Giriş

Bize Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî, ona Davud Mescidi'nin imamı Mesleme b. Alkame el-Mâzinî, ona Şa'bî, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Temîm oğulları hakkında söylediği üç şeyi duyduktan sonra onlara olan sevgim daim oldu. Ebu Hureyre bu manadaki hadisin devamını zikretmiş, ancak hadisinde "onlar fitneler karşısında, insanların en güçlü duranı idi" demiş "Deccâl" ifadesini kullanmamıştır.


Açıklama: Hadisin tamamı için B004366 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
8002 M006453 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 198

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Peygamber (sav) Ma­ûne Kuyusu yanında sahabîlerini öldüren kimseler aleyhine otuz sa­bah beddua etti. O zaman Peygamber (sav) Allah'a ve Rasulü'ne isyan eden Rı'l, Lıhyân ve Usayya kabilelerine beddua ederdi. Enes der ki: Yüce Allah, Peygamberi için, Maûne Kuyusunda öldürülen sahabîler hakkında ayet indirdi ve daha sonra lafzı Kur'an'dan kaldırılıncaya ka­dar biz "kavmimize tebliğ ediniz ki, bizler Rabbimize kavuş­tuk, Rabbimiz bizden hoşnut olmuş, biz de O'ndan hoşnut olmu­şuzdur" ayetini okurduk.


    Öneri Formu
31328 B004095 Buhari, Megâzî, 28

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir: Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman bana bildir" buyurdu. Ben hurma mahsulünü kaldırdığımda Rasulullah'a (sav) gelip haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti sonra "alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, on üç vesk hurma arttı. Rasulullah'a (sav) olanları anlattım, gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler.


    Öneri Formu
29715 N003670 Nesai, Vesâyâ, 4

Bana İbrahim b. Münzir, ona İbn Ebu Füdeyk, ona İbn Ebu Zi'b, ona el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'e (sav) “ey Allah'ın Rasulü, Sen'den birçok hadis işittim, ama onları unutuyorum” dedim. Rasulullah (sav) "cübbeni yere ser" buyurdu. Ben de serdim. Hz. Peygamber (sav) eliyle bir şeyi avuçlar gibi yapıp cübbenin içine attı, sonra "topla" buyurdu. Ben cübbemi topladım, ve ondan sonra artık hiçbir hadisi unut­madım.


    Öneri Formu
34536 B003648 Buhari, Menakıb, 28

Bize Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Müşriklerin reisi Âmir b. Tufeyl Peygamber'e gelip, “ya köylüler sana, şehirliler bana tabi olur, yahut hepsi senin olur ama ben senin halefin olurum, yahut ben Gatafân ahalisinden bin doru atlı, bin de doru kısraklı süvari ile sana hücum ederim” diyerek Peygamber'e (sav) üç seçenek sunması üzerine Peygamber (sav), Enes'in dayısı ve Ümmü Süleym'in kardeşi olan (Haram ibn Mılhân'ı) yetmiş süvari içinde Âmir oğullarına gönder­di. Ümmü Fulan'ın evinde veba hastalığına yakalanan ve boynunda hıyara benzer bir şiş ortaya çıkan Âmir “Deve vebasına benzer bir şişlik. Hem de falan aileden bir kadının evinde” diye hayıflandı ve “getirin atımı” dedi, sonra da atının sırtında öldü. Ümmü Suleym'in erkek kardeşi Haram, beraberinde aksak bir adam ve bir de Benû Fulan'dan adam olduğu halde gittiler. Haram iki arkadaşına “ben, Âmir oğullarının yanına varıncaya kadar yakınımda olun. Eğer onlar bana âmân verirlerse, siz zaten yakındasınız. Yok beni öldürürlerse, siz hemen koşup arkadaşlarınıza haber verirsiniz” dedi, ardından Amir'in kavmine “Rasulullah'ın (sav) mesajını ulaştırmam için bana âmân verir misiniz?” diyerek onlarla konuşmaya başladı. Bu arada, onlar, içlerinden birine işaret verdiler, o da Harâm'ın arkasından dolanarak ona mızrağını sapladı. Hemmâm der ki: Zannederim, saplayan kişi, mızrağı Ha­râm'ın sırtından vurup göğsünden dışarı çıkardı. Darbeyi alan Haram “Allâhu ekber Allâhu Ekber, Kâbe'nin Rabbine yemin ederim ki, ben ka­zandım” diye haykırdı. Ardından Harâm'ın diğer arkadaşına yetişip öldürdüler. Bir dağın tepesinde olan, sakat adam hariç hepsini öldürdüler. Bunun üzerine Allah, daha sonra neshedilen "Bizler muhakkak Rabbimize kavuştuk. O bizden hoşnut oldu, bizi de hoşnut etti" ayetini indirdi ve Peygamber (sav), Al­lah'a ve Rasulü'ne isyan eden Rı'l, Zekvân, Lıhyân oğulları ve Usayya kabileleri aleyhine otuz sabah beddua etti


    Öneri Formu
31319 B004091 Buhari, Megâzî, 28

Bize Humeydî, ona Süfyân, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Kureyş İslam'a girmekte ağır davranınca Hz. Peygamber (sav) "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Bunun üzerine onları her şeyi kökünden silip gideren öyle bir kıtlık vurdu ki kemik yemek zorunda bile kaldılar. Hatta kişi göğe bakar ve kendisiyle gök arasında duman gibi bir şey gör­meğe başlardı. Allah "O hâlde semanın aşikâr bir duman getireceği günü gözetle" buyurdu. Yine Allah: "Biz bu azabı biraz kaldıracağız. Fakat siz hiç şüphe yok ki, tekrar (şirke geri) döneceksiniz" (Duhân, 10-16) buyurdu. İbn Mesud der ki: Azap, Kıyamet günü (olsaydı eğer) onlardan hiç kaldırılır mıydı? Duhân (الدُّخَانُ) da Batşe (الْبَطْشَةُ) de (bu dünyada) olmuş bitmiştir


    Öneri Formu
32119 B004693 Buhari, Tefsir, (Yûsuf) 4

Bize Müsedded, ona Abdülvâris, ona Halid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz.Peygamber (sav) beni bağrına bastı ve "Allah'ım, ona hikmeti öğret" diye bana dua etti. Bize Ebu Ma'mer, ona da Abdülvâris bu hadisi "Allah'ım, ona Kitabı öğret" şeklinde rivayet etmiştir. Bize Musa, ona Vuheyb, ona da Hâlid el-Hazzâ bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
280794 B003756-2 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 24

Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti. Mescide girdiğinde “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “Sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ, Ebu Huzeyfe'yi kast ederek “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Alkame der ki: Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ, Ammâr'ı kast ederek “Allah'ın Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde (şeytandan) kur­tardığı kimse sizin içi­nizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “Evet” dedim. Ebu Derdâ “Peygamber'in (sav) misvakını taşıyan veya mahremine muttali olan kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ “Abdullah b. Mes'ûd "ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Ben “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okuyor” dedim. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten caydıracaklardı” dedi .


    Öneri Formu
34803 B003743 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 20

Bize Müsedded, ona Abdülvâris, ona Halid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz.Peygamber (sav) beni bağrına bastı ve "Allah'ım, ona hikmeti öğret" diye bana dua etti. Bize Ebu Ma'mer, ona da Abdülvâris bu hadisi "Allah'ım, ona Kitabı öğret" şeklinde rivayet etmiştir. Bize Musa, ona Vuheyb, ona da Hâlid el-Hazzâ bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
280795 B003756-3 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 24


    Öneri Formu
5661 M001557 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 307