298 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Ali ve Muhammed b. Müsenna, onlara Yahya b. Said (el-Kattân), ona Yahya b. Said (el-Ensârî), ona Ubeydullah b. Zehr, ona Abdullah b. Malik, ona da Ukbe b. Amir şöyle demiştir: Kendisi, Hz. Peygamber'e (sav) yalın ayak yürüyerek ve başı açık bir halde (hacca) gitmeye adak adayan kız kardeşinin durumunu sordu. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurdu: "Ona emrediniz, başını örtsün, (bir bineğe) binsin ve üç gün de oruç tutsun.
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ubeydullah b. Zahr ile Abdullah b. Malik arasında inkita' vardır.
Bize İshâk b. Mansûr, ona Ebu'l-Muğîre, ona Evzâ'î, ona Yahya, ona Ebû Kılâbe, ona Sâbit, ona da Sâbit b. Dahhâk (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her kim yalan yere İslam'dan başka bir dine (mensup olduğuna dair) yemin ederse o dediği gibidir. Kim dünyada kendini bir şeyle öldürürse, kıyamet günü o şeyle ona azap edilir. Kişinin sahip olmadığı şeyle adak yoktur."
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsenna, ona Halid b. Haris, ona Humeyd, ona Sabit, ona da Enes (b. Malik) (ra) şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav), iki oğluna yaslanarak yürümeye çalışan yaşlı bir adamla karşılaştı ve "Bu adama ne oldu?" diye sordu. “Ey Allah'ın Rasulü, o ‘Yürüyeceğim’ diye adakta bulundu” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın bu adamın kendine azap etmesine ihtiyacı yoktur" buyurdu. Enes (ra) “[Hz. Peygamber (sav)] o adama bineğe binmesini emretti” dedi. Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adi, ona Humeyd, ona da Enes [b. Malik (ra)] Hz. Peygamber'in bir adamı gördüğünü söylemiş ve hadisin benzerini zikretmiştir.
Açıklama: Bazı sahabeler ve ilim adamları bu hadiste geçen "Allah'a isyan konusunda adak adanmaz" bölümünde görüş birliği içindedirler. Fakat böyle bir adakta bulunan kimsenin durumu hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı bu adağın yapıldığı takdirde bunun kefaretinin "yeminin kefareti gibi" olacağına dair hükmü kabul ederken aralarında Malik ve Şafiî'nin de bulunduğu diğer bir kısım alim ise böyle bir adamanın kefareti de olmayacağını ifade etmişlerdir.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Malik b. Enes, ona Talha b. Abdülmelik b. El-Eylî, ona Kasım b. Muhammed, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim Allah'a itaat (türünden bir şeyi yapmayı) adarsa (adağını yerine getirerek) ona itaat etsin. Kim de Allah'a isyan (türünden bir şeyi) yapmayı adarsa (adağını yerine getirip de) ona isyan etmesin." Bize Hasan b. Ali el-Hallal (Hasan b. Ali b. Muhammed), ona Abdullah b. Nümeyr (b. Abdullah b. Ebu Hayye), ona Ubeydullah b. Ömer (b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab), ona Talha b. Abdülmelik el-Eylî, ona Kasım b. Muhammed (b. Ebu Bekir es-Sıddık), ona da Aişe (bt. Abdullah b. Osman b. Amir), Rasulullah'tan (sav) benzer bir hadis rivayet etmiştir. Ebu İsa (et-Tirmizî) bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir. Yahya b. Ebu Kesir de bu hadisi Kasım b. Muhammed'den rivayet etmiştir. İçlerinde Rasulullah'ın (sav) ashabının da bulunduğu bazı alimler, rivayette ifade edilen hükmü benimsemişlerdir. Malik ve ve Şafii de aynı görüştedir. Bu alimler şöyle demiştir: "Allah'a isyan türünden bir şeyi yapmayı adarsa (adağını yerine getirip de) Allah'a isyan etmez ve o adaktan dolayı yemin keffareti ödemez."
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Talha b. Abdülmelik b. el-Eylî, ona Kasım b. Muhammed ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kim Allah'a itaat [türünden bir şeyi yapmayı] adarsa [adağını yerine getirerek] O'na itaat etsin. Kim de Allah'a isyan [türünden bir şeyi] yapmayı adarsa [adağını yerine getirip de] O'na isyan etmesin. Bize Hasan b. Ali el-Hallal, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Talha b. Abdülmelik el-Eylî, ona Kasım b. Muhammed ona da Aişe, Rasulullah'tan (sav) benzer bir hadis rivayet etmiştir. Ebu İsa [et-Tirmizî] bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir. Yahya b. Ebu Kesir de bu hadisi Kasım b. Muhammed'den rivayet etmiştir. İçlerinde Rasulullah'ın (sav) ashabının da bulunduğu bazı âlimler, rivayette ifade edilen hükmü benimsemişlerdir. Malik ve ve Şafiî de aynı görüştedir. Bu âlimler şöyle demiştir: '[Kişi] Allah'a isyan türünden bir şeyi yapmayı adarsa (adağını yerine getirip de) Allah'a isyan etmez ve o adaktan dolayı yemin kefareti ödemez.'