84 Kayıt Bulundu.
Bize, Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz abdest alırken burnuna su verip temizlesin. Taşla taharetlenen kimse de taşın sayısını tek yapsın. Sizden biriniz uykudan uyandığında abdest suyuna sokmadan önce elini yıkasın. Çünkü hiç biriniz elinin gece boyunca vücudunun nerelerine temas ettiğini bilemez."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî, ona Hişâm b. Urve; (T) Bana Muhammed b. Hâtim, ona Yahya b. Said, ona Hişâm b. Urve, ona Fatıma, ona da Esma şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) bir kadın gelerek 'Bizden birinin elbisesine hayız kanı bulaşırsa, onu nasıl temizler?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Onu eliyle ovalar, sonra su ile yıkar. Sonra üzerine su dökerek iyice temizler ve onunla namazını kılar' buyurdu."
Bize Kuteybe b. Said, ona İbn Lehîa, ona Yezid b. Ebu Habib, ona İsa b. Talha, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Havle bt. Yesar, Hz. Peygamber'e gelip Ya Resulullah! Benim sadece bir elbisem var. Elbisem üzerimdeyken hayız oluyorum. Ne yapmam gerekir? diye sordu. Hz. Peygamber ona "Temizlendiğin zaman onu yıka ve onunla namaz kıl," dedi. Havle, kan çıkmazsa ne yapayım? dedi. Hz. Peygamber de "Kanı yıkaman yeterlidir. İzinin kalmasından dolayı herhangi bir sıkıntı yoktur," dedi.
Bize Kuteybe (b. Said) ve Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevârib el-Basrî, o ikisine Ebu Avâne, ona Katade, ona da Muâze (bt. Abdullah el-Adeviyye), Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kocalarınıza suyla taharetlenmelerini söyleyin. Bunu onlara ben anlatmaktan utanıyorum. Rasulullah (sav), böyle yapıyordu (suyla taharetleniyordu." [Bu konuda Cerir b. Abdullah el-Becelî, Enes ve Ebu Hureyre'den nakledilen hadisler de vardır. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Âlimlerin ameli bu hadise göredir; (büyük abdesti yaptıktan sonra temizlenirken) her ne kadar taşla taharetlenmeyi yeterli görseler de, suyla taharetlenmeyi tercih etmişlerdir. Onlar, suyla taharetlenmeyi müstehap kabul etmişler ve (taşla taharetlenmeye göre) daha faziletli olduğunu düşünmüşlerdir. Süfyan es-Sevrî, İbnü'l-Mübarek, Şafiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshak bu görüşü benimsemişlerdir.]