Giriş

Bize Yahya b. Cafer, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivaet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah, Adem’i kendi sureti üzere yarattı. Boyu altmış zira‘ idi. Onu yarattığında kendisine; 'Git, şu oturmakta olan melek gurubuna selam ver. Sana nasıl karşılık vereceklerini dinle. O selam, senin ve zürriyetinin selamı olacaktır' buyurdu. Bunun üzerine Adem gidip; 'es-Selâmu aleyküm' diye selam verdi. Melekler, 'es-Selâmu aleyke ve rahmetullâh' dediler. Selamlarında 've rahmetullâh' ifadesini eklediler. Cennete giren herkes, Adem'in suretinde olacaktır. İnsanlar o günden bu yana kısalarak geldiler."


Açıklama: Güvenlik ve esenlik manasına gelen, rahmet ve bereket duası olan selam, insanlarla kurulacak olan güzel ilişkinin ilk adımıdır. Cenâb-ı Hakk'ın Âdem'i yarattığında ilk olarak ona âdâbı muaşeret ve insanlarla güzel ilişki kurmanın ilk adımını öğretmiş olması önemli görülmelidir. 'Kendi sureti' ifadesindeki zamirin mercii konusunda iki görüş vardır: 1- Zamir Allah'a râcididr, dolayısıyla cümle, Âdem'i Allah kendi sûretinde yarattı manasına gelir. Bu durumda buradaki "sûret" lafzını sıfat diye anlamak gerekir; yani Allah Âdemi, hayat, ilim, semi, basar gibi kendisinde kâmil manada bulunan bazı sıfatları nâkıs manada olmak üzere Âdem'e de verdi demektir. Bu ibare teşrîf manasına da gelir; yani Allah Âdem'i mahlukatın en şereflisi olarak yaratmış ve onu üstün niteliklerle donatmıştır. 2- Zamir Âdem'e râcidir, buna göre de Allah Adem'i Adem sûretinde, insanların dünyada yaşadıkları sûrette yarattı demektir.Yani Âdem'i yaşayıp vefat ettiği sûrette yaratmıştır, dünyada şekil değiştirmemiştir. Cennetteki sûreti ile dünyadaki sûreti aynıdır. Onun nesli de boy-pos ve güzellik itibariyle aslî sûretlerinde cennete gireceklerdir. Bu hadîsin vurûd sebebi olarak İbn Hamza, el-Beyan ve't-ta'rîf adlı eserinde şöyle bir rivayet kaydeder: "Bir adam kölesini dövüyordu, Hz. Peygamber onu görünce, kendisini azarladı ve; 'Allah Âdem'i de onun sûretinde yarattı' buyurdu." Yani Allah Âdem'i de, senin dövdüğün köle sûretinde yarattı, buyurmuştur. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ عَلَى صُورَتِهِ

    Öneri Formu
22114 B006227 Buhari, İsti'zan, 1

Bize Muhammed b. Mukâtil Ebu Hasan, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Küçükler büyüklere, yoldan geçenler oturmakta olanlara, sayıca az olanlar kendilerinden kalabalık olanlara selam verirler."


    Öneri Formu
22123 B006231 Buhari, İsti'zan, 4

Bize Muhammed, ona Mahled, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Abdurrahman b. Zeyd'in azadlı kölesi Sabit, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resulullah şöyle buyurdu: "Binek üzerindeki yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olanlar, kendilerinden sayıca çok olanlara selam vermelidir."


    Öneri Formu
22126 B006232 Buhari, İsti'zan, 5

Bize İshak b. İbrahim, ona Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Abdurrahman b. Zeyd'in azatlısı Sabit, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Binek üzerindekiler yürüyenlere; yü­rüyenler oturanlara; sayıca az olanlar kendilerinden kalabalık olanlara selam verirler."


    Öneri Formu
22130 B006233 Buhari, İsti'zan, 6

Bize Ma'mer, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona da babası (Ebu Salih es-Semmân), Ebu Hureyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yolda müşriklerle karşılaştığınız zaman, Onlara selam vermeyi önce siz başlatmayın ve onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın."


    Öneri Formu
87411 MA019457 Musannef-i Abdurrezzak, X, 391

Bize Ebu Bişr el-Vâsıtî, ona Halid b. Abdullah, ona Süheyl (b. Ebu Salih), ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona da Hz. Aişe şöyle haber vermiştir: Bir Yahudi Hz. Peygamber'in huzuruna girdi ve 'es-Sâmu aleyke (ölüm senin üzerine olsun)' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Ve aleyke (senin üzerine olsun)' buyurdu. Hz. Aişe, 'ben hemen söze girmeye yeltendim ama Hz. Peygamber'in (sav) bundan hoşlanmayacağını bildiğim için sustum,' dedi. Sonra başka bir Yahudi geldi ve 'es-Sâmu aleyke (Ölüm senin üzerine olsun)' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ve aleyke (Senin üzerine olsun' buyurdu. Hz. Aişe yine konuşmaya yeltendiğini ancak Hz. Peygamber'in (sav) bunu hoş görmeyeceğini bildiği için sustuğunu söyledi. Sonra bir üçüncü Yahudi daha geldi ve o da, 'es-Sâmû aleyke (Ölüm senin üzerine olsun)' deyince, (Hz. Aişe şöyle demiştir:) 'Ben de dayanamadım ve 'Aleyke's-sâmü ve ğadabullah! (Ölüm senin üzerine olsun; Allah'ın gazabı da!) Sizi maymunların ve hınzırların kardeşleri. Allah'ın (cc) Rasulü'nü (sav) Allah'ın selamlamadığı bir şekilde mi selamlıyorsunuz?' dedim.' Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah çirkin işi ve kötü sözü sevmez. Onlar bir söz söyledi; biz de onlara sözlerini (aynen) iade ettik. Yahudiler haset bir kavimdir. Şüphesiz onlar, selamlaşma ve (imamın arkasında topluca) 'âmîn' (dememiz) konusunda bizi kıskandıkları kadar başka hiçbir şeyi kıskanmazlar." buyurdu.


