483 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tâhir Fakîh, ona Ebu Bekir Muhammed b. Hüseyin el-Kattân, ona Ebu Ezher Ahmed b. Ezher, ona Hâlid b. Mahlad; (T) Yine bize Ebu Abdullah Hâfız ve Ebu Saîd b. Ebu Amr, onlara Ebu Abbâs Muhammed b. Yakûb, ona Abbâs ed-Dûrî, ona Hâlid b. Mahlad el-Katavânî, ona Yahyâ b. Umeyr, ona Hişâm b. Urve, ona babası(Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bir bedevîden bir deve satın aldı, bedeli olarak da bir vesk (ölçek) Acve hurması vermeyi kararlaştırdı. Sonra Rasulullah (sav) ev halkından hurmayı istedi, fakat bulunamadı. Bunun üzerine bedevîye durumu söyledi. Bedevî 'Vâ gâdrâh! (vah bana aldatıldım!)' dedi. Bunun üzerine sahabe 'Hayır, aksine asıl sen aldatıcı sensin ey Allah’ın düşmanı!' dediler. Rasulullah (sav) 'Onu rahat bırakın! Çünkü hak sahibinin söz söyleme hakkı vardır' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav), bedeviyi bir elçi ile birlikte Havle bt. Hakîm’e haber gönderdi ve elçiye 'De ki: Ben bu bedevîden, bu deveyi, bir vesk ölçeğinde Acve hurması karşılığında satın aldım. Fakat ailemin yanında (o hurmayı) bulamadım. Şimdi sen bana bu bedevî için bir vesk Acve hurması borç ver' diye emir buyurdu. Bedevî hakkını alınca Rasulullah’ın (sav) yanına geldi. Peygamber (sav) ona 'Hakkını aldın mı?' diye sordu. Bedevî 'Evet, aldım. Hem de eksiksiz ve güzel şekilde ödedin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'İnsanların en hayırlısı, borcunu eksiksiz ve güzelce ödeyenlerdir' buyurdu." [Ebu Ezher'in rivayeti de şu isnad iledir: Bana Esed oğullarının azatlısı Yahya b. Umeyr, ona Hişâm b. Urve (T) ve yine muhtasar olarak Hammâd b. Seleme, ona ona da Hişam b. Urve rivayet etmiştir.]
Bize Muhammed b. Abdullah, onada Humeyd et-Tavîl, Enes b. Mâlik’in şöyle dediğini nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (annem) Ümmü Süleym’in yanına (zaman zaman) gelirdi. Onun Ebû Talha’dan olan bir oğlu vardı; ona Ebû Umeyr künyesiyle verilmişti. Peygamberimiz onunla şakalaşırdı. Bir gün onun yanına girmiş ve üzgün olduğunu görmüştü. 'Ne oldu da Ebû Umeyr’i üzgün görüyorum?' diye sordu. 'Oynadığı bülbül öldü' dediler. Rasulullah (sav) bunun üzerine: 'Ah Ebû Umeyr! Ne yaptı ğumeyr (bülbülcük).' buyurdu."