Öneri Formu
Hadis Id, No:
7420, M007538
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ فِى قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ ( وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا ) قَالَتْ نَزَلَتْ فِى الْمَرْأَةِ تَكُونُ عِنْدَ الرَّجُلِ فَلَعَلَّهُ أَنْ لاَ يَسْتَكْثِرَ مِنْهَا وَتَكُونُ لَهَا صُحْبَةٌ وَوَلَدٌ فَتَكْرَهُ أَنْ يُفَارِقَهَا فَتَقُولُ لَهُ أَنْتَ فِى حِلٍّ مِنْ شَأْنِى .
Tercemesi:
Bize Ebu Kûreyb, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası, ona da Aişe (r.anha) Allah'ın (ac), 'Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa...'(en-Nisâ, 4/128) ayetinin bir kadın hakkında indiğini şöyle rivayet etti:
Bir adamın nikâhında bir kadın olur, ihtimal odur ki adam o kadınla [kadının yaşlılığından, genç biriyle evlenmek istediğinden veya ahlâkının kötülüğünden dolayı] ilişkisini devam ettirmek istemez. Kadının ise o adamla sohbeti ve çocukları olur bundan dolayı da kocasından ayrılmak istemez ve kadın adama, 'ben [evlilikten kaynaklanan eşler arasındaki kısmet, nafaka gibi] bütün haklarımı sana helal ediyorum', der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tefsîr 7538, /1231
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, muhalaa, bir bedel karşılığında boşama
Kadın, kocasına eziyet etmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18792, İM002014
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ الضَّحَّاكِ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ بَحِيرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ عَنْ كَثِيرِ بْنِ مُرَّةَ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تُؤْذِى امْرَأَةٌ زَوْجَهَا إِلاَّ قَالَتْ زَوْجَتُهُ مِنَ الْحُورِ الْعِينِ لاَ تُؤْذِيهِ قَاتَلَكِ اللَّهُ فَإِنَّمَا هُوَ عِنْدَكِ دَخِيلٌ أَوْشَكَ أَنْ يُفَارِقَكِ إِلَيْنَا » .
Tercemesi:
Bize Abdulvehhab b. Dahhak, ona İsmail b. Ayyâş, ona Bahîr b. Sa'd, ona Halid b. Ma'dân, ona Kesir b. Mürra, ona da Muaz b. Cebel (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"(Müslüman) bir kadın kocasına eziyet ettiğinde, onun (kocasının) hurilerden olan hanımı (bu kadına): Allah canını almasın, adama eziyet etme. Çünkü o, yanında misafirdir (gerçek sahibi sen değilsin), senden ayrılıp yanımıza gelmesi yakındır, der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Nikah 62, /321
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Şecere Kesir b. Mürra el-Hadramî (Kesir b. Mürre)
3. Ebu Abdullah Halid b. Ma'dân el-Kilâ'î (Halid b. Ma'dân b. Ebu Küreyb)
4. Ebu Halid Bahîr b. Sa'd es-Suhûlî (Bahîr b. Sa'd)
5. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
6. Ebu Haris Abdulvehhab b. Dahhak es-Sülemi (Abdulvehhab b. Dahhak b. Eban)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Kadın, kocasına eziyet etmesi
Bize Ebû Bekir Ahmed b. el-Hasan el-Kadî ile Ebû Zekeriya b. Ebî İshak el-Müzekkî, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona er-Rabî' b. Süleyman, ona eş-Şâfiî, ona Yahya b. Süleym, ona Ebû Hâşim İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle anlattı:
"Ben, Müntefik oğullarının Rasûlullah'a (sav) gönderdiği elçisi -veya Müntefik oğullarının heyeti içinde bulunyor- idim. Hz. Peygamber'e geldik, ama O'nu bulamadık. Hz. Âişe'yi (ra) gördük. Âişe bize, içinde hurma bulunan bir örtü (kınâ') getirdi. -Buradaki kınâ' kelimesi tabak demektir-. Bizim için hazîra (su, kuşbaşı et ve undan yapılan bir yemek) yapılmasını emretti. Yemek yapıldı, sonra yemeği yedik. Çok geçmeden Rasûlullah (sav) da geldi:
"- Bir şeyler yediniz mi? Sizin için bir şeyler yapılması emredildi mi?" diye sordu.
"- Evet" dedik. Çok geçmeden çoban koyun sürüsünü getirdi. Bir kuzunun melediğini gördük. Hz. Peygamber çobana,
"- Ne doğurttun, ey çoban?" diye sordu. Çoban,
"- Dişi bir yavru" dedi. Hz. Peygamber,
"- Onun yerine bize bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve dedi ki:
"- Sakın bunu senin için kestiğimizi sanma! -Burada Hz. Peygamber zannetmek anlamına gelen fiili "tehsebenne" şeklinde değil, "tehsibenne" diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, artık çoğalmasını istemiyoruz. Bu yüzden ne zaman çoban bir yavru doğurtursa, onun yerine bir koyun keseriz."
