87 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Hâlid b. Hâris, ona Şu’be, ona Süleyman el-A'meş, ona Zekvân, ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim kendini bir dağdan aşağı atıp da intihar ederse, o kimse cehennem ateşi içinde sonsuza kadar kendisini yüksekten aşağıya atar durur. Her kim zehir içerek kendisini öldürürse, o kimse de cehennem ateşi içinde sonsuza kadar elindeki zehiri içip durur. Her kim de kendisini bir demir parçası ile öldürürse cehennem ateşi içinde elindeki demirle sonsuza kadar karnını deşer durur."
Açıklama: Cezalandırmadaki sonsuzluk vurgusu, sadece Ebu Hureyre'den gelen rivayette yer almaktadır. Hayber'de kahramanlığını göstermek için savaş meydanında çaba sarf eden bir münafık hakkındaki "Cehennemlik" vurgusu rivayette olgu ile ilişkilendirilerek genelleştirilmiştir.
Bize Süleyman Ebu Rabi’, ona İsmail b. Cafer, ona Nâfi b. Malik b. Ebu Amir Ebu Süheyl, ona babası (Malik b. Ebu Amir), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler; vadettiğinde sözünde durmaz; kendisine bir şey emanet edildiğinde de hıyanet eder."
Bize Ebu Küreyb, ona Halef b. Eyyub el-Âmirî, ona Avf, ona İbn Sîrîn, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Münafıkta, güzel ahlak ve dinde anlayış sahibi olmak (gibi) iki özellik bir araya gelmez." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, garîb bir hadistir. Bu hadisi, sadece Halef b. Eyyub el-Âmirî denen şeyhin Avf'tan rivayeti olarak biliyoruz. (Bu şeyhten), Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ dışında rivayette bulunanı da, onun durumunu da bilmiyorum.]
Bize Yahya b. Yahya et-Temimî ve Katan b. Nuseyr -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Cafer b. Süleyman, ona Said b. İyas el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Rasulullah'ın (sav) vahiy kâtiplerinden olan Hanzala el-Useyyidî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Bekir benimle karşılaştı 'Nasılsın ey Hanzala' dedi. Ben 'Hanzala münafık oldu' dedim. Ebu Bekir 'Subhanallah! ne diyorsun?' dedi. Ben 'Biz Rasulullah'ın (sav) yanında iken, O bizlere cehennemi ve cenneti adeta gözümüzle görürcesine hatırlatıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) yanından çıktıktan sonra eşlerimizle, çocuklarımızla, işimizle, gücümüzle uğraşıyor ve çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Ebu Bekir 'Vallahi bizler de bunun benzeri durumlarla karşılaşıyoruz' dedi. Bunun üzerine ben ve Ebu Bekir yola koyulduk ve Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdik. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Hanzala münafık oldu' dedim. Rasulullah (sav) 'O ne demek?' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz senin yanında iken bizlere gözlerimizle görürcesine cehennemi ve cenneti hatırlatıyorsun ama senin yanından çıkıp gittiğimizde eşlerimizle, çoluk çocuğumuzla, iş güçle meşgul oluyor ve pek çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Nefsim elinde olana yemin olsun, eğer sizlerin benim yanımdaki ve hatırlattığım zaman öğüt almanızdaki haliniz üzere devam ederseniz yataklarınız üzerinde ve yollarınızda giderken melekler sizlerle tokalaşırdı. Fakat ey Hanzala, (hep böyle olmaz) bazen öyle bazen böyle olur' buyurdu ve (son cümlesini) üç defa tekrar etti."
Bize Süleyman b. Davud Ebu Rabî, ona İsmail b. Cafer, ona Nâfi b. Mâlik b. Ebu Âmir Ebu Süheyl, ona babası, (Malik b. Ebu Âmir) ona da Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, kendisine emanet verildiğinde emanete hainlik eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz"
Bize Kuteybe b. Saîd, ona İsmail b. Cafer, ona Ebu Suheyl Nâfi b. Mâlik b. Ebu Âmir, ona babası (Malik b. Amir), ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yaylan söyler, kendisine emanet bırakıldığı zaman hainlik eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz".