183 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan b. Musa, ona İbn Lehîa, ona Haris b. Yezid, ona Abdullah b. Zürey' el-Ğâfikî, ona da Ali b. Ebu Talib (ra) şöyle dedi: Bizler Hz. Peygamber (sav) ile birlikte namaz kılarken kıyam halinde olduğumuz bir esnada O, namazı bırakıp gitti. Sonra geri geldi ve başından su damlıyordu. Bize (tekrardan) namaz kıldırdı, sonra da şöyle buyurdu: "Namaz için kalktığımda cünüp olduğumu, gusül abdesti almadığımı hatırladım. Sizden kim karnında bir hareketlilik/guruldama hissederse (abdeste şıkışırsa) ya da benim yaşadığım haldeki durumda olursa, gidip ihtiyacını gidersin veya gusletsin, sonra namazını kılmak için geri gelsin."
Açıklama: isnadı İbn Luhe'a'nı zayıflığından dolayı zayıftır.
Bize İsmail, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etti: 'Hz. Peygamber (sav) ikindi namazının üç(üncü) rekatında selam verdi. Sonra kalktı ve odasına girdi. Bu esnada "El-Hırbak" lakabıyla anılan ve kolları uzun bir adam, Peygamberimizin ardından kalkıp yanına gitti ve şöyle dedi: 'Ya Rasulallah!' Peygamberimiz (sav) dışarı çıktı ve adam ona, az önceki namazda ne yaptığını hatırlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) "Bu kişi doğru mu söylüyor?" diye cemaate sordu. Cemaat: "Evet!" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), eksik bıraktığı rekâtı kıldı, ardından selam verdi. Daha sonra sehiv secdesi olarak iki secde yaptı ve tekrar selam verdi.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Bize Abdurrezzak, ona Mamer, ona Zuhri, ona Salim, ona da İbn Ömer benzer bi nakilde bulundu. Zuhri, bana Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Namaz için kamet getirildiğinde koşarak gelmeyin. Ancak sakin bir şekilde yürüyerek gelin. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediklerinizi ise tamamlayın."
Açıklama: İlk isnadın metni için bk. MA003101.
Bize Ömer b. Şu'be b. Abide b. Zeyd, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aîşe (r.anha) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz namaz kılarken abdesti bozulursa eliyle burnunu tutsun sonra bulunduğu yerden öyle ayrılsın." Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, Ömer b. Kays, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zubeyr), ona da Âişe (R.a.) bu hadisin bir benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe şöyle demiştir: Namaz başlangıçta iki rekât olarak farz kılındı. Yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı. İkamet halindeki namaz (dört rekâta) tamamlandı. (Zührî) der ki: Bunun üzerine ben (Urve'ye) “o halde neden Âişe, yolculuk halinde iken de namazı tam kılıyordu?” diye sordum. (Urve de) “Hz. Âişe bu konuda Osman'ın yaptığı gibi tevil yapmıştı” cevabını verdi.
Bize Abdurrezzak, ona Mamer, ona Zuhri, ona Salim, ona da İbn Ömer benzer bi nakilde bulundu. Zuhri, bana Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Namaz için kamet getirildiğinde koşarak gelmeyin. Ancak sakin bir şekilde yürüyerek gelin. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediklerinizi ise tamamlayın."
Bize Muhammed b. Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Muhammed, o da Ebu Hüreyre'den şöyle nakletti: Rasulullah (sav) (iki akşam) namazlarından birisini kıldı. Ebu Hüreyre bu namazı zikretmişti; ancak [hadisin râvisi] Muhammed (b. Sîrin) bunu hatırlayamadı. (Rasulullah (sav)) İki rekâtı kılınca selam verdi. Mescide konulmuş kütüğün yanına geldi. Elini onun (kütüğün) üzerine koydu. (Rasulullah (sav)) Öfkeli gibiydi. Mescidin kapısından hızla çıkanlar 'Namaz kısaldı!' diyorlardı. Bunların içinde (durumu Rasûlullah'a) sormaktan hicap duyan Hz. Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Cemaat içinde iki eli/kolu uzun olan bir kişi vardı ki ona Zü'l-Yedeyn (uzun kollu) diyorlardı. Bu kişi şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Unuttun mu yoksa namaz mı kısaldı?' Rasulullah (sav) "Unutmadım, namaz da kısalmadı" dedi. Rasulullah (sav) "(Durum) Zü'l-Yedeyn'in dediği gibi mi?" diye sorunca cemaat: 'Evet!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) geldi, terk ettiği rekâtları kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir aldı ve secdeye gitti, secdesi önceki secdeleri gibiydi veya daha uzundu. Sonra başını kaldırdı ve tekbir aldı (oturdu). Muhammed (b. Sîrin)e; (Rasulullah (sav) sehiv secdesinden) sonra selam verdi mi? şeklinde sorulunca dedi ki: Bana haber verildiğine göre İmran b. Husayn şöyle dedi: '...sonra selam verdi.'
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre; (T) Bize Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kamet getirildiğini duyduğunuzda ağır başlı ve sükûnet içinde namaza gidiniz, acele etmeyiniz. Yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılınız, kaçırdığınız kısmını da tamamlayınız."