Açıklama: İsnadı Buhari'nin şartına göre sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41905, HM001916
Hadis:
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
فِي قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ
{ وَمَا جَعَلْنَا الرُّؤْيَا الَّتِي أَرَيْنَاكَ إِلَّا فِتْنَةً لِلنَّاسِ }
قَالَ هِيَ رُؤْيَا عَيْنٍ رَآهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِهِ
Tercemesi:
Açıklama:
İsnadı Buhari'nin şartına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 1916, 1/588
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
Konular:
Mirac, İsra
Açıklama: İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43040, HM002197
Hadis:
حَدَّثَنَا يُونُسُ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَبِي الْعَالِيَةِ حَدَّثَنَا ابْنُ عَمِّ نَبِيِّكُمْ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ
قَالَ نَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَأَيْتُ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِي مُوسَى بْنَ عِمْرَانَ رَجُلًا آدَمَ طُوَالًا جَعْدًا كَأَنَّهُ مِنْ رِجَالِ شَنُوءَةَ وَرَأَيْتُ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلَام مَرْبُوعَ الْخَلْقِ إِلَى الْحُمْرَةِ وَالْبَيَاضِ سَبْطَ الرَّأْسِ
Tercemesi:
Açıklama:
İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2197, 1/648
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Âliye er-Riyâhî (Rüfey' b. Mihrân)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Yunus b. Muhammed el-Müeddib (Yunus b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Mirac, İsra
Peygamberler, Hz. İsa
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21607, N000451
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنَا مَخْلَدٌ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ أَبِى مَالِكٍ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أُتِيتُ بِدَابَّةٍ فَوْقَ الْحِمَارِ وَدُونَ الْبَغْلِ خَطْوُهَا عِنْدَ مُنْتَهَى طَرْفِهَا فَرَكِبْتُ وَمَعِى جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَسِرْتُ فَقَالَ انْزِلْ فَصَلِّ . فَفَعَلْتُ فَقَالَ أَتَدْرِى أَيْنَ صَلَّيْتَ صَلَّيْتَ بِطَيْبَةَ وَإِلَيْهَا الْمُهَاجَرُ ثُمَّ قَالَ انْزِلْ فَصَلِّ . فَصَلَّيْتُ فَقَالَ أَتَدْرِى أَيْنَ صَلَّيْتَ صَلَّيْتَ بِطُورِ سَيْنَاءَ حَيْثُ كَلَّمَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ قَالَ انْزِلْ فَصَلِّ . فَنَزَلْتُ فَصَلَّيْتُ فَقَالَ أَتَدْرِى أَيْنَ صَلَّيْتَ صَلَّيْتَ بِبَيْتِ لَحْمٍ حَيْثُ وُلِدَ عِيسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ . ثُمَّ دَخَلْتُ بَيْتَ الْمَقْدِسِ فَجُمِعَ لِىَ الأَنْبِيَاءُ عَلَيْهِمُ السَّلاَمُ فَقَدَّمَنِى جِبْرِيلُ حَتَّى أَمَمْتُهُمْ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا فَإِذَا فِيهَا آدَمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ الثَّانِيَةِ فَإِذَا فِيهَا ابْنَا الْخَالَةِ عِيسَى وَيَحْيَى عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ الثَّالِثَةِ فَإِذَا فِيهَا يُوسُفُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ الرَّابِعَةِ فَإِذَا فِيهَا هَارُونُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ الْخَامِسَةِ فَإِذَا فِيهَا إِدْرِيسُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ فَإِذَا فِيهَا مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى