121 Kayıt Bulundu.
Bize Abdussamed, ona Sâbit, ona Âsım, ona Selmân, ona Şamlı bir adam, ona Cünâde, ona da Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah'ı (sav) hastayken ziyaret etmek üzere huzuruna girdim. O kadar acı çekiyordu ki şiddetini ancak Allah bilir. Akşam üzeri tekrar gittim. Bu sefer rahatlamıştı ve daha iyi görünüyordu. Kendisine 'Sabah yanınıza geldim. O kadar acı çekiyordunuz ki şiddetini ancak Allah bilir, akşam geldim iyileşmişsiniz' dedim. Rasulullah (sav) bana "Ey Ubâde! Cibrîl (as) bana beni iyileştiren bir rukye yaptı. Sana bu rukyeyi öğreteyim mi?" dedi. Ben de elbette dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ın adıyla sana sıkıntı veren her hasetçinin ve gözün kıskançlığından Allah'ın adıyla sana rukye yapıyorum. Sana şifa veren Allah'ın adıyla.' ifadelerini dile getirdi.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.
Bize Kuteybe b. Said ile Ahmed b. Cevvâs el-Hanefî, onlara Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Büreyd b. Ebu Meryem, ona Ebu Havra, ona Hasan b. Ali (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana vitir namazında, -İbn Cevvâs'ın dediğine göre vitrin kunutunda- şu duayı okumamı öğretti: "Ey Allah'ım; hidâyete ulaştırdıklarının arasına beni de kat! Âfiyet verdiğin kişiler arasında bana da âfiyet ver! Gözettiğin kişiler arasına beni de dahil eyle! Lütfettiğin her şeyde benim için bereket kıl! Takdir ettiğin kötülüklerden beni koru! Şüphesiz ki sen takdir edersin, senin takdirine asla karşı gelinmez. Senin gözettiğin kişi asla zelil olmaz. Senin düşman olduğunda asla şeref bulmaz. Ey Rabbimiz, sen çok lütfedicisin, çok yücesin!" [Ebû Davud dedi ki: Ebu'l-Havra'nın adı, Rabî'a b. Şeyban'dır.]
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Abdulaziz b. Ömer, ona Hilâl, ona Ömer b. Abdulaziz, ona İbn Cafer, ona da Esma bt. Umeys (ra) şöyle haber verdi: Rasulullah (sav) bana, "sana sıkıntı esnasında -veya sıkıntıda- okuyacağın birkaç kelime öğreteyim mi? dedi ve Allah, Allah! Ey Rabbim! Ben O'na hiçbir şeyi ortak koşmam," buyurdu. [Ebû Davud dedi ki: Buradaki Hilal, Ömer b. Abdülaziz'in âzâdlısı olan Hilâl'dir. İbn Cafer de Abdullah b. Cafer'dir.]