90 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), itikâfa girmek istediğinde, sabah namazını kılar, ardından itikaf mahalline geçerdi." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadis Yahya b. Said vasıtasıyla Amre'den, o da Nebî'den (sav) mürsel olarak nakledilmiştir. Mâlik ve daha pek çok muhaddis de bu hadisi, Yahya b. Said vasıtasıyla Amre'den mürsel olarak rivayet etmiştir. Evzâî, Süfyân es-Sevrî ve daha pek çok muhaddis ise, Yahya b. Said vasıtasıyla Amre'den o da Âişe'den (müsned olarak) aktarmıştır. İlim ehlinden bazılarına göre uygulama, bu hadise göredir. Onlar 'Kişi, itikâfa girmek istediğinde, sabah namazını kılar, ardından itikâf mahalline öyle geçer' demiştir ki bu, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. İbrahim'in görüşüdür. Bir kısmı da, 'Kişi itikâfa girmek istediğinde, itikâf mahallinde oturur vaziyette, ertesi günkü itikâfa gireceği yere vararak o geceyi orada geçirir' demiştir. Bu da Süfyân es-Sevrî ve Mâlik b. Enes'in görüşüdür.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adî, ona da Humeyd Tavîl, Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav), ramazan ayının son on günü itikâfa girerdi. Ancak, bir yıl itikâfa girmemişti. Ertesi sene olduğunda yirmi gün boyunca itikâfta kaldı." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Enes b. Mâlik'ten naklen gelen bu rivayet, hasen-sahih-garîb bir hadistir. İlim ehli, niyet ederek itikâfa giren ve onu tamamlayamadan itikâftan çıkan kimse hakkında ihtilaf etmiştir. Bazısı, itikâfını bozan kimseye onu kazâ etmesi gerekir demiş ve bu konuda Nebî'nin (sav) (bir sene) ramazan ayındaki itikâfından çıktığında şevvâl ayında on gün itikâfa girdiğine dair hadisi delil olarak kullanmıştır ki bu, Mâlik (b. Enes)'in de görüşüdür. Bazısı da 'Eğer kişinin itikâfa gireceğine dair bir adağı yoksa veya kendi kendine o itikâfı (bir şekilde) kendine vacib kılmadıysa, yani nafile olarak itikâfa girip çıkmışsa, itikâfı kazâ etmesi gerekmez. Ancak kendisi kazâ etmek isterse eder. Ne var ki bu ona vacib değildir' demiştir. Bu da Şâfiî'nin görüşüdür. Şâfiî ayrıca 'Hac ve umre dışındaki herhangi bir amele niyetlenip koyulur, ardından da bırakacak olursan, kaza etmen gerekmez' demiştir. Bu konuda Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir.]
Bize İbrahim b. Hamza, ona İbn Ebu Hâzim ve ed-Derâverdî, onlara Yezid, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf yapardı. Geçen yirminci gecenin akşamı olup da yirmi birinci günü karşılayacağı zaman evine dönerdi. Kendisiyle birlikte itikafa girenler de evlerine dönerlerdi. Rasulullah itikafa girdiği bir Ramazan ayında evine dönmeyi adet haline getirdiği gece itikaf yerinde kaldı ve insanlara bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında (hutbe), insanlara Allah'ın dilediği kadar konuştu. Sonra şöyle buyurdu: Ben Ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf yapardım. Sonra bana şu son on gün içinde itikaf etme fikri zahir oldu. Şimdi kim benimle birlikte itikaf yapmışsa itikafa girdiği yerde kalsın. Kadir gecesi bana gösterildi sonra o bana unutturuldu. Siz onu son on gün içinde arayınız. Ve yine siz onu bu on gün içindeki tek sayılı gecelerde arayınız. Ben (rüyada) kendimi su ve çamur içinde secde ederken gördüm." (Biz gökyüzünde bulut göremiyorduk.) Bu gece gök boşandı ve şiddetli bir yağmur yağdı. Mescitte yirmi birinci gece Hz. Peygamber'in (sav) namaz kıldığı yere su aktı. Ben Peygamber (sav) sabah namazından ayrıldığında kendisine baktım ve yüzünün çamur ve su ile kaplandığını gördüm.
Açıklama: مَا شَاءَ اللَّهُ ifadesi Hz. Peygamber'in konuştuğu sürenin uzunluğundan kinayedir. Yani mana "Allah'ın dilediği süre kadar konuştu" olur. Diğer mana ise 'Allah'ın dilediği şeyleri emretti' olur.
