153 Kayıt Bulundu.
Bize Hüşeym, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Miksem, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle haber vermiştir: "Hz. Peygamber (sav) ihramlı ve oruçluyken hacamat yaptırmıştır."
Açıklama: İsnadı Yezid b. Ebi Zeyyad'ın zayıflığından dolayı zayıftır.
Bize Ebu Ma'mer Abdullah b. Amr, ona Abdulvaris, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da (Abdullah)İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) oruçlu iken kan aldırmıştır." [Ebû Davud der ki: Vüheyb b. Halid bu hadisin benzerini aynı isnadla Eyyüb'den; Cafer b. Rabî'a ve Hişam b. Hassan da İkrime vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet etmişlerdir.]
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Miksem b. Becere, ona da (Abdullah) İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ihramlı ve oruçlu iken kan aldırmıştır."
Bize Muhammed b. Sabbah, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Miksem, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) oruçlu ve ihramlı iken hacamat yaptırdı."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Hakem, ona Miksem, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) oruçluyken hacamat yaptırdı."
Bana Malik, ona da Hişam b. Urve, babasının (Urve b. Zübeyr) oruçluyken hacamat yaptırdığını ve oruca devam ettiğini rivayet etmiş, şöyle demiştir: "Ben babamın sadece oruçlu olduğu zamanlarda hacamat yaptırdığını gördüm." İmam Malik şöyle der ki: Oruçlunun hacamat yaptırmasında oruçtan dolayı zayıf düşme korkusu haricinde bir sakınca yoktur. Zayıf düşme korkusu yoksa sakınca görülmez. Bir kişi Ramazan ayında hacamat yaptırır ve orucunu tamamlarsa bir sakınca görmem ve o hacamat yaptırdığı o günün orucunu kaza etmesini emretmem. Hacamatın sakıncalı görülmesinin sebebi orucu riske atmasından dolayıdır. Şayet kişi hacamat yaptırır ve akşama kadar orucunu tamamlarsa ona bir şey diyemem ve o günün orucunu kaza etmesi gerekmez.
Bize Muhammed b. Yahya, Muhammed b. Râfi, Muhammed b. Ğaylân ve Yahya b. Musa, onlara Abdürezzâk, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona İbrahim b. Abdullah b. Kâriz, ona Sâib b. Yezîd, ona da Râfi b. Hadîc, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kan alan(ın) ve kan aldıran(ın orucu) bozulmuştur." [Ebu İsa der ki: Bu konuda Ali, Sa'd, Şeddâd b. Evs, Sevbân, Üsâme b. Zeyd, Aişe, Ma'kil b. Sinân (İbn Yesâr da denir), İbn Abbas, Ebu Musa ve Bilâl'den de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa der ki: Râfi b. Hadîc hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Ahmed b. Hanbel'den rivayet edildiğine göre o, bu konudaki en sahih rivayetin Râfi b. Hadîc hadisi olduğunu ifade etmiştir. Ali b. Abdullah (el-Medînî'den) nakledildiğine göre de o, bu konudaki en sahih rivayetin Sevbân ve Şeddâd b. Evs hadisleri olduğunu, zira, Yahya b. Ebu Kesîr'in Sevbân ve Şeddâd b. Evs hadislerini beraberce Ebu Kilâbe'den naklettiğini kaydetmiştir.] [Nebî'nin ashabından ve onlardan başka kimselerden bir kısım ilim ehli, oruçlunun kan aldırmasını (hacamat) kerih görmüştür. Öyle ki, Ebu Musa el-Eş'arî ve İbn Ömer gibi Hz. Peygamber'in bazı sahabîleri geceleyin kan aldırmışlardır. İbn Mübarek de bu görüşü benimsemiştir. Ebu İsa der ki: İshak b. Mansûr'dan işittiğime göre Abdurrahman b. Mehdî “Oruçlu iken kan aldırana kazâ gerekir” demiştir. İshak b. Mansûr'un dediğine göre Ahmed (b. Hanbel) ve İshak (b. Râhûye) de bu görüşü benimsemişlerdir. Bize ez-Za'ferânî'nin rivayet ettiğine göre Şâfiî şöyle demiştir: Nebî'den (sav) nakledildiğine göre o, oruçlu iken kan aldırmıştır. (Yine) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edildiğine göre o, "Kan alan ve aldıranın orucu bozulmuştur" buyurmuştur. (Dolayısıyla) ben, bu iki hadisten hangisinin sabit olduğunu bilemiyorum. Şayet kişi, oruçlu iken (kan aldırmaktan) korunursa, bu benim hoşuma gider. Oruçlu kişi kan aldırırsa da bunun orucunu bozacağını benimsemiyorum. Ebu İsa şöyle demiştir: Şâfiî'nin Bağdat'da iken görüşü bu şekilde idi. Ama o Mısır'da, ruhsata meyledip oruçlunun kan aldırmasında (hacamat) bir beis görmemiştir. (Bu görüşünde), Nebî'nin (sav) veda haccında ihramlı iken kan aldırması (ile alakalı hadisi) delil olarak kullanmıştır.]
