Giriş

Bize İshâk, ona Şerîk, ona Âsım, ona da Enes, Rasulullah'ın (sav) ona "Ey iki kulaklı!" dediğini nakletmiştir.


Açıklama: mütabileriyle hasendir.

    Öneri Formu
63068 HM013578 İbn Hanbel, III, 243

Bize Esved, ona Şerîk, ona Âsım, ona da Enes, Rasulullah'ın (sav) ona "Ey iki kulaklı!" dediğini nakletmiştir.


Açıklama: mütabileriyle hasendir.

    Öneri Formu
63417 HM013774 İbn Hanbel, III, 261

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtbân b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) gelip ona “gözlerim iyi görmüyor ve (vadiden akan) seller de mescidime gitmeme engel oluyor. Arzu ederim ki siz gelip evimde bir yerde namaz kılsanız, ben de orayı namazgah edinsem” dedim. Rasulullah (sav) "inşallah bunu yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Rasulullah (sav), Ebu Bekir'e uğrayıp onu yanına alarak yürüyüp geldi, izin isteyip içeri girdi ve oturmadan "nerede namaz kılmamı istersin" diye sordu. istediğim yeri ona gösterdim. İtbân der ki: Sonra kendisi için yaptığımız, Hazîr yemeğini yemesi için Hz. Peygamber'i (sav) alıkoyduk. Hz. Peygamber'in geldiğini duyan Vadi ahalisi -yani mahalle halkı- akın akın geldiler, hatta ev doldu. Bir adam “Malik b. Duhşun- ya da Duhayşin nerede?” diye sordu. Başka bir adam “O Allah'ı ve Rasulünü sevmeyen münafığın bir adamdır” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “ey Allah'ın Rasulü, bizler onun sadece münafıkları sevdiğini ve sadece onlarla muhatap olduğunu görüyoruz” dedi. Hz. Peygamber (sav) tekrar "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “peki ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, 'Lâ ilâhe illallah' deyip onunla Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eden kimselere, cehennemin ateşini haram kılmıştır" buyurdu. Mahmud der ki: Ben bunu aralarında Ebu Eyyûb el-Ensârî’nin de bulunduğu bir takım kimselere anlattım. Ebu Eyyûb “Rasulullah’ın (sav) senin söylemiş olduğun şeyi söyleyeceğini asla zannetmiyorum” dedi. Bunun üzerine, ben eğer İtbân b. Malik'e dönersem, mutlaka bunu ona soracağıma ant ettim. Döndüğüm vakit,onu kavmine namaz kıldıran, gözleri görmeyen yaşlı bir zat olarak buldum. Yanına oturdum ve bu hadisi ona sordum, o da bana, o hadisi ilk defa rivayet ettiği gibi rivayet etti. Ma'mer der ki: Zührî bu hadisi rivayet ettiğinde “daha sonra bu konuda farzlar ve emirler indi. Artık kim aldanmamaya gücü yetirirse aldanmasın” derdi.


    Öneri Formu
52455 MA001929 Musannef-i Abdurrezzak, I, 502

Bize, Abdurrezzâk, ona Süfyân, ona Câbir, ona Ebu Nasr, ona da Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini nakletti: "Hz. Peygamber (sav), beni bakla toplarken (gördüğünde) (beni) 'bakla' diye lakaplandırdı."


    Öneri Formu
61044 HM012665 İbn Hanbel, III, 161

Bize Abdullah b. Vâkıd, es-Sevrî, ona da Câbir, ona Ebû Nasr, ona da Enes'in şöyle dediğini nakletti: "Hz. Peygamber (sav) beni bakla toplarken (görünce), beni 'bakla' diye lakaplandırdı."


    Öneri Formu
62851 HM013466 İbn Hanbel, III, 233

Bize Muhammed b. Yahya b. Faris, ona el-Firyabî, ona İsrail (b. Yunus), ona Velid (b. Ebu Hişam), - Ebû Davud şöyle dedi: Züheyr b. Harb -Velid'i babası Ebu Hişam'a nisbet ederdi-, ona Hüseyin b. Muhammed, İsrail (b. Yunus),- bu hadis Velid'in ismini şöyle verdi- ona Velid b. Ebu Hişam, ona Zeyd b. Zâide, ona da Abdullah b. Mesud, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ashabımdan hiç kimse başkası hakkında bana bir şey iletmesin. Zira ben size uğramak için çıktığımda gönül huzuru ile sizin yanınıza çıkmak istiyorum."


