100 Kayıt Bulundu.
Bize Bişr b. el-Hakem, ona Heyyâc b. Bessâm el-Absî Ebû Kurre el-Hurasânî –ki kendisini Basra’da gördüm- şöyle dedi: “Yanımızdan geçerken Enes’i gördüm, bizi eliyle selamladı; saçlarına aklar düşmüştü. Ayrıca Hasan’ı gördüm, kâkülünü sarıya boyamıştı, başının üzerinde ise siyah bir sarık vardı”. Esmâ şöyle dedi: “Nebî (s.a.v.) elini kaldırarak kadınlara selam verdi”.
Açıklama: Abraşlık diye tercüme ettiğimiz “vadah” kelimesi, saçın beyazlaması anlamına da gelmektedir (bkz. İbnü'l-Esîr, Nihâye, thk. Ebû Abdurrahmân Salâh b. Muhammed b. Uvayda, Beyrut : Dâru'l-Kütübi'l-ilmiyye, 1418/1997, V, 170.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Ebu Gassân, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl şöyle rivayet etmiştir: "Bizim aramızda bir kadın vardı. Su arklarının yanı başındaki tarlasında pancar yetiştirirdi. Cuma günü geldiğinde pancarların köklerini söker ve bir tencereye koyardı. Üstüne de öğüttüğü arpadan bir avuç katardı. Pazı kökleri iyice pişmiş et yemeği gibi olurdu. Cuma namazından dönünce ona selam verirdik. Kadın da yaptığı yemeği önümüze koyar biz de onun sıyırır yerdik. Kadının bu yemeği için Cuma günü çabuk gelsin diye beklerdik."
Bize Abdullah b. Bekir, ona Humeyd, ona da Enes b. Mâlik aktardı: Allah Rasûlu (s.a.v.) Zeyneb bt. Cahş ile gerdeğe gireceği vakit düğün yemeği verdi. İnsanlar ekmek ve et yiyip doyduktan sonra Allah Rasûlu çıkıp müminlerin annelerinin odalarına gitti. Nitekim o, gerdek gecelerinin sabahında hanımlarının odalarına çıkıp onlara selam verir, dua eder, onlar da selamını alıp kendisine dua ederlerdi. Evine döndüğünde iki kişinin arasında sohbetin sürdüğünü gördü. Onları bu halde görünce eve girmekten vazgeçti. Onlar Peygamber’in (s.a.v.) geri dönüp gittiğini görünce aceleyle oradan kalkıp çıktılar. Enes şöyle dedi: onların çıktıklarını ben mi söyledim yoksa başka bir yolla mı haber aldı, bilmiyorum; Rasûlullah (s.a.v.) geri döndü ve evine girip benimle kendisi arasındaki perdeyi indirdi. Bunun üzerine Hicâb âyeti indirildi.
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Abdurrahim b. Süleyman ve Ya'lâ b. Ubeyd, ona Zekeriyya, ona Şa'bî, ona Ebû Seleme ona Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) ona "Cebrail sana selam söylüyor" buyurmuştu. Ben "Onun üzerine de Allah'ın selamı ve rahmeti olsun" dedim.
Bize Ali b. Münzir el-Kûfî, ona Muhamed b. Fudayl, ona Zekeriyya b. Ebu Zâide, ona Amir eş-Şa'bî, ona Ebu Seleme, ona Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana "Cebrail sana selam söylüyor" dedi. Ben de "Allah'ın rahmeti ve bereketi onun da üzerine olsun." dedim." Bu konuda Nümeyroğullarından bir kişinin babasından, onun da dedesinden bir rivayeti bulunmaktadır. Ebu İsa: Bu hasen sahih bir hadistir. Ayrıca bu hadisi Zührî, Ebû Seleme'den, o da Hz. Aişe'den rivayet etmiştir.
Bize Ebû Saîd, ona İshâk b. Osmân el-Kilâbî Ebû Ya‘kub, ona İsmâil b. Abdurrahmân b. Atıyye e-Ensârî, ona da ninesi Ümmü Atıyye anlattı: Allah Rasûlu (s.a.v.) Medine’ye geldiklerinde ensar kadınlarını bir evde topladıktan sonra Ömer b. el-Hattâb’ı (r.a.) onlara gönderdi. Ömer evin kapısına geldiğinde selam verdi, onlar da selamını aldılar. O: – Ben Allah Rasûlu’nun (s.a.v.) size gönderdiği elçiyim, deyince biz: – Rasûlullah’a da, onun elçisine de merhaba, diye karşılık verdik. O: – Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, el ve ayakları arasında (babasız bir çocuk) peyda edip dünyaya getirmemek, âdâbda ona karşı gelmemek hususunda biat eder misiniz? dedi. Bizler: – Evet, dedik ve ellerimizi evin içinden uzattık. O da evin dışından elini uzattı. Sonra da: – Allah’ım! şahid ol, dedi. Ayrıca bize genç kızlarla hayızlı kadınları bayramlarda (bayram yerlerine) çıkarmamızı emredip, cenazenin arkasından yürümemizi yasakladı. Ayrıca Cuma namazının bize farz olmadığını da sözlerine ekledi. Ben (İsmâil) ona (Ümmü Atıyye) “Âdabda sana (Peygamber'e) karşı gelmeyecekler” (Mümtehine,60, 12) ayetini sordum, o da "Feryâd u figân ederek ölüye ağlamaktan menedildik", diye cevap verdi.
Açıklama: isnadında ömer lafzının zikredilmesi hariç, hadis sahihtir.