    Öneri Formu


Açıklama: Metinde geçen Muhammed adlı ravi İbn Sîrîn'dir.

    Öneri Formu

Bize Muhammed b. el-Müsenna el-Anezî, ona İbn Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Humeyd b. Hilaâl, ona Abdullah b. es-Samit'in rivayet ettiğine göre Ebu Zer (ra); ey kardeşimin oğlu! Hz. Peygamber'in gönderilmesinden önce iki sene namaz kıldım demişti. Ben de öyleyse o zaman nereye dönüyordun diye sordum. Allah'ın beni döndürdüğü yere diye cevap verdi. Hadisi Süleyman b. el-Muğîra'nın anlattığı gibi anlattı. Hadiste şunları da söyledi: Bunun üzerine ikisi kahinlerden birine gittiler. Kardeşim Üneys ona galip gelene kadar kahini methetmeye devam etti. Bunun üzerine onun develerine alıp kendi develerimize kattık. Hadisinde şunu da söyledi: Hz. Peygamber (sav) geldi, Kabe'yi tavaf etti ve makamın arkasında iki rekat namaz kıldı. Onun yanına geldim. Ben ona İslam selamı ile selam veren ilk kişiydim. Dedim ki: es-Selamu aleyke / Selam sana ey Allah'ın Rasulü! Hz. Peygamber; "ve aleyke's-selam / Sana da selam olsun, sen kimsin" buyurdu. Hadisinde şu da bulunmaktadır. "Ne zamandır sen buradasın" diye sordu. On beş gündür dedim. Yine hadiste şu da bulunur: Ebu Bekir şöyle dedi: Bu gecenin misafirliği için onu bana bağışla.


    Öneri Formu
7551 M006361 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 132

Bize İshak b. Mansûr, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etti: “Rasûlullah (sav) mescidin bir köşesinde otururken bir adam mescide girdi, namaz kıldı. Sonra geldi ve Rasûlullah'a (sav) selam verdi. Rasûlullah (sav) ona, “Ve aleyke's-selâm. Sen git, tekrar namazı kıl, çünkü namazı (düzgün) kılmadın” buyurdu. Bunun üzerine adam döndü, tekrar namaz kıldı. Sonra dönüp geldi, yine selâm verdi. Rasûlullah (sav) yine, “Ve aleyke's-selâm. Fakat dön, tekrar namaz kıl, çünkü namazı (düzgün) kılmadın” buyurdu. Adam, ikinci seferde yahut ondan bir sonrakinde; “Yâ Rasûlullah! Bana (namazı doğru kılmayı) öğretir misin?” dedi. Bunun üzerine (Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu; “Namaz kılmak istediğinde önce güzelce abdest al. Sonra kıbleye dön ve iftitah tekbirini al. Sonra, sana kolay gelen yerlerden biraz Kur'ân oku. Sonra, rükû halinde iken tüm vücudun sükûn buluncaya kadar rükû yap. Sonra, ayakta iken tüm bedenin dümdüz olacak şekilde kıyam et. Sonra, secde halinde iken tüm vücudun sükûn buluncaya kadar secde yap. Sonra kalk ve tüm vücudun sükûn buluncaya kadar otur. Sonra, tüm vücudun sükûn buluncaya kadar (ikinci) secdeyi yap. Sonra kalk ve tüm vücudun sükûn buluncaya kadar otur. Sonra, bunu tüm namazında yap.” Ebû Üsame bu hadisin sonunda; “Ayakta iken tüm bedenin dümdüz olana kadar” diye de ekledi.


    Öneri Formu
22167 B006251 Buhari, İsti'zan, 18

Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma’mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah Âdem’i yarattı. Boyu atmış arşın idi. Sonra Allah Teâlâ, Âdem’e, ‘Git! Şu meleklere selam ver! Senin selamına nasıl karşılık vereceklerine iyice kulak ver. Bu selam, senin ve neslinin selam şekli olacak’ dedi. Âdem (as) onlara ‘es-selâmu aleyküm’ dedi. Onlar da ‘es-selâmu aleyke ve rahmetüllâhi’ dediler. ‘ve rahmetüllâhi’ kelimesini ilave ettiler. Cennete giren herkes Âdem’in suretindedir. Ancak yaratılmışların boyu şu ana kadar hep kısalmaya devam etti.


    Öneri Formu
32806 B003326 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 1