"- Ey Allah'ın Rasûlü, benim karımın dilinde bir problem var" dedim, yani ağzının bozuk olduğunu söylemek istiyor. Hz. Peygamber,
"- Öyleyse boşa onu!" buyurdu.
"- Ama ondan çocuklarım var ve onun sohbeti iyidir" dedim.
"- Öyleyse ona emret. -Nasihat et demek istiyordu-. Eğer senin için onda bir hayır varsa kabul et, ama sakın câriyeni döver gibi onu dövme!" dedi.
"- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" dedim.
"- Suyu organlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle ve eğer oruçlu değilsen suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
151876, BS14887
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ أَحْمَدُ بْنُ الْحَسَنِ الْقَاضِى وَأَبُو زَكَرِيَّا بْنُ أَبِى إِسْحَاقَ الْمُزَكِّى قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ أَخْبَرَنَا الشَّافِعِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ حَدَّثَنِى أَبُو هَاشِمٍ إِسْمَاعِيلُ بْنُ كَثِيرٍ عَنْ عَاصِمِ بْنِ لَقِيطِ بْنِ صَبْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : كُنْتُ وَفْدَ بَنِى الْمُنْتَفِقِ أَوْ فِى وَفْدِ بَنِى الْمُنْتَفِقِ فَأَتَيْنَاهُ فَلَمْ نُصَادِفْهُ وَصَادَفْنَا عَائِشَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهَا فَأُتِينَا بِقِنَاعٍ فِيهِ تَمْرٌ وَالْقِنَاعُ الطَّبَقُ وَأَمَرَتْ لَنَا بِخَزِيرَةٍ فَصُنِعَتْ ثُمَّ أَكَلْنَا فَلَمْ نَلْبَثْ أَنْ جَاءَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ :« هَلْ أَكَلْتُمْ شَيْئًا هَلْ أُمِرَ لَكُمْ بِشَىْءٍ؟ ». قُلْنَا : نَعَمْ. فَلَمْ نَلْبَثْ أَنْ دَفَعَ الرَّاعِى غَنَمَهُ فَإِذَا بِسَخْلَةٍ تَيْعَرُ فَقَالَ :« هِيهِ يَا فُلاَنُ مَا وَلَّدْتَ؟ ». قَالَ : بَهْمَةً. قَالَ :« فَاذْبَحْ لَنَا مَكَانَهَا شَاةً ». ثُمَّ انْحَرَفَ إِلَىَّ وَقَالَ : لاَ تَحْسِبَنَّ وَلَمْ يَقُلْ لاَ تَحْسَبَنَّ أَنَّا مِنْ أَجْلِكَ ذَبَحْنَاهَا لَنَا غَنَمٌ مِائَةٌ لاَ نُرِيدُ أَنْ تَزِيدَ فَإِذَا وَلَّدَ الرَّاعِى بَهْمَةً ذَبَحْنَا مَكَانَهَا شَاةً. قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِىَ امْرَأَةً فِى لِسَانِهَا شَىْءٌ يَعْنِى الْبَذَاءَ قَالَ :« طَلِّقْهَا ». قُلْتُ : إِنَّ لِى مَنْهَا وَلَدًا وَلَهَا صُحْبَةٌ قَالَ :« فَمُرْهَا يَقُولُ عِظْهَا فَإِنْ يَكُ فِيهَا خَيْرًا فَسَتَقْبَلْ وَلاَ تَضْرِبَنَّ ظَعِينَتَكَ ضَرْبَكَ أُمَيَّتَكَ ». قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنِى عَنِ الْوُضُوءِ؟ قَالَ :« أَسْبِغِ الْوُضُوءَ وَخَلِّلْ بَيْنَ الأَصَابِعِ وَبَالِغْ فِى الاِسْتِنْشَاقِ إِلاَّ أَنْ تَكُونَ صَائِمًا ».
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir Ahmed b. el-Hasan el-Kadî ile Ebû Zekeriya b. Ebî İshak el-Müzekkî, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona er-Rabî' b. Süleyman, ona eş-Şâfiî, ona Yahya b. Süleym, ona Ebû Hâşim İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle anlattı:
"Ben, Müntefik oğullarının Rasûlullah'a (sav) gönderdiği elçisi -veya Müntefik oğullarının heyeti içinde bulunyor- idim. Hz. Peygamber'e geldik, ama O'nu bulamadık. Hz. Âişe'yi (ra) gördük. Âişe bize, içinde hurma bulunan bir örtü (kınâ') getirdi. -Buradaki kınâ' kelimesi tabak demektir-. Bizim için hazîra (su, kuşbaşı et ve undan yapılan bir yemek) yapılmasını emretti. Yemek yapıldı, sonra yemeği yedik. Çok geçmeden Rasûlullah (sav) da geldi:
"- Bir şeyler yediniz mi? Sizin için bir şeyler yapılması emredildi mi?" diye sordu.