إِلَى السَّمَاءِ السَّابِعَةِ فَإِذَا فِيهَا إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ثُمَّ صُعِدَ بِى فَوْقَ سَبْعِ سَمَوَاتٍ فَأَتَيْنَا سِدْرَةَ الْمُنْتَهَى فَغَشِيَتْنِى ضَبَابَةٌ فَخَرَرْتُ سَاجِدًا فَقِيلَ لِى إِنِّى يَوْمَ خَلَقْتُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ فَرَضْتُ عَلَيْكَ وَعَلَى أُمَّتِكَ خَمْسِينَ صَلاَةً فَقُمْ بِهَا أَنْتَ وَأُمَّتُكَ . فَرَجَعْتُ إِلَى إِبْرَاهِيمَ فَلَمْ يَسْأَلْنِى عَنْ شَىْءٍ ثُمَّ أَتَيْتُ عَلَى مُوسَى فَقَالَ كَمْ فَرَضَ اللَّهُ عَلَيْكَ وَعَلَى أُمَّتِكَ قُلْتُ خَمْسِينَ صَلاَةً . قَالَ فَإِنَّكَ لاَ تَسْتَطِيعُ أَنْ تَقُومَ بِهَا أَنْتَ وَلاَ أُمَّتُكَ فَارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ التَّخْفِيفَ . فَرَجَعْتُ إِلَى رَبِّى فَخَفَّفَ عَنِّى عَشْرًا ثُمَّ أَتَيْتُ مُوسَى فَأَمَرَنِى بِالرُّجُوعِ فَرَجَعْتُ فَخَفَّفَ عَنِّى عَشْرًا ثُمَّ رُدَّتْ إِلَى خَمْسِ صَلَوَاتٍ . قَالَ فَارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ التَّخْفِيفَ فَإِنَّهُ فَرَضَ عَلَى بَنِى إِسْرَائِيلَ صَلاَتَيْنِ فَمَا قَامُوا بِهِمَا . فَرَجَعْتُ إِلَى رَبِّى عَزَّ وَجَلَّ فَسَأَلْتُهُ التَّخْفِيفَ فَقَالَ إِنِّى يَوْمَ خَلَقْتُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ فَرَضْتُ عَلَيْكَ وَعَلَى أُمَّتِكَ خَمْسِينَ صَلاَةً فَخَمْسٌ بِخَمْسِينَ فَقُمْ بِهَا أَنْتَ وَأُمَّتُكَ . فَعَرَفْتُ أَنَّهَا مِنَ اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى صِرَّى فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَقَالَ ارْجِعْ فَعَرَفْتُ أَنَّهَا مِنَ اللَّهِ صِرَّى - أَىْ حَتْمٌ - فَلَمْ أَرْجِعْ .
Tercemesi:
Bize Amr b. Hişam, ona Mahled, ona Said b. Abdülaziz, ona Yezid b. Ebu Malik, ona da Enes b. Malik’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bana eşekten yüksek, katırdan alçak, adımını gözünün gördüğü son yere atan bir binek getirildi. Beraberimde Cebrail (a.s) olduğu halde bindim ve yola koyuldum. Bana: İn ve namaz kıl, dedi. Ben de onun dediğini yaptım, sonra: Nerede namaz kıldığını biliyor musun? Sen Taybe’de namaz kıldın ve hicret edeceğin yer burasıdır, dedi. Daha sonra tekrar, in ve namaz kıl, dedi, ben de inip namaz kıldım. Nerede namaz kıldığını biliyor musun? Sen Tur-i Sina’da Aziz ve Celil Allah’ın Musa (a.s) ile konuştuğu yerde namaz kıldın, dedi. Sonra bir daha, in namaz kıl, dedi. Ben de inip namaz kıldım. Nerede namaz kıldığını biliyor musun? dedi. Sen İsa’nın (a.s) doğduğu yer olan Beyt Lahim’de namaz kıldın. Sonra Beytü’l Maktis’e girdim. Nebiler (selam onlara) benim için bir araya getirilmiş idi. Cebrail beni öne geçirdi, ben de onlara imam oldum. Sonra dünya semasına yükseltildim, orada Âdem’i (a.s) gördüm. Sonra ikinci semaya çıkarıldım, orada Yusuf’u (a.s) gördüm. Sonra dördüncü semaya yükseltildim, orada Harun’u (a.s) vardı. Sonra beşinci semaya çıkarıldım, orada İdris’i (a.s) gördüm. Sonra altıncı semaya çıkarıldım, orada da Musa’yı (a.s) gördüm. Sonra yedinci semaya çıkarıldım, orada İbrahim’i (a.s) gördüm. Sonra yedi semanın üzerine de çıkarıldım. Sitretü’l-Münteha’ya vardık, etrafımı bir sis bürüdü, secdeye kapanıverdim, bana: “Ben gökleri ve yeri yarattığım gün, sana ve ümmetine elli vakit namaz farz kıldım, sen de ümmetin