    Öneri Formu
279073 D004860-2 Ebu Davud, Edeb, 28

Bize Ali b. Bahr, ona İsâ b. Yûnus, ona Muhammed b. İshak, ona Yezîd b. Muhammed b. Huseym el-Muhâribî, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona Ebu Yezîd Muhammed b. Huseym, ona da Ammar b. Yasir şöyle nakletti: "Ben ve Ali, Zâtü’l-Uşeyre (Uşeyre) Gazvesi'nde birlikteydik. Rasulullah (sav) bu yere vardığında konakladı ve bir süre burada kaldı. Bu sırada Benî Müdlic kabilesinden bazı kimseleri gördük. Onlar, hurmalıklarındaki bir su kaynağında çalışıyorlardı. Ali bana, 'Ey Ebû Yakzân! Bu insanlara gidip nasıl çalıştıklarına bakalım mı?' dedi. Onlara gittik ve bir süre çalışmalarını izledik. Sonra üzerimize bir uyku hali çöktü. Ben ve Ali hurma ağaçlarının arasında, toprak üzerinde yatıp uyuduk. Vallahi, bizi uyandıran Rasulullah (sav) oldu. Ayaklarıyla bizi dürterek uyandırdı ve üzerimize toprak bulaşmış olduğunu gördü. İşte o gün Rasulullah (sav) Ali’ye, üzerindeki toprak nedeniyle, 'Ey Ebu Turâb!' diye hitap etti. Sonra Rasulullah (sav) bize şöyle dedi: 'Size (en asi) iki bedbaht adamı haber vereyim mi?' Biz de 'Evet, ya Rasulallah!' dedik. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Biri, Semûd’un kırmızı tenli adamı, (mucize eseri kayadan çıkan) deveyi kesen kişi; diğeri ise, ey Ali, şu (kafanı işaret ederek) başına vuracak kişi. Öyle ki, bu (başından gelen kan) sakalına kadar ulaşacaktır.'"


Açıklama: يَا أَبَا تُرَابٍ kısmı hariç hadis hasen liğayrihîdir. Bu kısım ise sahihtir. Hadisin isnadı zayıftır. İsnadda cehalet, inkıta ve teferrüd olmak üzere 3 illet vardır.

    Öneri Formu
66655 HM018511 İbn Hanbel, IV, 264

Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Fırâs, ona Âmir, ona Mesrûk, ona da müminlerin annesi Âişe şöyle demiştir: (Ölüm hastalığı esnasında) Peygamber'in bütün kadınları toplu olarak onun yanında bulunuyorduk. Bizden hiçbir kadın ayrı bırakılmış değildi. Fâtıma (as) yürüyerek bize doğru yönelip geldi. Allah'a yemin ederim ki, Fâtıma'nın yürüyüşü tıpkı Rasulullah'ın yürüyüşüne ben­zerdi. Rasulullah (sav), Fâtıma'nın gelişini görünce, onu "merhaba kızım" diye selamla karşıladı. Sonra onu sağ yahut sol yanına oturtup ona gizlice bir şey söyledi. Bunun üzerine Fâtıma hüngür hüngür ağladı. Rasulullah (sav) onun hüznünü görünce, ona ikinci defa gizlice bir şey daha söyledi. Bunun üzerine Fâtıma gülmeye başladı. Kadın­ları arasından ben, Fâtıma'ya hitaben “Rasulullah (sav) biz kadınlar arasından sana gizlice, özel bir şey söyledi. Sonra sen ağlamağa başladın” dedim. Sonra Rasulullah (sav) kalkınca ben Fâtıma'ya “Rasulullah'ın sana gizlice söylediği şey ne idi?” diye sordum. Fâtıma “Ben, Rasulullah'ın gizlice söylediği sırrını ifşa edip yayacak değilim” dedi. Rasulullah (sav) vefat ettiği zaman, yine ben Fâtıma'ya hitaben “ Senin üzerinde bulunan hakkım hatırına o sırrı bana söyle” dedim. Fâtıma “Şimdi evet” dedi ve o sırrı haber verip şöyle dedi: Rasulullah (sav), birinci defasında, Cibril'in her sene bir defa bütün Kur'an'ı kendisiyle mukabele ettiğini söyledi ve "bu sene Cibril Kur'ân'ı benimle iki kere mukabele etti. Bunu da ecelin yaklaşmış olmasından başka bir şey olarak gör­müyorum. Sen Allah'ın emrine boyun bük ve sabret. Çünkü ben senin için ne güzel bir öncüyüm" buyurdu. Bunun üzerine ben o gördü­ğün şekilde ağladım. Rasulullah (sav) benim üzüldüğümü görünce ikinci defa bana gizlice "ey Fâtıma, sen mümin kadınlarının efendisi olmaya razı olmaz mısın" -yahut- "bu ümmetin kadınlarının efendisi ol­maya razı olmaz mısın?" buyurdu


    Öneri Formu
22959 B006285 Buhari, İsti'zan, 43

Bize Vekî, ona Mesûdî, ona Simak, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud, ona da babası (Abdullah b. Mesud) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bizi bir araya topladı. Toplam kırk kişiydik ve en son gelen de bendim. Bize şöyle buyurdu: "Sizler nimetlere kavuşacak, yardım göreceksiniz ve sizlere fetihler nasip olacaktır. Sizden her kim bu günlere ulaşırsa Allah'a karşı hoşnutluğunu dikkate alsın, iyiliği emretsin kötülüğü de yasaklasın. Kim de bile bile benim hakkımda yalan yere hadis uydurursa Cehennemdeki yerini hazırlansın."


    Öneri Formu
53503 HM003694 İbn Hanbel, I, 390


    Öneri Formu
21658 T001784 Tirmizi, Libas, 42