"- Evet" dedik. Çok geçmeden çoban koyun sürüsünü getirdi. Bir kuzunun melediğini gördük. Hz. Peygamber çobana,
"- Ne doğurttun, ey çoban?" diye sordu. Çoban,
"- Dişi bir yavru" dedi. Hz. Peygamber,
"- Onun yerine bize bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve dedi ki:
"- Sakın bunu senin için kestiğimizi sanma! -Burada Hz. Peygamber zannetmek anlamına gelen fiili "tehsebenne" şeklinde değil, "tehsibenne" diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, artık çoğalmasını istemiyoruz. Bu yüzden ne zaman çoban bir yavru doğurtursa, onun yerine bir koyun keseriz."
"- Ey Allah'ın Rasûlü, benim karımın dilinde bir problem var" dedim, yani ağzının bozuk olduğunu söylemek istiyor. Hz. Peygamber,
"- Öyleyse boşa onu!" buyurdu.
"- Ama ondan çocuklarım var ve onun sohbeti iyidir" dedim.
"- Öyleyse ona emret. -Nasihat et demek istiyordu-. Eğer senin için onda bir hayır varsa kabul et, ama sakın câriyeni döver gibi onu dövme!" dedi.
"- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" dedim.
"- Suyu organlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle ve eğer oruçlu değilsen suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Kasem ve Nuşûz 14887, 15/144
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. ibn Ebu Razîn Asım b. Ebu Razîn el-Ukaylî (Asım b. Lakît b. Amir b. Sabira)
3. Ebu Haşim İsmail b. Kesir el-Hicazi (İsmail b. Kesir)
4. Yahya b. Süleym et-Taifi (Yahya b. Süleyman)
5. Muhammed b. İdris eş-Şafii (Muhammed b. İdris b. Abbas b. Osman)
6. Rabi' b. Süleyman el-Murâdî (Rabi' b. Süleyman b. Abdülcebbâr b. Kâmil)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Ebu Zekeriyya Yahya b. Ebû İshak en-Nîsâbûrî (Yahya b. İbrahim b. Muhammed b. Yahya b. Sahnûye)
Konular:
Abdest, abdest alırken sakal ve parmak aralarını hilallemek
Abdest, eksiksiz almak gerekir
Hz. Peygamber, cömertliği
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
İkram, ikram etmek, paylaşmak
Kadın, kocasına eziyet etmesi
Kadın, Şiddet, kadına şiddet uygulamak, dövmek
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Açıklama: Tercümedeki ''...(da Allahu telâya)...'' ifadesi için bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 290.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11822, T000360
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ الْحَسَنِ حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ وَاقِدٍ حَدَّثَنَا أَبُو غَالِبٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثَةٌ لاَ تُجَاوِزُ صَلاَتُهُمْ آذَانَهُمُ الْعَبْدُ الآبِقُ حَتَّى يَرْجِعَ وَامْرَأَةٌ بَاتَتْ وَزَوْجُهَا عَلَيْهَا سَاخِطٌ وَإِمَامُ قَوْمٍ وَهُمْ لَهُ كَارِهُونَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَأَبُو غَالِبٍ اسْمُهُ حَزَوَّرٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsmail, ona Ali b. Hasan, ona Hüseyin b. Vâkid, ona Ebu Gâlib, ona da Ebu Ümâme, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Üç kişi (vardır ki), onların namazları kulaklarını aşıp (da Allahu telâya) ulaşmaz: (Sahibine) dönene dek firar eden köle, kocasının kendisine kızgın olduğu halde geceleyen kadın ve kendisini istemedikleri halde bir topluluğun imamı (olan kişi).
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadis, bu tarik ile hasen-garîb bir hadistir. (Senetteki) Ebu Gâlib'in adı, Hazevver'dir.
