333 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Hennad b. Serî, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hazım), ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), Abdullah b. Erkam'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Namaz için kamet getirilmişti. O sırada imam, bir adamı elinden tutarak (cemaate) imamlık yapmak üzere öne geçirdi ve: Rasulullah'ın (sav): "Sizden biri namaza duracağı sırada tuvalet ihtiyacı hissederse önce tuvalet ihtiyacını gidersin." buyurduğunu söyledi. [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Aişe, Ebu Hüreyre, Sevbân ve Ebu Ümâme’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Erkam'ın hadisi, hasen-sahihtir. Malik, Yahya b. Said el-Kattan ve hadis hafızlarından pek çok kişi bu hadisi; Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Abdullah b. Erkam’ın rivayetiyle bu şekliyle nakletmiştir. Yine Veheyb ve daha başka raviler de, Hişam b. Urve, ona babası, başka bir kimse vasıtasıyla Abdullah b. Erkâm’dan rivayet etmiştir. Rasulullah'ın (sav) ashabı ve tabiinden pek çok kimsenin görüşü bu yöndedir. Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir; Onlar şöyle demişlerdir: 'Küçük veya büyük tuvalet ihtiyacı hisseden kimse namaza başlamaz. Namazada iken böyle bir ihtiyaç hissederse, eğer bu durum zihnini meşgul etmiyorsa namazdan çıkmaz.' Bazı âlimler de: 'Küçük veya büyük tuvalet ihtiyacı, namazını etkileyecek kadar zihnini meşgul etmediği sürece, kişinin namaza devam etmesinde bir sakınca yoktur.' demişlerdir.]
Bize İbn Nümeyr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) Bilâl'e (ra) şöyle söylediğini rivâyet etti: "Ya Bilâl! İslâm'da sana fayda vereceğini en çok ümit ettiğin amelini söyle bana. Çünkü bven bu gece cennette senin ayak seslerini kendi önümde duydum." Bilâl dedi ki: "İslâm'da bana fayda vereceğini en çok ümit ettiğim amelim şudur: Ben gece ve gündüz tam olarak temizlenip abdest alırım, sonra bu abdestle Allah'ın benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Bize İshak b. İbrahim ve İbn Haşrem, o ikisine İsa b. Yunus, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) ashabına şöyle diyerek namaz kılmayı öğrettiğini rivayet etmiştir: "İmamdan önce hareket etmeyiniz. O 'Allahu Ekber' dediğinde, siz de tekbir alınız. O 'vele'd-dâllîn' dediğinde, siz de âmin deyiniz. O rükûa varınca, siz de rükûa varın. İmam 'semiallahü limen hamideh' dediğinde de 'Allahumme Rabbenâ leke'l-hamd' deyiniz."
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz ed-Derâverdî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona Ebu Hureyre, Nebi'den (sav) hadisi yukarıdaki hadise yakın olarak rivayet etmiştir. Ancak 'İmam 'Vele’d-dâllîn' derse siz de âmin deyiniz' ibaresinden sonra, 'İmamdan önce de başınızı (secde ve rükûdan) kaldırmayınız' ifadesini eklemiştir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T) Bize Ubeydullah b. Muaz –lafız ona ait olmak üzere- ona babası, ona Şube, ona rivayet ettiğine göre Ya'lâ b. Ata, ona Ebu Alkame, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz imam (müminler için) bir kalkandır. İmam oturarak namaz kıldığında, siz de oturarak kılın. İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde siz de 'Allâhumme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şayet yerdekinin sözü, göktekilerin sözüne denk düşerse, onun geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Ebu Küreyb, ona Süveyd b. Amr el-Kelbi, ona Hammad b. Seleme, ona da Seyyar b. Selame Ebu Minhal, Ebu Berze el-Eslemi'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yatsı namazını gecenin üçte birine kadar ertelerdi. Yatsı namazını kılmadan uyumayı ve onu kıldıktan sonra konuşmayı hoş karşılamazdı. Sabah namazında altmış ile yüz ayet arası kadar (Kur'an) okurdu. Birbirimizin yüzünü tanıyacak kadar aydınlık olduğu zaman (namazdan) çıkardı."
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevârib, ona Yezid b. Zürey', ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namaza başlandığında koşarak gelmeyin. Ancak üzerinizde bir sekinet (varmışçasına) gelin. Yetiştiğinizi kılın; kaçırdığınızı da tamamlayın." [Bu konuda Ebu Katâde, Übey b. Ka'b, Ebu Said, Zeyd b. Sâbit, Câbir ve Enes b. Mâlik'ten de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Mescide yürüme hususunda ilim ehli ihtilaf etmiştir. Onlardan bir kısmı, (kişinin) ilk tekbiri kaçırmasından endişe ettiğinde hızlıca yürümesini benimsemiş, hatta bazılarından ''namaza koşarak gelir'' (görüşü) aktarılmıştır. Bir kısmı da hızlı yürümeyi kerih görmüş; (kişinin) sakin ve vakar üzere yürümesini benimsemiştir ki Ahmed ve İshak bu görüşte olup onlar, ''amel, Ebu Hureyre hadisine göredir'' demişlerdir. (Aynı zamanda) İshak, ''(kişi), ilk tekbiri kaçırmaktan endişe ederse hızlıca yürümesinde bir beis yoktur'' demiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T) Bize Ubeydullah b. Muaz –lafız ona ait olmak üzere- ona babası, ona Şube, ona rivayet ettiğine göre Ya'lâ b. Ata, ona Ebu Alkame, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz imam (müminler için) bir kalkandır. İmam oturarak namaz kıldığında, siz de oturarak kılın. İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde siz de 'Allâhumme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şayet yerdekinin sözü, göktekilerin sözüne denk düşerse, onun geçmiş günahları bağışlanır."
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M000985.