetteki yerin’ denilecektir." Sonra Allah Rasulü 'ben, dolunay gecesindeki ay gibi cennete giren elli ya da yetmiş bin kişiyi gördüm' buyurdu. O sırada bir adam kalkıp, 'Allah’a dua et de beni de onlardan yapsın' dedi. Allah Rasulü (sav): 'Allah’ım, onu da onlardan eyle!' buyurdu. Sonra 'Ey insanlar! Ben buradan inmediğim müddetçe bana sorduğunuz her şeyi haber veririm' dedi. Bir adam kalktı ve 'benim babam kim?' dedi. Peygamber (sav): 'Senin baban falan kişidir' buyurarak onun nispet edildiği kişiyi söyledi."


    Öneri Formu
75747 HM027532 İbn Hanbel, VI, 353

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be ve Haccâc, onlara Katâde, ona Nadr b.Enes, ona da Zeyd b. Erkâm'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ım, Ensar'ı, evlatlarını ve torunlarını bağışla."


    Öneri Formu
68227 HM019537 İbn Hanbel, IV, 372

Bize Muâz, ona İbn Avn, ona Hasan, ona annesi, ona da Ümmü Seleme şöyle demiştir: "Hiç unutmuyorum, Hendek günü Hz. Peygamber (sav), göğsü toz toprak içinde, bir yandan (mescidi inşa eden sahabeye) kerpiç veriyor, bir yandan da 'Allah'ım, gerçek hayır, ahiret hayrıdır. Sen Ensâr'a ve Muhâcire mağfiret eyle.' diyordu. Râvi der ki: Bu sırada Ammar geldi ve Hz. Peygamber (sav) onu görünce 'eyvah olsun sana Sümeyye'nin oğlu, seni azgın bir topluluk öldürecek' buyurdu." [Ravi der ki: Ben bu hadisi Muhammed'e rivayet ettim, bunun üzerine bana “annesinden mi? Annesi Hz. Peygamber'in hanımlarının yanına rahatça girerdi” dedi.]


    Öneri Formu
76631 HM027215 İbn Hanbel, VI, 315

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Peygamber (sav) Hâlid b. Velîd'i -sanıyorum- Cezîme oğulları kabilesi üzerine gön­derdi ve onları İslam'a davet etti. Onlar “Müslüman olduk (أَسْلَمْنَا)” kelimesini iyi söyleyemedikleri için (Müslüman olduklarını ifade etmek üzere, şirki kast ederek) “biz dinden çıktık, biz dinden çıktık (صَبَأْنَا صَبَأْنَا)” demeye başladılar. Ancak Hâlid (dediklerini anlamadığı için) bunlardan bir kısmını öldürmeğe, bir kısmını da esir etmeye başladı ve her birimize esirini verdi. Ertesi gün olunca bize esirlerimizi öldürmemizi emretti. İbn Ömer der ki: Bunun üzerine ben “Vallahi ben ve arkadaşlarımdan hiçbiri esirini öldürmeyecek” dedim. Hz. Peygamber'e (sav) geldik, kendisine Halid'in yaptığı anlatıldı. Bunun üzerine Hz. Peygamber ellerini kaldırıp "Allah'ım, ben Halid'in işlediği bu cürümden beri olduğumu sana bildiriyorum. Allah'ım, ben Halid'in işlediği bu cürümden beri olduğumu sana bildiriyorum" buyurdu.


    Öneri Formu
85646 MA018721 Musannef-i Abdurrezzak, X, 174


    Öneri Formu
88899 MA020382 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 223


    Öneri Formu
139939 BS003172 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 264