حدثنا أحمد بن عاصم قال حدثني حيوة قال حدثنا بقية عن بن ثوبان عن أبيه عن مكحول عن وقاص بن ربيعة عن المستورد عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من أكل بمسلم أكلة فان الله يطعمه مثلها من جهنم ومن كسى برجل مسلم فان الله عز وجل يكسوه من جهنم ومن قام برجل مسلم مقام رياء وسمعة فإن الله يقوم به مقام رياء وسمعة يوم القيامة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164052, EM000240
Hadis:
حدثنا أحمد بن عاصم قال حدثني حيوة قال حدثنا بقية عن بن ثوبان عن أبيه عن مكحول عن وقاص بن ربيعة عن المستورد عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من أكل بمسلم أكلة فان الله يطعمه مثلها من جهنم ومن كسى برجل مسلم فان الله عز وجل يكسوه من جهنم ومن قام برجل مسلم مقام رياء وسمعة فإن الله يقوم به مقام رياء وسمعة يوم القيامة
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Asım, ona Hayve, ona Bakiyye, ona Sevban, ona babası, ona Mekhul, ona Vakkas b. Rebia, ona da Müstevrid (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kim bir Müslümanın aleyhinde bulunarak [başkalarından] bir lokma menfaat ederse, Allah Teala ona yediğinin bir mislini cehennemde yedirir.
Bir kimse Müslümanın aleyhinde bulunarak birilerinden giyecek elde etse, Allah Teala ona karşılık cehennem ateşini elbise olarak giydirir.
Kim de menfaat elde etmek için layık olmadığı halde birilerini şöhret ve itibarlarını arttırmak için överse, muhakkak ki Allah, kıyamet gününde o yağcılık yapanı riya ve gösteriş yapanların gideceği yere koyar.
Bir insan, mümin kardeşinin kusur ve ayıplarını bizzat kendisine söyleyip düzeltme yolunu tutmaz da, bu kardeşinin kusurlarını, düşmanı olan birine anlatır ve onu hoşnut ederek karşılığında, yemek ve elbise gibi menfaat elde ederse, bunun cezasını cehennem azabından görür.
Bir de bir insan, bir kimsenin himayesinde ve şöhreti altında geçim sağlamak ve şeref kazanmak maksadı ile, o kimseyi sahip bulunmadığı yüksek vasıflarla tanıtmaya çalışır ve böylece gösteriş yaparsa, yine Allah böyle hareket eden adamın cezasını Cehennem azabından verir.
İslâm dini, riyakârlığı ve gösterişi yasakladığı gibi, bunlar sayesinde menfaat sağlayanlar için de Cehennem .azabı olduğunu haber vermektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 240, /220
Senetler:
1. Müstevrid b. Şeddad el-Kuraşi (Müstevrid b. Şeddad b. Amr b. Ahab b. Habib)
2. Vakkas b. Rabî'a el-Ansî (Vakkas b. Rabî'a)
3. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
4. Ebu Abdurrahman Sabit b. Sevban el-Ansî (Sabit b. Sevban)
5. Abdurrahman b. Sabit el-Ansî (Abdurrahman b. Sabit b. Sevban)
6. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
7. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
8. Ahmed b. Asım el-Belhî (Ahmed b. Asım)
Konular:
İkram, ikram etmek, paylaşmak
Riya, Riyakarlık, gösteriş için iş yapmak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sadaka, tasadduk, açları doyurmak
Teşvik Edilenler, Giydirmenin fazileti, bir müslümanı
Teşvik edilenler, Yemek yedirmek, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14359, T002484
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِىُّ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ طَهْمَانَ أَبُو الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا حُصَيْنٌ قَالَ: جَاءَ سَائِلٌ فَسَأَلَ ابْنَ عَبَّاسٍ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ لِلسَّائِلِ أَتَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ؟ قَالَ نَعَمْ . قَالَ: أَتَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ قَالَ نَعَمْ . قَالَ :وَتَصُومُ رَمَضَانَ ؟قَالَ نَعَمْ . قَالَ: سَأَلْتَ وَلِلسَّائِلِ حَقٌّ إِنَّهُ لَحَقٌّ عَلَيْنَا أَنْ نَصِلَكَ . فَأَعْطَاهُ ثَوْبًا ثُمَّ قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: « مَا مِنْ مُسْلِمٍ كَسَا مُسْلِمًا ثَوْبًا إِلاَّ كَانَ فِى حِفْظِ اللَّهِ مَا دَامَ مِنْهُ عَلَيْهِ خِرْقَةٌ » . قَالَ :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir dilenci geldi ve İbn Abbâs’tan bir şeyler istedi. İbn Abbâs dilenciye dedi ki: “Allah'tan başka ilah olmadığını kabul ediyor musun?” Dilenci “evet” dedi. İbn Abbâs, “Muhammed (s.a.v.)'in Allah'ın Rasulû olduğuna şehâdet ediyor musun?” dedi. Dilenci “evet” dedi. İbn Abbâs, “Ramazan’da oruç tutuyor musun?” dedi. Dilenci “evet” dedi. Bunun üzerine İbn Abbâs şöyle devam etti: “İstedin ve isteyenin hakkı vardır. Bu sebeple sana bir şeyler vermek bize gerekir dedi ve bir elbise verdi ve şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Herhangi bir Müslüman, bir Müslüman’a bir elbise giydirirse o elbiseden bir parça kalmayıncaya kadar yani kullandığı sürece o Müslüman, Allah'ın himayesindedir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 41, 4/651
Senetler:
()
Konular:
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Teşvik Edilenler, Giydirmenin fazileti, bir müslümanı