664 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona ed-Destüvâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona da İyaz şöyle anlattı: Ebu Saîd el-Hudrî'ye (ra), 'Birimiz namaz kılıyor, (ancak) kaç rekat kıldığını bilemiyor.' diye sorunca (Ebu Saîd) şöyle dedi: (Bu konuda) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz namaz kılarken kaç rekât kıldığını bilemezse oturduğu yerde iki secde daha yapsın. Şeytan kendisine gelip de 'sen abdestini bozdun' derse burnuyla koku almadıkça veya kulağı ile ses duymadıkça, ona 'yalan söyledin' desin."
Açıklama: Sahih li ğayrihi'dir. Bu isnad Iyaz'ın cehaletinden (meçhul) dolayı zayıftır. İsmi hakkında ihtilaf edilmiştir. Doğru olanı Iyaz b. Hilâl'dir denilmiştir.
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. İyaz, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) Rasulullahın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Şeytan siz namazda iken 'abdestin bozuldu' diyerek şüpheye düşürmeye çalışırsa, namaz kılan kulağıyla bir ses veya burnuyla koku duymadıkça içinden şeytana 'yalan söyledin' deyip (namazına devam etsin). Biriniz namaz kıldığında fazla mı eksik mi kıldığından şüpheye düşerse [son] oturuşta iki secde yapsın.
Açıklama: Sahih li ğayrihi'dir. Bu isnad İyâz b. Hilâl'in cehaletinden (meçhul) dolayı zayıftır.
Bize İsmail, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etti: 'Hz. Peygamber (sav) ikindi namazının üç(üncü) rekatında selam verdi. Sonra kalktı ve odasına girdi. Bu esnada "El-Hırbak" lakabıyla anılan ve kolları uzun bir adam, Peygamberimizin ardından kalkıp yanına gitti ve şöyle dedi: 'Ya Rasulallah!' Peygamberimiz (sav) dışarı çıktı ve adam ona, az önceki namazda ne yaptığını hatırlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) "Bu kişi doğru mu söylüyor?" diye cemaate sordu. Cemaat: "Evet!" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), eksik bıraktığı rekâtı kıldı, ardından selam verdi. Daha sonra sehiv secdesi olarak iki secde yaptı ve tekrar selam verdi.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Bize Amr b. Osman ve Rabî' b. Nâfi' ve Osman b. Ebu Şeybe ve Şucâ' b. Mahled, -aynı manaya gelecek rivayet lafızları ile- onlara İbn Ayyaş, ona Ubeydullah b. Ubeyd el-Kelâî, ona Züheyr b. Salim el-Ansî, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr) -Cübeyr'i, senette sadece (hocam) Amr zikretmiştir-, ona da Sevban, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazdaki yanılgı için selam verdikten sonra iki (sehiv) secdesi vardır." [Ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr) ifadesini Amr'dan başkası zikretmemiştir.]
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî, ona Abdülmuttalib'in azatlısı Abdurrahman b. Hürmüz -bir defasında da Abdülmuttalib'in azatlısı Rabîa b. Hâris olarak söylemiştir-, ona da Hz. Peygamber'in ashabından, Şenûe kabilesinin Ezd koluna mensup ve Abdumenâf oğullarının anlaşmalısı olan Abdullah b. Buhayne şöyle demiştir: Peygamber (sav) onlara öğle namazı kıldırmıştı. Bu namazda ilk iki rekattan sonra teşehhüt için oturmadan kalkmıştı. Cemaat da O'na uyarak birlikte ayağa kalkmıştı. Namazı bitiminde cemaat selam vermesini beklerken O tekbir alıp, selam vermeden iki sehiv secdesi yapmış ve sonra selam vermiştir.
Bize Muhammed b. Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Muhammed, o da Ebu Hüreyre'den şöyle nakletti: Rasulullah (sav) (iki akşam) namazlarından birisini kıldı. Ebu Hüreyre bu namazı zikretmişti; ancak [hadisin râvisi] Muhammed (b. Sîrin) bunu hatırlayamadı. (Rasulullah (sav)) İki rekâtı kılınca selam verdi. Mescide konulmuş kütüğün yanına geldi. Elini onun (kütüğün) üzerine koydu. (Rasulullah (sav)) Öfkeli gibiydi. Mescidin kapısından hızla çıkanlar 'Namaz kısaldı!' diyorlardı. Bunların içinde (durumu Rasûlullah'a) sormaktan hicap duyan Hz. Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Cemaat içinde iki eli/kolu uzun olan bir kişi vardı ki ona Zü'l-Yedeyn (uzun kollu) diyorlardı. Bu kişi şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Unuttun mu yoksa namaz mı kısaldı?' Rasulullah (sav) "Unutmadım, namaz da kısalmadı" dedi. Rasulullah (sav) "(Durum) Zü'l-Yedeyn'in dediği gibi mi?" diye sorunca cemaat: 'Evet!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) geldi, terk ettiği rekâtları kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir aldı ve secdeye gitti, secdesi önceki secdeleri gibiydi veya daha uzundu. Sonra başını kaldırdı ve tekbir aldı (oturdu). Muhammed (b. Sîrin)e; (Rasulullah (sav) sehiv secdesinden) sonra selam verdi mi? şeklinde sorulunca dedi ki: Bana haber verildiğine göre İmran b. Husayn şöyle dedi: '...sonra selam verdi.'