de onu gereğince yerine getirin” buyurdu. İbrahim’in yanına döndüğümde bana herhangi bir şey sormadı. Sonra Musa’nın yanına gelince, Allah sana ve ümmetine kaç vakit farz namaz kıldı, dedi. Ben, elli vakit namaz, dedim. O: Ne sen, ne senin ümmetin bunu yerine getiremezsiniz, onun için Rabbine geri dön ondan hafifletmesini dile, dedi. Ben de Rabbime döndüm, benden on vakit (kaldırarak) hafifletti. Sonra Musa’nın yanına geldim, bana geri dönmemi söyledi, ben de geri döndüm, üzerimden on vakit daha hafifletti. Sonra bunlar beş vakit namaza kadar indirildi. Yine Musa bana: Rabbine dön de, hafifletmesini dile, çünkü O, İsrail oğullarına iki vakit farz kılmış olduğu halde, bu iki vakti gereği gibi yerine getiremediler, dedi. Ben de Aziz ve Celil Rabbime döndüm, ondan hafifletmesini diledim, O: “Şüphesiz ben gökleri ve yeri yarattığım gün sana ve ümmetine elli vakit namaz farz kıldım. Beş vakit elli vakit gibidir. Sen de, ümmetin de bunu gereğince yerine getir” buyurdu. Böylelikle bunun, şanı yüce ve mübarek Allah’ın kesinleştirilmiş bir hükmü olduğunu anladım. Musa’nın (a.s) yanına döndüm. O: geri dön, dedi. Ama ben bunun Allah tarafından kesin ve vazgeçilmez olarak tespit edilmiş olduğunu bildiğim için geri dönmedim.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Salât 1, /2115
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Yezid b. Ebu Malik el-Hemdânî (Yezid b. Abdurrahman b. Hânî)
3. Said b. Abdülaziz et-Tennuhi (Said b. Abdülaziz b. Ebu Yahya)
4. Ebu Yahya Mahled b. Yezid el-Harranî (Mahled b. Yezid)
5. Ebu Ümeyye Amr b. Hişam el-Cezeri (Amr b. Hişam b. Büzeyn)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Mirac, İsra
Namaz, Farziyeti
Siyer, Hicret Medine'ye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32528, B003235
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّاءُ بْنُ أَبِى زَائِدَةَ عَنِ ابْنِ الأَشْوَعِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ قُلْتُ لِعَائِشَةَ - رضى الله عنها - فَأَيْنَ قَوْلُهُ ( ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى * فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى ) قَالَتْ ذَاكَ جِبْرِيلُ كَانَ يَأْتِيهِ فِى صُورَةِ الرَّجُلِ ، وَإِنَّهُ أَتَاهُ هَذِهِ الْمَرَّةَ فِى صُورَتِهِ الَّتِى هِىَ صُورَتُهُ ، فَسَدَّ الأُفُقَ .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Yusuf, ona Ebu Usâme, ona Zekeriya b. Ebu Zâîde, ona İbn el-Eşvâ’, ona eş-Şâ’bî, ona Mesruk’un şöyle dediğini rivayet etti: Âişe’ye (r.anhâ), “Sonra yaklaşıp sarktı, böylece iki yay (boyu) kadar veya daha da yaklaştı” (en-Necm, /8-3) buyruğu ne demektir, dedim. O: Orada sözü edilen Cebrail’dir, ona adam suretinde gelirdi ama bu seferinde ona aslî suretinde gelmiş ve ufuğu büsbütün kapatmıştı, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Halk 7, 1/845
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Sa'dan b. Eşva' el-Hemdanî (Said b. Amr b. Eşva')
5. Zekeriyya b. Ebu Zâide el-Vâdiî (Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Fîruz)
6. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
7. Muhammed b. Yusuf el-Buhari (Muhammed b. Yusuf)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Mirac, İsra