160 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayın."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Süfyân b. Vekî, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Harb b. Şeddâd, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona Yaîş b. el-Velîd, ona Zübeyr'in azatlısı, Zübeyr b. Avvâm'dan (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizde geçmiş toplumların hastalığı olan haset ve kin besleme illeti gizlice içinize girdi. Bu (buğzetmek) tıraşlayıp kazıyan bir illettir. Saçı tıraş edip kazır demiyorum, dini tıraşlayıp yok eder. Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmeden de hakiki manada iman etmiş sayılmazsınız. Size birbirinizi sevmenizi daim kılacak şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu Yahya b. Ebû Kesîr'den rivayetinde ihtilaf ettikleri bir hadistir. Bazıları Yahya b. Ebû Kesîr - Yaîş b. Velîd - Zübeyr'in azatlısı ve Hz. Peygamber tarikiyle rivayet etmişler ve Zübeyr'i zikretmemişlerdir.
Açıklama: Zübeyr Ailesinin mevlasının kimliği belli değildir. Tirmizî'nin de belirttiği gibi hadisin mürsel olup olmamasında ihtilaf edilmiştir.
Bize Muhammed b. Selam, ona Abdullah (b. Mübarek), ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah, yedi insanı kendi arşının gölgesinde barındıracaktır: Âdil devlet başkanı, Allah'a kulluk ederek serpilip büyüyen genç, tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kimse, kalbi mescitlere bağlı müslüman, birbirlerini Allah için seven iki insan, güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma teklifini 'Ben Allah'tan korkarım' diyerek reddeden yiğit ve sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse."
Açıklama: Şeyh Ebu Ahmed, kitabın (Sahih-i Müslim'in) ravilerindendir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (kamil anlamda) iman etmiş olamazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yayın."
Açıklama: Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ, o ikisine Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenab-ı Hak, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı (kıyamet) günü yedi (sınıf insanı) kendi gölgesinde gölgelendirecektir. Bunlar: Adalet sahibi yönetici, Allah'a ibadet ile yetişen genç, kalbi mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah için sevip O'nun için bir araya gelip (yine) onun için ayrılan iki kişi, mevki ve güzellik sahibi bir kadının kendisini (gayr-ı meşru ilişki) için çağırması durumunda 'Ben Allah'tan korkarım!' diyen adam, infakta bulunup sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek kadar onu gizleyen kimse ve tek başına kaldığında Allah'ı zikredip gözleri yaşaran kimse."