Açıklama: Metinde, kendilerinden konu ile alakalı hadis rivayetinde bulunulan sahabîler zikredilirken Sa'd ismi iki defa kaydedilmiştir. Beşşâr Avvad Maruf ve Elbani neşirlerinde Sa'd ismi iki kere değil, bir kere zikredilmiştir. Bundan dolayı tercümede Sa'd ismine bir kez yer verilmiştir. Veri tabanında esas alınan neşir kontrol edilmelidir.
Bize Muhammed b. Yahya, Muhammed b. Râfi, Muhammed b. Ğaylân ve Yahya b. Musa, onlara Abdürezzâk, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona İbrahim b. Abdullah b. Kâriz, ona Sâib b. Yezîd, ona da Râfi b. Hadîc, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kan alan(ın) ve kan aldıran(ın orucu) bozulmuştur." [Ebu İsa der ki: Bu konuda Ali, Sa'd, Şeddâd b. Evs, Sevbân, Üsâme b. Zeyd, Aişe, Ma'kil b. Sinân (İbn Yesâr da denir), İbn Abbas, Ebu Musa ve Bilâl'den de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa der ki: Râfi b. Hadîc hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Ahmed b. Hanbel'den rivayet edildiğine göre o, bu konudaki en sahih rivayetin Râfi b. Hadîc hadisi olduğunu ifade etmiştir. Ali b. Abdullah (el-Medînî'den) nakledildiğine göre de o, bu konudaki en sahih rivayetin Sevbân ve Şeddâd b. Evs hadisleri olduğunu, zira, Yahya b. Ebu Kesîr'in Sevbân ve Şeddâd b. Evs hadislerini beraberce Ebu Kilâbe'den naklettiğini kaydetmiştir.] [Nebî'nin ashabından ve onlardan başka kimselerden bir kısım ilim ehli, oruçlunun kan aldırmasını (hacamat) kerih görmüştür. Öyle ki, Ebu Musa el-Eş'arî ve İbn Ömer gibi Hz. Peygamber'in bazı sahabîleri geceleyin kan aldırmışlardır. İbn Mübarek de bu görüşü benimsemiştir. Ebu İsa der ki: İshak b. Mansûr'dan işittiğime göre Abdurrahman b. Mehdî “Oruçlu iken kan aldırana kazâ gerekir” demiştir. İshak b. Mansûr'un dediğine göre Ahmed (b. Hanbel) ve İshak (b. Râhûye) de bu görüşü benimsemişlerdir. Bize ez-Za'ferânî'nin rivayet ettiğine göre Şâfiî şöyle demiştir: Nebî'den (sav) nakledildiğine göre o, oruçlu iken kan aldırmıştır. (Yine) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edildiğine göre o, "Kan alan ve aldıranın orucu bozulmuştur" buyurmuştur. (Dolayısıyla) ben, bu iki hadisten hangisinin sabit olduğunu bilemiyorum. Şayet kişi, oruçlu iken (kan aldırmaktan) korunursa, bu benim hoşuma gider. Oruçlu kişi kan aldırırsa da bunun orucunu bozacağını benimsemiyorum. Ebu İsa şöyle demiştir: Şâfiî'nin Bağdat'da iken görüşü bu şekilde idi. Ama o Mısır'da, ruhsata meyledip oruçlunun kan aldırmasında (hacamat) bir beis görmemiştir. (Bu görüşünde), Nebî'nin (sav) veda haccında ihramlı iken kan aldırması (ile alakalı hadisi) delil olarak kullanmıştır.]
Açıklama: Metinde, kendilerinden konu ile alakalı hadis rivayetinde bulunulan sahabîler zikredilirken Sa'd ismi iki defa kaydedilmiştir. Beşşâr Avvad Maruf ve Elbani neşirlerinde Sa'd ismi iki kere değil, bir kere zikredilmiştir. Bundan dolayı tercümede Sa'd ismine bir kez yer verilmiştir. Veri tabanında esas alınan neşir kontrol edilmelidir.
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvaris, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) oruçken hacamat yaptırmıştır."
Bize Ebu Musa, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona Habîb b. Şehîd, ona Meymûn b. Mihrân, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), oruçlu iken kan aldırmıştır." [(Ebu İsa der ki): Bu (hadis), bu tarikten hasen-garib bir hadistir.]