529 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona İbn Tavus (el-Yemanî), ona da babasının (Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Ölüm Meleği, Hz. Musa'ya (as) gönderildi. Melek yanına geldiğinde Hz. Musa, bir tokat atıp onun gözünü çıkardı. Ölüm Meleği, Rabbine geri döndü ve “beni, ölmeyi istemeyen bir kuluna gönderdin” dedi. Allah, ona gözünü geri verdi ve "Git ve ona, elini bir öküzün sırtının üzerine koymasını, elinin örttüğü her bir kıla karşılık kendisine bir yıl verildiğini söyle" buyurdu. Hz. Musa (as), kendisine bu haber ulaşınca "Ey Rabbim, Peki sonra ne olacak?" diye sordu. Allah "sonrası yine ölüm" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Musa "o halde şimdi olsun" dedi ve Allah'tan, kendisini, bir taş atımı mesafe kadar, mukaddes topraklara yaklaştırmasını, oraya yakın bir yere defnedilmesini istedi. Ebu Hureyre der ki: Rasulullah'ın (sav) "eğer orada olsaydım kızıl kum tepesinin yanındaki yolun kenarında bulunan Musa'nın (as) kabrini muhakkak size gösterirdim" buyurmuştur.
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M006149 numaralı hadis.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Davud, ona Ebu Âliye, ona da İbn Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile beraber Mekke ile Medine arasında yolculuk ediyorduk. Bir vadiden geçtik. Hz. Peygamber (sav) 'burası hangi vadi?' diye sordu. 'Ezrak vadisidir' diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (sav) 'sanki Musa'yı (as), görür gibiyim; iki parmağını kulaklarına koymuş, yüksek sesle telbiye getirip Allah’a niyazda bulunarak bu vadiden geçiyor' buyurarak onun ten renginden ve saçının şeklinden bahsetti. [-Ravilerden Davud bu kısmı ezberlememiştir.-] Sonra yolumuza devam ettik ve bir tepeye geldik. 'Bu tepe hangisidir?' diye sordu. 'Herşâ yahut Lift tepesidir' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'sanki Yunus'u (as) görür gibiyim; yuları liften olan kırmızı bir dişi deveye binmiş, üzerinde yünden bir cübbe olduğu halde, telbiye getirerek (Lebbeyk Allahümme Lebbeyk diyerek), bu vadiden geçiyor' buyurdu."
Bize Amr en-Nakıd, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umâra), ona da Ebu Said el-Hudrî; bir Yahudi yüzüne tokat vurulmuş olarak Peygamber'e (sav) geldi dedi ve hadisi Zührî'nin hadisi ile aynı manada rivayet etmiştir. Ancak ravi farklı olarak; "bilemiyorum artık, acaba Musa benden önce mi ayıldı, yoksa Tûr'daki ilk bayılması ile mi yetinildi" ifadesini kullanmıştır.
Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah şöyle demiştir: Peygamber (sav) Huneyn ganimetlerini taksim ettiği zaman Ensâr'dan biri “Peygamber (sav) bu taksimde Allah'ın rızasını gözetmemiştir” dedi. Ben de bu sözü işitince gidip Peygamber'e (sav) haber verdim. Peygamber'in yüzü değişti. Sonra "Allah'ın rahmeti Mûsâ üzerine olsun. Mûsâ bundan daha fazla eziyet görmüştü de yine sabretmişti" buyurdu
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Huneyn günü, Hz. Peygamber (sav) bir takım kimselere (daha fazla ganimet vermeyi) önceledi. Akra'ya yüz deve, Uyeyne'ye ve diğer insanlara da benzer şekilde ganimet verdi. Orada bulunanlardan birisi “bu taksimatta Allah'ın rızası gözetilmemiştir” dedi. Ben de “bu sözleri Hz. Peygamber'e (sav) haber vereceğim” dedim. (ve gelip Hz. Peygamber'e haber verdim). Bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah, Musa'ya rahmet etsin, bundan çok daha fazla sözle ona eziyet edildi, o yine de sabretti" buyurdu.