Giriş

Bize Müemmel, ona Hammad, ona Sabit (b. Eslem) ona da Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: Yahudi bir çocuk Hz. Peygamber’e abdest suyunu getirir ve ayakkablarını verirdi. (Bir gün hastalanınca) Hz. Peygamber (sav) (çocuğu evinde ziyaret etmek için) yanına girdi. Çocuğun babası baş ucunda oturuyordu. Hz. Peygamber (çocuğa hitaben) “Ey Filanca! Lâ ilâhe illallah de” dedi. Çocuk babasına baktı. Babası da suskun kaldı. Hz. Peygamber terkar aynı sözü söyledi. Çocuk yine babasına baktı. (Bu kez) babası “Ebü’l-Kâsım ne diyorsa yap” dedi. Çocuk “eşhedü en lâ ilâhe illallah ve enneke rasulullah” (Allah’tan başka ilah olmadığına ve senin Allah’ın elçisi olduğuna şehadet ederim) dedi. Hz. Peygamber çocuğun yanından çıkarken “Bu çocuğun (cehennem) ateşinden çıkmasına beni vesile kılan Allah’a hamd ederim” diyordu.


Açıklama: Hadis, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bulûğa erinceye kadar çocukların sorumluluğunun olmadığını ve bu nedenle günahları nedeniyle hesaba çekilmeyeceklerini, yine her çocuğun fıtrat üzerine doğduğunu bildiren sahih hadisleri ışığında değerlendirilmelidir. Dolayısıyla hadis, bahsedilen çocuğun bulûğa ermiş olduğu şeklinde anlaşılmalıdır.

    Öneri Formu
61331 HM012823 İbn Hanbel, III, 175

Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebû Hâlid el-Ahmer, ona da Humeyd, Enes b. Mâlik (r.a)'den rivayet etti: "Biz henüz çocukken Resûlüllah (s.a.v) yanımıza geldi ve bize selâm verdi. Sonra beni bir işe gönderdi. Ben ona dönünceye kadar da beni beklemek üzere yolda oturdu." (Enes) dedi ki: "Bu yüzden ben (annem) Ümmü Süleym'in yanına geç gittim. Bunun üzerine bana: -Seni ne alıkoydu (da geciktin)? dedi. Ben de: -Peygamber (s.a.v) beni bir işe gönderdi (onun için geciktim), dedim. O da: —Nedir o (iş)? dedi. Ben de: —O bir sırdır (söyleyemem), dedim. Annem: —Resûlüllah (s.a.v)'ın sırrını (iyi) muhafaza et (kimseye söyleme), dedi."


Açıklama: İnsan ve vasıtaların gelip geçtiği işlek yollar üzerinde oturulmasını Hz. Peygamber (s.a.v.) hoş gör­memişler ve yollar üzerinde oturulmamasını istemişlerdir. Oturmak mecbu­riyetinde kalınca da, selamlaşmayı terketmeyerek, gelip-geçişi daralt­mayacak, başkasına engel olmayacak ve harama düşmeyecek şekilde otu­rulmasına müsaade etmişlerdir. Burada kendilerinin bizzat oturuşu, ya yo­lun trafiği olmayışından, ya da E n e s'in başka yerde Peygamberi arama­sına mahal bırakmak istemeyişinden olsa gerektir.

    Öneri Formu
166143 EM001139 Buhari, Edebü'l-Müfred, 536


    Öneri Formu
31516 İM003332 İbn Mâce, Et'ime, 41


    Öneri Formu
91957 MA006942 Musannef-i Abdurrezzak, IV, 51


    Öneri Formu
62696 HM016173 İbn Hanbel, III, 501


    Öneri Formu
86732 MA015971 Musannef-i Abdurrezzak, VIII, 479


    Öneri Formu
89478 MA020544 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 281


    Öneri Formu
90814 MA017942 Musannef-i Abdurrezzak, IX, 442


    Öneri Formu
90822 MA017946 Musannef-i Abdurrezzak, IX, 443


    Öneri Formu
90824 MA017947 Musannef-i Abdurrezzak, IX, 443