Bize Harun b. İshak el-Hemdânî, ona Abde b. Süleyman, ona Hişâm b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), ramazan ayının son on gününde itikâfa girer ve 'Kadir gecesini ramazanın son on gününde arayın' buyururdu." [Bu konuda; Ömer, Übey, Câbir b. Semüre, Câbir b. Abdullah, İbn Ömer, Feletân b. Âsım, Enes, Ebu Said, Abdullah b. Üneys ez-Zübeyrî, Ebu Bekre, İbn Abbas, Bilal ve Ubâde b. Sâmit'ten de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Hadisteki 'yücâvirü' lafzı 'itikâfa girerdi' demektir. Nebî'den (sav) nakledilen rivayetlerin büyük çoğunluğuna göre o 'Kadir gecesini, ramazanın son on günündeki tekli gecelerde arayın' buyurmuştur. Hz. Peygamber'den (sav), kadir gecesinin ramazan ayının yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi beşinci, yirmi yedinci, yirmi dokuzuncu ve son günü olduğuna dair de rivayetler aktarılmıştır. Ebu İsa, Şâfiî'nin bu konuda şöyle dediğini aktarır: 'Allah daha iyisini bilir ama, bana göre Hz. Peygamber (sav) kadir gecesi hakkında kendisine sorulan soruya göre cevap veriyor ve kendisine 'Şu gecede mi arayalım?' denildiğinde, o da 'O gecede arayın' buyuruyordu.' Yine Şâfiî, 'Bu konudaki bana göre en sağlam rivayetler, yirmi birinci gece olduğuna dair olanlardır' demiştir. Ebu İsa şöyle de demiştir: Übey b. Kâb'dan nakledildiğine göre o, kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduğuna dair yemin edip, şöyle derdi: 'Rasulullah (sav), bize onun alametlerini haber verdi. Biz de onları saydık ve ezberledik.' Ebu Kilâbe'den aktarıldığına göre o da, kadir gecesinin ramazan ayının son on geceleri arasında dönüp durduğunu söylemiştir. Bu bilgiyi bize bu şekilde Abdurrahman b. Humeyd, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona da Eyyûb vasıtasıyla Ebu Kilâbe nakletmiştir.]
Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Necih'in dayısı Süleyman el-Ahvel, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (T); Bize Süfyân, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (T) Süfyân şöyle dedi: Benim zannıma göre İbn Ebu Lebîd, ona Seleme, ona da Ebu Said şöyle söylemiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girdik. Yirminci günün sabahı olunca itikafa girdiğimiz yerdeki eşyalarımızı naklettik. Bu sırada Rasulullah (sav)gelerek bize şöyle buyurdu: "Her kim itikafa girmişse şimdi itikaf yerine dönsün. Çünkü ben (Kadir gecesini) gördüm. Ben kendimi bir su ve çamur içinde secde eder halde gördüm." Peygamber (sav) itikaf yerine döndüğü zaman gökyüzünde bulutlar ortaya çıktı. Biz yağmura tutulduk. Onu (sav) hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, gökyüzünde bu günün sonundan itibaren bulutlar ortaya çıktı. O zaman mescit, hurma dallarından gölgelik biçiminde yapılmış bir çardak şeklinde tavansızdı. Muhakkak ki ben Peygamberin (sav) burnunda ve burnunun ucunda su ve çamur izini gördüm.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccac), ona Süleyman (b. Mihran el-A'meş), ona Müslim (b. Ebu Abdullah) el-Betîn, ona Sa'd b. Cübeyr, ona da (Abdullah) b. Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Zilhiccenin şu ilk on günü yapılan ibadetten daha hayırlı bir amel yoktur. Hz. Peygamber'e (sav) Allah yolunda cihad da mı değil? diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Allah yolunda cihad da (bu on gündeki amele denk) değil. Ancak kişi canı ve malını ortaya koyarak cihada çıkar da sonra bunlardan hiçbiriyle geri dönmezse o hariç.
Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona Mâlik, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın azatlısı Sümey şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Bekir b. Abdurrahman itikâfa girer, def-i hacet için de Halid b. Velid'in yurdunda (sokağında), oda gibi kapalı bir bölüme, bir çatı altına giderdi. Müslümanlarla birlikte bayram namazını cemaatle beraber kılmadan da itikâftan çıkmazdı." [Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona da Mâlik şöyle haber vermiştir: 'Ben, ilim ehlinden bazı kimselerin ramazanın son on gününde itikâfa girdiklerini ve insanlarla cemaat halinde bayram namazını kılmadan da itikâftan çıkmadıklarını gördüm.' Ziyad ayrıca Mâlik'ten şunu da aktarmıştır: 'Bana bu rivayet, fazilet ehli büyüklerimizden de ulaşmıştır. Bu konuda duyduklarım arasında en güzel rivayet de budur.']
Bize İbrahim b. Hamza, ona İbn Ebu Hâzim ve ed-Derâverdî, onlara Yezid, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf yapardı. Geçen yirminci gecenin akşamı olup da yirmi birinci günü karşılayacağı zaman evine dönerdi. Kendisiyle birlikte itikafa girenler de evlerine dönerlerdi. Rasulullah itikafa girdiği bir Ramazan ayında evine dönmeyi adet haline getirdiği gece itikaf yerinde kaldı ve insanlara bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında (hutbe), insanlara Allah'ın dilediği kadar konuştu. Sonra şöyle buyurdu: Ben Ramazan ayının ortasındaki on günde itikaf yapardım. Sonra bana şu son on gün içinde itikaf etme fikri zahir oldu. Şimdi kim benimle birlikte itikaf yapmışsa itikafa girdiği yerde kalsın. Kadir gecesi bana gösterildi sonra o bana unutturuldu. Siz onu son on gün içinde arayınız. Ve yine siz onu bu on gün içindeki tek sayılı gecelerde arayınız. Ben (rüyada) kendimi su ve çamur içinde secde ederken gördüm." (Biz gökyüzünde bulut göremiyorduk.) Bu gece gök boşandı ve şiddetli bir yağmur yağdı. Mescitte yirmi birinci gece Hz. Peygamber'in (sav) namaz kıldığı yere su aktı. Ben Peygamber (sav) sabah namazından ayrıldığında kendisine baktım ve yüzünün çamur ve su ile kaplandığını gördüm.
Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Necih'in dayısı Süleyman el-Ahvel, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (T); Bize Süfyân, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (T) Süfyân şöyle dedi: Benim zannıma göre İbn Ebu Lebîd, ona Seleme, ona da Ebu Said şöyle söylemiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girdik. Yirminci günün sabahı olunca itikafa girdiğimiz yerdeki eşyalarımızı naklettik. Bu sırada Rasulullah (sav)gelerek bize şöyle buyurdu: "Her kim itikafa girmişse şimdi itikaf yerine dönsün. Çünkü ben (Kadir gecesini) gördüm. Ben kendimi bir su ve çamur içinde secde eder halde gördüm." Peygamber (sav) itikaf yerine döndüğü zaman gökyüzünde bulutlar ortaya çıktı. Biz yağmura tutulduk. Onu (sav) hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, gökyüzünde bu günün sonundan itibaren bulutlar ortaya çıktı. O zaman mescit, hurma dallarından gölgelik biçiminde yapılmış bir çardak şeklinde tavansızdı. Muhakkak ki ben Peygamberin (sav) burnunda ve burnunun ucunda su ve çamur izini gördüm. Bize Abdurrahman, ona Süfyan, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Necih'in dayısı Süleyman el-Ahvel, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (ra) (T); Bize Süfyan, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (ra) -(Süfyan) şöyle dedi: Benim zannıma göre İbn Ebu Lebid, ona Seleme, ona da Ebu Said (ra)- şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girdik. Yirminci günün sabahı olunca itikafa girdiğimiz yerdeki eşyalarımızı naklettik. Bu sırada Rasulullah gelerek bize şöyle buyurdu: "Her kim itikafa girmişse şimdi itikaf yerine dönsün. Çünkü ben bu geceyi (Kadir gecesini) gördüm. Ben kendimi bir su ve çamur içinde secde eder halde gördüm." Peygamber (sav) itikaf yerine döndüğü zaman gökyüzünde bulutlar ortaya çıktı. Biz yağmura tutulduk. Onu (sav) hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, gökyüzünde bu günün sonundan itibaren bulutlar ortaya çıktı. O zaman mescit, hurma dallarından gölgelik biçiminde yapılmış bir çardak şeklinde tavansız (arîş) idi. Muhakkak ki ben Peygamberin (sav) burnunda ve burnunun ucunda su ve çamur izini gördüm.
Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Necih'in dayısı Süleyman el-Ahvel, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (T); Bize Süfyân, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said (T) Süfyân şöyle dedi: Benim zannıma göre İbn Ebu Lebîd, ona Seleme, ona da Ebu Said şöyle söylemiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girdik. Yirminci günün sabahı olunca itikafa girdiğimiz yerdeki eşyalarımızı naklettik. Bu sırada Rasulullah (sav)gelerek bize şöyle buyurdu: "Her kim itikafa girmişse şimdi itikaf yerine dönsün. Çünkü ben (Kadir gecesini) gördüm. Ben kendimi bir su ve çamur içinde secde eder halde gördüm." Peygamber (sav) itikaf yerine döndüğü zaman gökyüzünde bulutlar ortaya çıktı. Biz yağmura tutulduk. Onu (sav) hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, gökyüzünde bu günün sonundan itibaren bulutlar ortaya çıktı. O zaman mescit, hurma dallarından gölgelik biçiminde yapılmış bir çardak şeklinde tavansızdı. Muhakkak ki ben Peygamberin (sav) burnunda ve burnunun ucunda su ve çamur izini gördüm.