Açıklama:
Tercümedeki ''...(da Allahu telâya)...'' ifadesi için bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 290.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 149, 2/193
Senetler:
1. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
2. Ebu Galib Hazevver el-Bahili (Said b. Hazevver)
3. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
4. Ebu Abdurrahman Ali b. Hasan el-Abdî (Ali b. Hasan b. Şakîk b. Dinar b. Miş'ab)
5. Muhammed b. İsmail el-Buharî (Muhammed b. İsmail el-Buharî)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Kadın, kocasına eziyet etmesi
Köle, kaçan kölenin namazı ve diğer ibadetleri
KTB, NAMAZ,
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, namazı kabul olmayanlar
Açıklama: Tirmizî'nin hadisin akabinde bulunduğu değerlendirmeler (وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ فِى هَذَا إِذَا كَرِهَ وَاحِدٌ أَوِ اثْنَانِ أَوْ ثَلاَثَةٌ فَلاَ بَأْسَ أَنْ يُصَلِّىَ بِهِمْ حَتَّى يَكْرَهَهُ أَكْثَرُ الْقَوْمِ) tercümeye yansıtılırken, düzgün bir Türkçe ile ifade edebilmek adına birtakım tasarruflarda bulunulmuştur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11819, T000358
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ وَاصِلِ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ الأَسَدِىُّ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ دَلْهَمٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَلاَثَةً رَجُلٌ أَمَّ قَوْمًا وَهُمْ لَهُ كَارِهُونَ وَامْرَأَةٌ بَاتَتْ وَزَوْجُهَا عَلَيْهَا سَاخِطٌ وَرَجُلٌ سَمِعَ حَىَّ عَلَى الْفَلاَحِ ثُمَّ لَمْ يُجِبْ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَطَلْحَةَ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَأَبِى أُمَامَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسٍ لاَ يَصِحُّ لأَنَّهُ قَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَمُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ تَكَلَّمَ فِيهِ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَضَعَّفَهُ وَلَيْسَ بِالْحَافِظِ . وَقَدْ كَرِهَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ يَؤُمَّ الرَّجُلُ قَوْمًا وَهُمْ لَهُ كَارِهُونَ فَإِذَا كَانَ الإِمَامُ غَيْرَ ظَالِمٍ فَإِنَّمَا الإِثْمُ عَلَى مَنْ كَرِهَهُ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ فِى هَذَا إِذَا كَرِهَ وَاحِدٌ أَوِ اثْنَانِ أَوْ ثَلاَثَةٌ فَلاَ بَأْسَ أَنْ يُصَلِّىَ بِهِمْ حَتَّى يَكْرَهَهُ أَكْثَرُ الْقَوْمِ .
Tercemesi:
Bize Abdüla'lâ b. Vâsıl b. Abdüla'lâ el-Kûfî, ona Muhammed b. Kasım el-Esedî, ona Fadl b. Delhem, ona Hasan, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) üç (sınıf insana); kendisini istemeyen bir topluluğa imam olana, kocası kendisine öfkeli olduğu halde geceleyen kadına ve ''hayye 'ale'l-felâh'' (nidâsını) işitip sonra da icabet etmeyen adama lanet etti.
Bu konuda İbn Abbas, Talha, Abdullah b. Amr ve Ebu Ümâme'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Enes hadisi sahih değildir. Çünkü bu hadis Hasan vasıtasıyla Hz. Peygamber (s.)'den mürsel olarak rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ahmed b. Hanbel, Muhammed b. Kasım'ı tenkit edip zayıf saymıştır ki (Muhammed), ''hâfız'' değildir. İlim ehlinden bir kısım, kişinin, kendisini istemeyen bir topluluğa imam olmasını kerih görmüşlerdir. (Ancak), imam zalim bir kimse olmadığında günah, (imamdan) hoşlanmayanadır. Ahmed (b. Hanbel) ve İshak (b. Râhûye) bu konuda, ''topluluğun büyük çoğunluğu (imamı) istemediği sürece onun, bir, iki ya da üç kişi tarafından istenmemesi onlara namaz kıldırmasında bir sorun teşkil etmez'' demişlerdir.
Açıklama:
Tirmizî'nin hadisin akabinde bulunduğu değerlendirmeler (وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ فِى هَذَا إِذَا كَرِهَ وَاحِدٌ أَوِ اثْنَانِ أَوْ ثَلاَثَةٌ فَلاَ بَأْسَ أَنْ يُصَلِّىَ بِهِمْ حَتَّى يَكْرَهَهُ أَكْثَرُ الْقَوْمِ) tercümeye yansıtılırken, düzgün bir Türkçe ile ifade edebilmek adına birtakım tasarruflarda bulunulmuştur.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 149, 2/191
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Fadl b. Delhem el-Vâsıtî (Fadl b. Delhem)
4. ُEbu İbrahim Muhammed b. Kasım el-Esedi (Muhammed b. Kasım)
5. Abdüla'la b. Vasıl el-Esedi (Abdüla'la b. Vasıl b. Abdüla'la b. Hilal)
Konular:
Hz. Peygamber, sevmediği/lanet ettiği kişiler/grublar
İmamet, Namaz, imamette ehliyet
Kadın, kocasına eziyet etmesi
KTB, NAMAZ,
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs