Giriş

Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Yahya -el-Kattan-: (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame ve İbn Nümeyr, hepsine Ubeydullah, ona Nafi', ona İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona aittir-, ona kıraat yoluyla Malik, ona Nafi', ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bize silah doğrultan bizden değildir."


    Öneri Formu
839 M000280 Müslim, İman, 161

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer; (T) Bize Ebu Küreyb ve İshak b. İbrahim, ona Ebu Muaviye, her ikisine el-A'meş, ona Ebu Zabyan, ona Üsame b. Zeyd rivayet etmiştir. Bu İbn Ebu Şeybe'nin hadisidir. Üsame şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Cüheyne kabilesinin Hurakat boyuna sabah baskını yaptık. Bir adam yakaladım. Allah'tan başka ilah yoktur dedi. Ama ben onu öldürdüm. Ama gönlüme bir şüphe düşmüştü. Bunu Hz. Peygamber'e (sav) anlattım. Rasulullah (sav) bana; "o kişi Allah'tan başka ilah yoktur dedi ve sen onu öldürdün mü?" diye sordu. Ben ey Allah'ın Rasulü! Bunu silahtan korktuğu için söyledi dedim. Hz. Peygamber (sav); "kalbini yarıp baktın mı da böyle söylediğini biliyorsun?!" buyurdu. Bu sözü bana o kadar çok söyledi ki, keşke o gün Müslüman olsaydım dedim. Sa'd, vallahi Zü'l-butayn (şiş karınlı) (Üsame) bir müslümanı öldürmeden ben de asla öldüremem dedi. Başka bir adam; Yüce Allah "fitne ortadan kalkana ve din tamamen Allah'a ait olana kadar onlarla savaşın" (Enfâl, 8/39) buyurmadı mı?! diye sordu. Sa'd şöyle karşılık verdi: Biz fitne ortadan kalkana kadar savaştık, sen ve arkadaşların ise fitne çıkana kadar savaştınız.


    Öneri Formu
836 M000277 Müslim, İman, 158

Bize Süleyman b. Harb ve Muhammed b. İsa, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Ebu Esma, ona Sevban'ın dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Allah [veya Rabbim] benim için yer yüzünü dürüp topladı da ben doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı, dünyada benim için dürülüp toparlanan yerlere kadar ulaşacak. Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine verildi. Ben, Rabbimden, ümmetimi, toplu olarak kıtlıkla helak etmemesini, onlara kendileri dışında başka bir düşmanı musallat ederek köklerini kazımamasını istedim. Rabbim de bana şöyle dedi: Ey Muhammed, Ben bir şeyi takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları toplu bir kıtlıkla helak etmeyeceğim. Dünyanın her yerinden düşmanlar onların kökünü kazımak için bir araya toplansalar, onlar birbirlerini yok etmedikçe, birbirlerini esir almadıkça, ben kendileri dışında bir başka bir düşmanı onlara musallat etmeyeceğim. Ben Ümmetim için ancak sapıtıcı liderlerden korkarım. Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi (iç kavgalar çıkınca), artık onlar kıyamet gününe kadar bir daha durmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere katılmadıkça ve yine ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüphesiz, ümmetim içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra da Peygamber yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerine olacaklardır." [Râvi İbn İsa rivayetinde "(ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ) hakkı üstün tutmaya devam edecekler" ifadesini kullandı. Sonra tüm raviler ittifakla] " Muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir." [ifadesini zikrettiler.]


    Öneri Formu
32746 D004252 Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 1

Bize Süleyman b. Harb ve Muhammed b. İsa, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Ebu Esma, ona Sevban'ın dediğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Allah [veya Rabbim] benim için yer yüzünü dürüp topladı da ben doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı, dünyada benim için dürülüp toparlanan yerlere kadar ulaşacak. Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine verildi. Ben, Rabbimden, ümmetimi, toplu olarak kıtlıkla helak etmemesini, onlara kendileri dışında başka bir düşmanı musallat ederek köklerini kazımamasını istedim. Rabbim de bana şöyle dedi: Ey Muhammed, Ben bir şeyi takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları toplu bir kıtlıkla helak etmeyeceğim. Dünyanın her yerinden düşmanlar onların kökünü kazımak için bir araya toplansalar, onlar birbirlerini yok etmedikçe, birbirlerini esir almadıkça, ben kendileri dışında bir başka bir düşmanı onlara musallat etmeyeceğim. Ben Ümmetim için ancak sapıtıcı liderlerden korkarım. Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi (iç kavgalar çıkınca), artık onlar kıyamet gününe kadar bir daha durmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere katılmadıkça ve yine ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüphesiz, ümmetim içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra da Peygamber yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerine olacaklardır." [Râvi İbn İsa rivayetinde "(ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ) hakkı üstün tutmaya devam edecekler" ifadesini kullandı. Sonra tüm raviler ittifakla] " Muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir." [ifadesini zikrettiler.]


    Öneri Formu
275152 D004252-2 Ebu Davud, Fiten ve Melahim, 1


    Öneri Formu
835 M000276 Müslim, İman, 157


    Öneri Formu
838 M000279 Müslim, İman, 160


    Öneri Formu
837 M000278 Müslim, İman, 159


    Öneri Formu
840 M000281 Müslim, İman, 162


    Öneri Formu
841 M000282 Müslim, İman, 163